Zamanı gelen bir düşüncenin gücüne hiçbir ordu karşı koyamaz. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Hastalık vücuduna yavaş yavaş hissettirmeden girmişti. Tedavi süreci başldığında koltuk değneğiyle yürüyebilirken bir kaç yıl içinde yürüme fonksiyonunu tamamen yitirmiş, tekerlekli sandalyede oturur duruma gelmişti. İşte şimdi ömrünü geçirdiği ikinci kattaki evi koltuk değneğiyle yürüyebildiği dönemde almışlardı. O günlerde ev çok üst katlarda olmadığı için kolay çıkacağı ve hiç yorulmayacağı düşünülmüştü. Ama hastalık ilerledikçe bu hesap tutmamış, sürecin sonunda eve mahkum bir hale gelmişti. Bu mahkumiyet dönemi içindeyken bir gün radyoda dinlediği programda bir asansör ustası engelliler için evin dışından asansör yapılacağını, bunun maliyetininde çok yüksek olmadığını söylüyordu. Bu bilgi onu heyecanlandırmaya yetmişti. Böyle bir asansörle akülü sandalyesiyle sokağa çıkabilir, hatta bir işte bile çalışabilirdi. Yıllar sonra ilk kez bir konuda heyecanlanmış, ümide kapılmıştı. Bu güzel hislerle hemen asansörcüyü çağırdı, fiyatta anlaştı ve hemen projenin çizilmesini istedi. Onu hayatla bütünleştirecek bu büyük kolaylığa erişmesi yolunda tek engel kalmıştı; o da apartman sakinlerinin iznini almak. Bu süreçtende hiç korkmamıştı, yıllarca komşuluk ettikleri, çilesine, yalnızlığına ortak olan bu insanlar böylesine hayırlı bir konuda ona destek vereceklerdi. Konuyla ilgili izin belgesi bu düşüncelerle apartman sakinlerine sunuldu. Gerçektende komşular büyük bir mutlulukla izin kağıdını birer birer imzalıyordu. Sıra altkattaki komşuya geldiğinde olan olmuş, komşunun binanın görünümü bozulur, gürültü olur gerekçesiyle dünyası kararmış, ümitleri solmuştu. Anlam veremese de, kızsa da, üzülse de bu durumu değiştiremeyeceğini biliyor, sosyalleşme hayallerine veda edip yeniden çilehanem dediği odasındaki köşesine çekilmişti. Günler yine aynı sıkıcılıkta geçerken birgün televizyonda yeni özürlüler yasanın meclisten geçtiğini öğrenmişti. Özellikle fiziki şartların engelliler için uygun hale getirilmesiyle ilgili düzenlemer dikkatini çekmiş, engellilerin yaşamını kolaylaştıracak düzenlemerle ilgili hiçbir şekilde kısıtlanamayacağı, gerektiğinde binalarda bu tür düzenlemelerin izin almaksızın yapılabileceğini öğrendiğinde yeniden yüzü gülmüş, mutluluktan adeta göklere uçmuştu. Bu güzel haberin ertesi günü konuyu uzmanlarına sordu ve artık bir sorun kalmadığını öğrenince hemen asansörün yapımı için ustayı aramıştı. Bir yandan artık özgür olacağı için seviniyor, bir yandan da böylesi hayati bir konuda istediğinin olması için bir yasanın çıkmasının gerektiğine içinde yaşadığı toplum adına üzülüyordu..
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © selma kozleme, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |