..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Tüm mutsuzluklar yokluktan değil, çokluktan gelir. -Tolstoy
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Anı > Alper AKARSU




30 Nisan 2006
Zeynep Aba - (Çamur'dan Ahlaklar)  
Alper AKARSU
O gece içki içmiş,sarhoş olmuş.Kerem bağırıyor: '-Ulan siz birisini iki kişi beceriyorsunuz!!Gün gelecek ben ikisini kendim becereceğim!'


:CEJC:
Sıcak bir bahar günüydü.Kerem yine bahçe duvarına işiyordu.Babaannesi seslendi:
''-Lan piç kurusu,kokuttun her yerleri yine!..''
....
Kerem umursamadı.Umursamazdı.Kerem'in tuvalet alışkanlığı yoktu,nereye olursa işiyor,sıçıyordu..Bu yüzden bahçelerine girdiğimizde kesif bir sidik kokusuyla 'burun buruna' geliyorduk.Kerem 5-6 yaşlarında,kara-kuru bir çocuktu.Bağıra bağıra konuşur,sinir edici cırtlak sesi gün boyu mahallede yankılanırdı..Saygısız,görgüsüz,münasebetsizdi..Münasebetsiz tavırlarına maruz kalan mahalleli Kerem'den yaka silkerdi.
Yüzü her zaman pisti.Ya salçalı ekmek yer,ağızlarının kenarları salçalı salçalı;ya da çamur yer,yüzü gözü çamur içinde gezerdi.Biz ona bu yüzden 'çamur' ismini taktık.
Çamur genelde belden aşağısı çıplak gezerdi.Gereğinden fazla mı yoksuldular ne?Yoksa yoksulluk donlarına kadar çekip almış mıydı?Ama buna aldırış etmezdi Çamur;varsıl komşularına yardım eder,ya bir dilim salçalı ekmeklerini,ya da gazozlarını alırdı.Çoğu kez mahalledeki çocuklarla dalaşır,sopayı yiyince de ablasına seslenir,kendisini sopalayan çocuklardan şikayetçi olurdu.Ablası,elinde cigara,sinirli sinirli üfleyerekten gelir,önce Kerem'i döven çocukları evire çevire bir güzel pataklardı..Sonra Kerem'in çıplak kıçına tokatlar indirirdi,çap,çap!Çocukluğum Kerem'in mahallesinde geçti.Bu meydan dayaklarından biz de nasibimizi aldık çoğu kez,hiç suçumuz yokken.
Kerem'den başka evde yaşayan beş kişi daha vardı.Şehirde tellaklık yapan babasını da sayarsak,altı.Babası eve ayda bir kez ya uğrar,ya uğramazdı.Kerem'in iki ağabeyi vardı,ikisi de kasabaya yakın bir fabrikada çalışırdı.Ablası da evde koca beklemekle meşguldü..Annesi hastalıklı bir kadındı,bastonsuz yürüyemezdi.Günde iki paket cigara yetmezdi.Ve Zeynep Aba..Kerem'in babaannesi..Hep dalgın,hep hüzünlü..
..
Kerem Zeynep Aba'nın az önceki 'piç kurulu' uyarısını hiç sallamadı.Cevap vermedi.Bu sefer olduğu yere çöktü.Ikına sıkına işe koyuldu.Kerem bir yere pisletmiyordu.Bahçenin her köşesine belli aralıklarla,öbek öbek,bir peyzaj ustası gibi,şekilli şekilli imzasını atıyordu.Belli ki engin tecrübelerinden şunu çıkarmıştı:Bir yere yaptığı zaman öbek büyüyor,pisliği orasına burasına bulaşıyordu.Zeynep Abu Kerem'i azarlamayı unutmuş,yine dalmıştı.
Gözleri uzaklara daldı Zeynep Abu'nun..Her gün beynini kemiren düşüncelere daldı.Sabahtan beri güneşin kavurduğu bahçeden yükselen ağır sidik kokusu genizlerini yakmıştı.Bir cigara yaktı,boğazına yapışan sidik kokusunu bir an duymamak için derin bi nefes çekti tütününden.Hava kapanıyordu.Nisandı..Bulutlardan belliydi,uzun sürmezdi,birazdan kuvvetli bir nisan yağmuru bastırırdı.Zeynep Abu kederli kederli çekti tütününü..Tahmin ettiği gibi yağmur başladı.Gülümsedi..Gülüşü zehirleşti..Ağlamaklı oldu.Etrafa tatlı bir toprak kokusu yayıldı.Toprak kokusu sidik kokusunu bastırdı.Yağmur hızlandı.Yağmur suları bahçede kendine yollar açtı,Zeynep Aba'nın gözleri yağmur sularının sürüklediklerine takıldı..Kerem'in her yere sıçtığı bokları yağmur suları götürüyordu.Bahçede keyifli bir yolculuğa çıkmıştı boklar.Hep aynı yerdeydiler,hep aynı bahçede yıllar yılı bir oraya bir buraya..Zeynep Abu da doğduğu günden beri hep aynı yerdeydi..Yıllardır pencerenin dibinden hiçbir yere ayrılmamıştı.Hep pencerelerdeydi.Bir şey mi bekliyordu?Birilerini mi bekliyordu?birilerinin onu oradan alıp götüreceğini mi hayal ediyordu?Artık yaşlanmıştı,bunun için artık geç olduğunu kendisi de biliyordu.Gözü pencereden süzülen yağmur damlacıklarına takıldı..Gözünden süzülen bir damla yaş kuru yüzüne düştü.Ama gözyaşı Zeynep Aba'nın yüzünde yol bulamadı kendine..Gözyaşı yüzünün kırışıkları arasında kayboldu,kurudu..
Yine aynı pencerenin boyunda yine aynı şeyleri düşünüyordu.Yıllardır düşündüklerini.Yıllardır yattığı cezaevinden ne farkı vardı bu evin,bu bahçenin?Hiçbir şey değişmeyecekti madem ne diye çıktı ki oradan?Hep aynı şeyler kemirecekti beynini madem,niçin burada?Ne değişti?..
Düşüncelere daldı.Yağmur hızlandı.Genç bir kızken mahallede gizlice buluştukları çocukla evlendiklerini düşündü.Filmi hızlı sarmak istiyor,ayrıntılarda boğulmak istemiyordu.Hemen en son sahneyi canlandırdı zihninde.Kocasını başka bir kadınla yakaladığı anı düşündü.Hemen koşup,sıcak,hafif,naftalin kokulu yorganların altında uyuyan soğuk,ağır tabancayı aldığını düşündü.İkisini de vurduğunu düşündü.Son sahnede karmaşık hislere boğuldu,durduk yerde bağırmaya başladı!Yağmur iyice hızlandı.Dışarıya koştu,avazı çıktığı kadar bağırmaya başladı!Oraya buraya tekmeler savurmaya başladı.Kerem'in boklarını tekmeledi,tekmeledi..
...
Zeynep Aba'nın zihninde akan bu olayların sonrası da var elbette.Ama Zeynep Aba zihninde filmi daima burada bitirir.Film kanlar içinde iki ceset ve gözleri yaşlı bir kadın sahnesiyle son bulur.Sonra cezaevi günleri başlar.Deniz kıyısında bir cezaevinde türlü olaylara şahit olur,hepsini unutur,hiçbirini,kimseye anlatmaz.Ama komşu kızına yazdığı mektuplarda,cezaevinden kaçmayı düşündüklerini,fakat kendisinin son anda vazgeçtiğini anlatır.Yağmurlu bir günde kaçmaya çalışan arkadaşlarının cezaevinin bodrumunda su baskını sonucu boğulduklarını da anlatır.
Mahalleli Zeynep Aba'nın öyküsüne eklemelerde bulunur.Zeynep Aba'nın kocasına bu kadar büyük bir kin beslemesinin sebeplerinden birisi de,kocasının,evdeki öküzleri kendisinden habersiz satmasıdır.Bir gün bu haberi alan Zeynep Aba çılgına döner,silahı kaptığı gibi tarlada çalışan kocasına koşar.Tarlada,çardakta,yine,kocasıyla sevgilisini yakalar.Zeynep Abu deliye döner,çeker ikisini de vurur.Bu da yetmez,kocasının cesedini ateşe verir.Sonra cezaevinin yolları görünür.
...
Ben Kerem'den en son bahçe duvarına işerken ayrıldım.Zeynep Aba'yı da pencerede yine dalgın dalgın,kederli kederli tütün içerken bıraktım.

Uzun yıllar sonra bir akraba ziyaretine gittim Keremler'in mahallesine..Akrabaların ağzını aradım.Zeynep Aba'yı,Kerem'i,ailesini sordum.Zeynep Aba öleli çok olmuş.Kerem'in annesi de ölmüş.Büyük abisi şehirde iyi bir iş bulmuş,evden ayrılmış.Ablası muradına ermiş.Evde babası ve abisiyle kalakalmışlar.
Ama babası çok geçmeden Orta Asyalı,orta yaşlı bir hanımla evlenmiş.Fakat babası evlenince mahalleye bir hareketlilik gelmiş.Mahalleye sık sık taksiler girip çıkıyormuş.Taksilerden inen kızlar Keremler'in eve gidiyormuş.
Benim mahallede olduğum o gece kendim de gördüm ki anlatılanlar doğru.Taksiler geliyor,içlerinden genç kızlar iniyor,Kerem'in babası ve abisi kızları kapılarda karşılıyor.
Mahallede olduğum o gece dışarıda bir gürültü koptu.Dışarıda birisi avazı çıktığı kadar bağırıyor,ağza alınmayacak küfürler ediyor.Pencereye koştum.Kerem...
Sağa sola yalpalıyor.Kerem büyümüş,on sekizine gelmiş.Delikanlı olmuş.O gece içki içmiş,sarhoş olmuş.Kerem bağırıyor:
'-Ulan siz birisini iki kişi beceriyorsunuz!!Gün gelecek ben ikisini kendim becereceğim!'
Neye uğradığımı şaşırdım!..
Ortada yine bir ahlaksızlık dönüyor.Kerem de bu ahlaksızlıktan bir pay peşinde.Sonra Kerem bahçelerine yöneldi,kendi kendine söylenerek.Usulca salındım sokağa,Keremler'in bahçesini görebileceğim bir yere iliştim.Kerem söylenmeye devam ediyor.Bu bahçede bir lanet mi var?Neden bir asırdır hiç huzurlu olmamış?Bir büyü mü var burada?Birileri gelip burada,işte tam bu bahçenin orta yerinde kocaman bir kazan içinde,ne kaynatmışlar,hangi büyüleri yapmışlar!?
Zeynep Abu bir şovalye miydi?Doğru mu yapmıştı?Burda,bu bahçede,eski zamanlardan kalma,çok güçlü bir büyü olduğunu o da düşünmüş müydü?Yaptığı bugünü değiştirdi mi?Bugün olanlar yine olur muydu;Zeynep Aba ahlaksızlığa,haksızlığa tabancayla,Çakırcalı gibi efelenmeseydi?Ne değişti?Torunu şimdi ne istiyor?Farkında mı?Bir kuşak çatışması mı yaşıyoruz ne?..Zeynep Aba'nın tabancası,Kerem'in sokak ortasındaki bağırışları..Nasıl olmalı?
...
Kerem söylene söylene fermuarını açtı,şöyle bir bahçe duvarını suladı,tıpkı eski günlerdeki gibi..Gök gürüldüyordu.Tek tüm yağmur atıştırmaya başladı..Kerem olduğu yere oturdu.
Yağmur hızlandı,Kerem'in gözleri yağmur sularının sürüklediklerine takıldı..Yağmur suları Zeynep Aba'yı sürüklüyordu,öküz paralarını,Kerem'in sidiğini.Köpük köpük kabardı yağmur suları..Yağmur suları kendine bahçede yollar açtı.Yağmur suları Kerem'in çaresizlikten döktüğü gözyaşlarını da sürükledi bir ara..


.Eleştiriler & Yorumlar

:: slm kardeşim
Gönderen: turhan elmas / Bursa/Türkiye
21 Eylül 2006
çamur' DAN AHLAKLAR . çok güzel dokundurmuşsun. hayatta Zeynep aba ve kerem gibiler hep var. sokakta görüpte pis dediğimiz çamurlu çocuk büyüyor çamura batıyor . Farklı bir yorum katmışsın kardeşim. çalışmalarını takip ediyorum. okulda göşemiyoruz ama bana verdiğin ümit yaşar oğuzcan 'nın kitabını okuyorum. sana teşekkür ediyorum. bu arada kitabı unut kardeşim o benim artık. sevgilerimle




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın anı kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ayva
Maymun

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
İstanbul! [Şiir]
Analarımıza... [Deneme]


Alper AKARSU kimdir?

,


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Alper AKARSU, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.