..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Mermere sýkýþmýþ bir melek gördüm ve onu özgürlüðüne kavuþtuncaya dek mermeri oydum -Mikelanjelo
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Deneysel > nezir keskin




3 Ocak 2006
Bankada Havale Beklerken Çýkan Üçüncü Dünya Savaþý!  
Bankada havale beklerken çýkan üçüncü dünya savaþý ve bir vagonda yaþayan o özgür adamýn hikayesi! tekmili birden!

nezir keskin


"Yolunuz Haydarpaþa garýna düþerse, sol tarafta, denize kadar uzanan yüksekçe bir taþ duvarýn denize yakýn kýsmýnda, geliþigüzel büyümüþ aðaçlarýn ve yeþilliklerin arasýna gizlemiþ o tarihi vagonu göreceksiniz! Biraz daha dikkatle bakarsanýz, kim bilir, belki, o, dünyayý pek de ipine sallamayan, o pejmürde kýlýklý özgür adamý da görebilirsiniz! Kim bilir?"


:BEAB:
Sýramý bekliyordum. Önümdeki sýrada, genç bir kýzcaðýz vardý, ardýnda iyi giyimli bir bey ve bir baþkasý daha...
Bana göre, nemrut suratlý, itici, önüne geleni ýsýran memure bayan, cicilerini teþhirde hiç tereddüt göstermeyen hâliyle, (sorun neydi bilmiyorum ama?) önce genç kýzý payladý, sonra da adama ters davrandý, sonra da, kolayca tahmin ettiðiniz gibi bana geldi sýra...
(“en iyi banka bizim banka” diyen reklamlara aldanmasam da, yine de bir bankaydý burasý, ama özel bir banka deðildi, olsaydý ne fark ederdi, onu da bilmiyorum!)
“sýradaki!”
diye çaðrýldým. O anda ne kadar gururlandým kendimle bilemezsiniz, sýradaki bendim çünkü!
“iþte, dayak sýram geldi!” deyip, yanaþtým bankoya allah’a sýðýnarak.
Bir yýðýn soru sordu, asabi bir þekilde! (nöbetçi subay geldi aklýma, geçmiþte, mamaktan, iri burunlu bi þey, nâm-ý diðer, ayý cengiz! Olura olmaza bi bahane bulup, “allah yarattý!” demeden, yýkýlana kadar döven cengiz…)
Tüm bedenimi ateþ basmýþtý, çenemi tutamadým, her an ýsýrmaya hazýr memure bayana,
“bu serviste inzibat olabilmek için ne gibi þartlar aranýyor, adaylarda?”
diye sormuþum, farkýnda olmadan.
Nee! Sen misin sataþan. Ablam, bi vitesten attý, bi köpürdü koca bankayý baþýma topladý, hakaret-makaret, ayýlýp-bayýlma, aðzý da bozuk üstelik teyzemin!
Derken, ýzbandut gibi bi güvenlik görevlisinin çekiþtirdiðini hatýrlýyorum!
Bayan, cýyak, cýyak baðýrarak bankonun müþteri tarafýna geçti. Ýkisi birlikte, hýrpalýyorlardý beni, bir de idarecileri yanaþtý yanýmýza, hep birlikte, yakýn alâkalarýný esirgemeden kibarca(!) sevmeye baþlamýþlardý beni!
Aklýma, geçmiþteki sorgu seanslarý gelmiþti ya! Ayný korku ve dehþeti yaþadým o an. Bir ara kendimi kaybedip, bi tane patlatmýþým güvenlik görevlisinin suratýna, ardýndan, o balçýk bayana bi tokat, sonra ver elini karakol, sorular, kimlik tespiti, ifâde vs...
(Karakola ifade için apar topar paket halinde götürülürken polis abilerden biri ile sýcak bi diyalog yaþamýþtým. Sevecen bi tavýrla sormuþtu durumu, bense mizahi bi dille aktarmýþtým olayý, güldü, bayan þikâyetçiydi, o ara, bir sürü dostunu da aramayý ihmal etmemiþti. Güvenlik görevlisi de, o, yakýþýklý ve kahraman(!) bir amerikalýyý andýran köþebent suratýndaki, yakýþýk almayan bir-iki çizik için ufak bir tamirattan sonra katýlmýþtý bize, sesler büyüyordu, bense gülümsüyordum!)
Polis memuru abi, onlarýn yanýnda, sesini özellikle duyuracak þekilde, “memurelere böyle hitap etmemem!” gerektiðini, sûni bir azarla tembihliyordu. Bunu bayaný ve yanýndakileri yatýþtýrmak için yaptýðýný hissettim bir an. Nedense, sadece benim yakalayabildiðim gülümseyiþinden, yaptýðým iþ sonradan hiç hoþuma gitmeyecek olsa da, onun,
“eline saðlýk” dediðini duyar gibi oldum. Ne bileyim öyle hissettim bir an iþte!
Karakola girdiðimizde, ikinci bir komediye þahit olacaktým, ömrüm boyu unutamayacaðým hâdiseye!
Biri, bizzat komiser tarafýndan kibarca seviliyordu. Otuz küsur yaþlarýnda, hýrpani kýlýklý biri! Zaman ilerledikçe, dayak yiyen adamýn boþ biri olmadýðýný anlamýþtým. Komiserin karþýsýnda koltukta, modern görünüþlü bir bayan ayak, ayak üstüne atmýþ, cigara tüttürüyordu. Bir taraftan da olayý anlatýyordu. Gözünü bayandan ayýrmayan komiserin yayvan tavýrlarýndan, bayaný tanýdýðý izlenimini çýkarmýþtým. Kadýnýn adýnýn þermin olduðunu da öðreniyordum bu arada. Þermin haným, güzel sanatlar mezunu, tasarýmcý, bir þirketin yönetiminde görevli, eski bir danýþtay üyesinin kýzýymýþ, vesaire.
Þýmarýk, þýllýk bir tipe benzemiyordu, güzel bir bayandý, aðzý da kalabalýk deðildi.
Ýlk izlenimim buydu ilk anda! Ama neden buradaydý? O halde anlamam lazýmdý, üstüme vazife olmasa da!
Böylesi bir hengâme yaþanýrken, üstüne bir de bizimkiler(!) eklenince, iþ, “bir resmi daire partisine” dönüþmüþtü! Her þeyi inceden inceye ayrýþtýrmama ve kendi durumum da hiç iç açýcý olmamasýna raðmen, aslýnda, ben o adamýn hikâyesini merak ediyordum, yavaþ, yavaþ da öðreniyordum.
Sonra da, sýra benim hikâyeme gelecekti!
Kadýköy iskelesinden kalkýþýna on dakika kala 9.20 vapurunda cereyan etmiþti olay ve Kadýköy karakolunda henüz bitmemiþti. Pejmürde görünüþlü genç adam, aslýnda kendi halinde, zararsýz biriydi ve bir serseri gibi görünmesine raðmen (aslýnda alabildiðine eðitimli, itü mezunu, ikinci okulunu biraz sýyýrdýðý için terk etmiþ! Vapurda, eskiden 1. sýnýf yolcularýn seyahat ettiði yerde, Þermin Haným’ýn cins fifisi, adamýn paçasýna arka ayaklarýndan birini kaldýrýp bi güzel iþemiþ, (bu arada Þermin Haným’ýn itinin de, kendi gibi alabildiðine pahalý bir bayan kaniþ olduðunu da öðreniyordum.)
Adam, Þermin hanýmýn köpeðini, pek de canýný yakmayacak þekilde, hafifçe ayaðýyla iterek “hoþt” demiþ, sadece. Suçu buymuþ!
Vay, sen misin cins Ýngiliz kaniþine “it” diyen?
Konsolos köpeði kadar kýymetli fifiye “it” demek. Bu ne cüret, bu ne densizlik? Þermin Haným, fenâ halde içerlemiþ bu çirkin hitaba, hem itinin itildiðine, hem de bu serseri kýlýklý adamýn cins bir Ýngiliz kaniþine “it” diye hakarette bulunuþuna. Ve adama yüksek sesle ve hatta ciyak desibelinde bir tonla ve orada “haazýr!” bulunan kamuoyunun da desteðini alarak sert çýkýþ yapmýþ, adam ise, “it de, it!” diye tutturmuþ, Þermin haným da, bunu gurur meselesi yapmýþtý.
Adama, “kaniþinin bir adý olduðunu” hatýrlatýyorsa da, adam, onun yine de, bir “it” olduðu konusunda ýsrar ediyordu, þiþen gözüne kan damlayan burnuna aldýrmadan.
Adamý döven, bekçi þevket, polis memuru vefik ve komiser cavit’ten ziyâde Þermin Haným’dý, o, ittiði “it”ti, biraz da komiser cavitti! Çünkü, bekçi þevket’le, polis memuru vefikin, aslýnda, adamla bir meselesi yoktu, tanýmazlardý da. Ama komiserlerinin davranýþlarýndan bu hýrpani kýlýklý adamýn varlýðý ile, kibar soylu ve yaþamayý 1. dereceden hak eden seçkin ve önemli insanlarý rahatsýz edebilecek biri olduðu kanaatine varmalarýydý. Yani adam, varlýðýyla, potansiyel bir huzur bozucu görüntüsü veriyordu, tedbiren saf dýþý edilmeliydi.
Aslýnda, komiser cavit, semtten yýllardýr tanýdýðý, geçmiþte milli þef amcanýn zengin ettiði, kalýntý ve bir ailenin kýzý olan Þermin’e, geçmiþten beri duyduðu ilgi yüzünden, komplimanýna, komplimanýna davranmasý sebebiyle büyümüþtü olay! Ama adam da, Þermin Haným’ýn fifisinin hâlâ bir “it” olduðu konusunda ýsrar etmekten bir türlü vazgeçmiyordu. Aslýnda, olayda bu kadar büyütülecek bir þey olmamasýna raðmen, komiser cavit, adama, biraz da vicdanýna danýþmadan, azýcýk, fazlaca yüklenmiþti...
Komiser, bir ara yeni çýkmýþ bir kanundan bahseder gibi oldu! “cumuk, mucuk ya da, cumcuk” der gibi geldi bana, ya da aðzýndan öyle bir þeyler çýkar gibi oldu! Adam hiç de oralý olmadý!
Hikâye böyle devam etti benim mesele ile öteki karýþýverdi gitti, olaya duvarlar þahitti, bir de o adam ve ben!
Bir de, Þermin Haným’ýn siteden komþularý, onunla birlikte karakola gelen, bir muhakkik edasýyla olaya þahit olarak orada hazýr bulunan, emekli albay, râci beydi.
Hepsinin beyanýna dayanýlarak tutanaklar hazýrlandý, böylece adam, bir de hakaretten mahkemeye gidecekti.
(Aslýnda adam adressizdi, adres olarak verdiði yer, komik bir yerdi, Erenköy istasyonunun yakýnlarýnda terkedilmiþ kýrýk dökük bir vagonda yaþýyordu. Ama “olsun” du! Bu da bir adres sayýlýrdý.
Yýllardýr, o vagonda yaþýyormuþ o, pejmürde ama alabildiðine özgür adam! Sessiz bir tanýk gibi, bir köþede unutulmuþ eski vagonda! Üzerindeki, yýllarýn verdiði yýpranma ve yorgunluðun izleri arasýndan bir tarih okumak mümkün olan vagonda! Haydarpaþa’dan, Hicaz’a kadar kaç kez gidip gelmiþti, o yýllarda. Yapýldýðý yýllarda imkânsýz denilen bir rüya gerçekleþmiþti ve sefere çýkan ilk trene baðlanmýþtý. Çýktýðý her seferde, geçtiði her kasaba köy, þehir, çöl, gece ve gündüz, ahþap ve metalden mürekkep bedenine çizikler atmýþ, derin izler býrakmýþ ve nice “yemene gideni geri getirememiþ!”
Yýllar sonra, bu büyük ve tarihi garýn uzak bir köþesinde, geliþigüzel büyüyen, karýþýk aðaç ve yeþillikler içerisinde yarý gizlenmiþ ve kolay fark edilmeyecek durumda, denize ve yan tarafýndaki yüksek eski taþ duvarýn dibinde, yine eskimiþ raylarýn üzerinde öylece duruyordu. Yaklaþýk doksan yýldýr hiç fark edilmeden ve belki hiç umursanmadan. Oysa o hali, duruþu, içinde yaþayan o adam, herkesten çok, bir anlam ifade ediyordu bana göre. Onu keþfeden adamdý o! Sanki gizli bir el tarafýndan, bir þeyleri belgelemek ve ispat adýna korunuyordu, hem o adam ve hem de, o adam kadar pejmürde, yorgun ve sessiz þahit, o tarihi vagon. Yoksa çoktan, haddehanenin yolunu tutarlardý ikisi de!)
Her neyse! Hemen duygusal platforma zýplatma düþüncelerini, madem olayý yazýyorsun, rasyonel bir gözlemle devam et!
Ýþte, Þermin Haným’ýn iti böyle ýsýrmýþtý hayattan genç denebilecek yaþta emekli, kimseye zarar vermeden, kendi dünyasýnda yaþayan, hafif sýyrýk, biraz filozof, ama dünyayý da, pek sallamayan özgür adamý!
Bu hikâyenin kahramaný aile saadetini býrak, aile görmemiþ ve kendini anasýnýn niye doðurduðunu hâlâ bilmediði, o acayip adamdý (aslýnda o, annesi def-i hacetini yaparken, kazara doðmuþtu!)
Adam sýrasýný savmýþ, sýra bana gelmiþti! Ýþte, asýl üçüncü dünya savaþýnýn baþlamasýna sebebiyet verecek olay buydu!
Sonrasýnda olacaklarý, ilerde yazýlacak olduðunda okumadan evvel, yolunuz Haydarpaþa garýna düþerse, sol tarafta, denize kadar uzanan yüksekçe bir taþ duvarýn denize yakýn kýsmýnda, geliþigüzel büyümüþ aðaçlarýn ve yeþilliklerin arasýna gizlemiþ o tarihi vagonu göreceksiniz! Biraz daha dikkatle bakarsanýz, kim bilir, belki, o, dünyayý pek de ipine sallamayan, o pejmürde kýlýklý özgür adamý da görebilirsiniz!
Kim bilir?




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Anla Artýk Bebek! [Þiir]
Karþýlýklý Ýki Sahaf Eski Bir Bedestende... [Þiir]


nezir keskin kimdir?

. . .

Etkilendiði Yazarlar:
...


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © nezir keskin, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.