..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Tarihten öğreniyoruz ki tarihten hiçbir şey öğrenmiyoruz. -Hegel
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
İzEdebiyat - Deneysel
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri

Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  

Muhsin Başkan
M.NİHAT MALKOÇ
Şiir > Bireysel

Muhsin Başkan öldüğünde Mezarda taşlar ağladı Süzüldü al yanaklardan Kirpikte yaşlar ağladı Muhsin Başkan öldüğünde Eğilmez başlar ağladı Hüzün çöktü sofralara Ekmekler, aşlar ağladı Muhsin Başkan öldüğünde Baharlar, kışlar ağladı Bütün uzuvlar yas tuttu Kirpikler, kaşlar ağladı Muhsin Başkan öldüğünde Yârânlar, eşler ağladı Kırklara karıştı yiğit Yediler beşler ağladı Muhsin Başkan öldüğünde Buz tutan düşler ağladı El

[DEVAMI]

 

 


 

 




Arama Motoru


• İzEdebiyat > Öykü > Deneysel
 Yedi Harika da Dünya  (Safiye Karaağaç)

Atla motorsiklete ver elini Arjantin. Beline sarılmamı huy edindin sen biliyorum. Fazla hız yapma olur mu? Ama rüzgarı tüm vücudumda hissedeyim de bir yandan. Beni sevdiğini söyleme olur mu? İnanmam çünkü. Arjantin bizi bekliyor. Bas gaza Che-pras
 Gezegen!  (Safiye Karaağaç)

Hadi yürüyerek göbek eritme vakti. Antik kentten geçerek kumsala gidiyoruz. Sağına soluna bakma her yer çiçek çünkü böcek çıkabilir.
 Moskova Günlüklerinde Aşk  (Safiye Karaağaç)

Mendilimde kırmızı var!
 Hikayeye Çeyrek Kala  (Sinem Bağcivan)

" Her şey hakkında yazmak istedim. Her şeyi... Bir zamanlar olduğumuz kişileri, her şeyi! Ve en sonunda her şey birbirine girdi ve ben başaramadım. Başaramadım! Neyle başlarsan başla, sonunda o kadar eksik oluyorsun. Lanet olası, saf kibir ve aptallık!" The Hours Filminden
 Baba, Sevgili ve Resimler  (Pınar Şafak)

İnsanın çocukluğunda beynine ve yüreğine ne doldurursanız yaşamının tüm geri kalanını onlar belirler ama her zaman sizin beklediğiniz biçimde değil....
 Evimin Kapısı  (Yeter Özhal)

Uzun zamandır anahtar deliğinden içeri giriyorum. Sessizce süzülüyorum, ağır ağır. Eve attığım ilk adımda nedense “N’aber?” diyesim geliyor ama duvarlara konuştuğumu fark edip kursağıma düğümlüyorum naberimi.
 Serbest Metinlerde İntihar Düşleri...  (selim çok)

ehliyetsizliğimin bilincindeyim.bilinç yüklüyüm.ruhum kılıçlar üretiyor yeni adalar fethediyorum.duygu adacıkları.içinde sevişiyor ama boşalamıyorum.
 Bir Robotun Güncesi  (YILDIZ AKA )

Bulutlar hızla yer değiştiriyor, şu gri olan küçük bir kıza benziyor, gülümseyen, lüle saçlı, elbiseli, kurdelalı ayakkabılı... Ağaç gibi yakındaki bulutlar, bahçeye girdi şimdi kız, kollarını kaldırdı, ağacın dalını tuttu, tırmandı, oturdu dala. Dut yiyor. Büyüdü kız, ders çalışırken ağlıyor, aşık, o bilmiyor. Kara bulutlar arttı, şimşekler sıklaştı, rüzgar kuru yaprakları yüzüme yapıştırıyor, güzel kokuyorlar. Karıncalar üstümden geçiyor, acele yetişmeleri lazım, yağmur geliyor. İşte yine çıktı, küçük kız. Güzelleşmiş, şık giyinmiş, dik duruyor, gülümsüyor, çalışıyor, mutlu. MÜzik sesi geliyor uzaktan. Tanıyorum ben bunu, bir belgesel vardı onun müziğiydi bu. Evlenmiş, yemek yapıyor, kıyafetleri ucuz, saçları dağınık, rengi solmuş, yırtık terlikler var ayağında. Bebeği kucağında, elinde biberon var, kilo almış. Üstü başı perişan. Şimşekler çakıyor. Birileri geliyor, sesler yaklaşıyor, bedenimi buldular. Başka da hiç bir şey bulmazlar. Yıldırımlar, sahibim geldi, gidiyorum
 Yeni Gün  (YILDIZ AKA )

Her günkü gibi önce dizlerimin üstünde, ellerimdeki kırışıklıklarda, sol elimin yüzük parmağının altındaki beyazlıkta, kırılgan tırnakların içinde aradım. Yüzümde, göz çukurlarıma birikmiş çapakların altına, yavaşça terliklere götürdüğüm ayaklarımın şekli bozulmuş parmaklarının arasına, baktım. Usulca tuvalete yürürken, lambanın düğmesinin üstündeki izleri de es geçmedim. Lavobada temizlik işini yaparken içim korkuyla titredi, ya buralardaysa ya yıkarken süzülüp akıp giderse...
10 
 İki Kere İki Kaç (K) Eder?  (Özge GÜNDOĞDU)

Okunacak hiçbir şey yoktur. Yaşanmıştır ve bitmiştir. Bu kez yaz'ıl'mamıştır!
11 
 Hikaye Yazmak İsteyenlere Sekiz Tüyo  (Yeter Özhal)

Yirminci yüzyılın ikinci yarısında Amerikan edebiyatına damgasını vuran Kurt Vonnegut’un kısa öykü hakkındaki tezi, vakti zamanında Chicago Üniversitesi tarafından kabul edilmemişti. Zaman, üniversitenin yanıldığını gösterdi. İşte Kurt Vonnegut’un verdiği derslerde önerdiği sekiz hikâye tüyosu:
12 
 Sokarım Seni Şalvarıma Çıkarırım Tozpembe  (Seyfullah ÇALIŞKAN)

İmdat, ırzıma geçiyorlar. Namusum elden gidiyor. Yetişin… Ne alakası var şimdi. Aklıma karpuz kabuğu düşürdü salak. - Şalvarında ne varsa çıkar, şuraya koy, dedim. Masayı gösterdim. Hiç niyeti yok. O hala bir fırsat kolluyor. Şaşkınlığımdan yararlanıp kaçacak. Pencereler demirli olmasa uçup giderdi zaten. Kaçamıyor, bağırıp duruyor. Hırsız bizi kendi evimizde faka bastıracak. Vay uyanık vay... Ben de bağırmaya başladım.
13 
 Öyle Pat Diye de Ölünmez ki  (Seyfullah ÇALIŞKAN)

Selviler neden aklımı dolaştırıp duruyor bu akşam? Hâlbuki ağaç denince aklıma ilk önce Selviler gelmez ki. Ulu çınarlar, köknarlar, ladinler, yabani elmalar, çakal erikleri gelir. Ama illa kirazlar ve onların sonbaharda ateş rengi yaprakları... Dere kenarında dalları sulara doğru sarkan söğütler. Asfalt boyunca uzayıp giden karaağaçlar, çamlar, akasyalar, iğdeler ve tek tük incir ağaçları. Az kalsın unutacaktım. Yaz kış parlak yapraklarıyla capcanlı görünen taflanları severim ben.
14 
 Bir An  (pelin saraç)

Yalnız kaldığım bu zamanlarda aynı banka oturup yalnızca yazdım,bir anlam aramadım
15 
 Dark 6. 11  (selim çok)

zaman kaderi örtüyordu.beklentilerin altından bir asit nehri geçiyordu
16 
 Osman'ın Dünyası  (MUHAMMET ALİ YÜKSEL)

12 eylül'ün çalkantılı günleri,Osman'ın gerçeklik duygusunun oluşması,kayıp bir kuşağın Osman'ın kişiliğinde yansıtılması
17 
 ayrılık usulü elmalı pasta  (zehra erkuş)

annecim, pastanın soğumasını bekleyen o eski benden eser kalmadı, senin kadar bile olamadım, ne vasiyet bırakacağım biri var ne de vasiyetime yazabileceğim bir pasta...
18 
 Yardım  (MUHAMMET ALİ YÜKSEL)

Herşey akıyordu,değişiyordu hayat çoğu insanı savuruyordu bu kasabadan,etkilenenler,tutunamayanlar uzun yıllar sonra baktıkları resimlerde ilk bıraktıkları gibi karşılarına resimlerde donmuş olarak çıkıyordu.Çocukken oyun oynadıkları geniş alanlar,sarı güneşin yakıcılığı yeşil alanlardaki su sesleri ...sahip oldukları ve olmadıklarıyla terkettikleri sokaklar...
19 
 Herhangi Bir Savaş  (Deniz Ege )

Birisi barışı başlatmalı. Tıpkı savaşı başlattığı gibi! Stefan Zweig
20 
 Dirahşan  (selim çok)

Senin ki bilmem kimdedir aslolan anlamı değil Ardına bakma göremezsin Seni yaşamak istiyorum uyan dedi kalk ve git..

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18  Sonraki Sayfa




son eklenenler
Gezegen!
Safiye Karaağaç
Öykü > Deneysel
Yeni Gün
YILDIZ AKA
Öykü > Deneysel
Evimin Kapısı
Yeter Özhal
Öykü > Deneysel
Dirahşan
selim çok
Öykü > Deneysel
Efendisiz
selim çok
Öykü > Deneysel
İğde Sokağı
Hacer AKTAŞ
Öykü > Deneysel
81. Çizgi
selim çok
Öykü > Deneysel
Yardım
MUHAMMET ALİ YÜKSEL
Öykü > Deneysel

 


 


Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2023 | © , 2023
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.