öyle bir düşündüğü zaman, hemen hemen kendi durumunda olan binlerce insan vardı. Zenginler- daha iyi bir yaşamı hakedenler- azınlıktaydı. Son günlerde ülkedeki azınlık hakları da epey bir genişletilmişti. Fabrikada patronuna bir şey sormak için gittiği sırada işitmişti bu sözleri. İçeriğini bilmiyordu ama demek ki zenginler iyiden
İçleri geçmiş onların. Ruh kavramını unutmuşlar. Hayatın hiç bir anından zevk alamayan ölümün onu almasını bekleyen zavallılar!
Günümüz aşkları... Ne kadar da çok seviyoruz bu lafı kullanmayı. Sanki geçmişin aşkları farklıymış gibi. Günümüz aşkları şöyledir yok efendim böyledir.
Benden önce gel nefesimi hisset istersen / Yada benden önce duy yağmurun dedikodusunu
Bu kadar güzel manzara renk renk ışıklar saklar içindeki zavallıları. / Bende yalnızım
Dışarda yağmur damlaları her biri bir şeyler anlatma telaşında kaldırımlara.. / Tıpkı benim
Doğumla birlikte görünmez bir kağıt tutturulmuş insanların ellerine / Direktiflerden örülmüş cümleler sınırlandırılmış
Saatler homurdanıyor, zaman ise bittigini söylüyordu.. / Bilmiyordu! / Bizdik
mahkeme önündeki aşk! / gözleri bağlanmış bir elinde terazi bir elinde kılıç olan
dur bu gece yağmurun sesinde ayrılıktan eser yok / bak ellerime nasıl da
Derin bir uykudaydım senin yanında uyandım ağlıyordum / Dudakların farklı söylüyormuş gözlerinden aldandım
Gözlerimden damlıyorsun aklıma geldikçe gökyüzünden kayıp giden yıldızlar... / Demir atmışsın kalbimin derinlerine
Yorganımı örttüm bu gece korkularımın üstüne.. / Yalvardım kurtarsın beni diye güneşe...
