...Fizyolojik tepkelerimizden kayaklanan ihtiyaçlarımızdan farklıdır sanat. Yemek yememiz gerektiğini, susadığımızı, ya da eşeysel isteklerimiz, hormonlarımız ve devamında ki bir dizi sinirsel işleyişten sonra bilincimize ulaşır. Yorumlar bizi bundan çok uzaklara götürebilir. Sanatın hangi dalı için olursa olsun, salt kriterler belirtilemez. "Evrim ve üretimin bir kırılganlığıdır sanatın tüm dalları" Yukarıda belirtilen fizyolojik ihtiyaçların tamamı canlılar için geçerlidir. Oysaki bizler konuşabildiğimiz, zira düşünebildiğimiz için her tanımı ve yorumu yapabiliriz. Daha basit bir dille açıklayacak olursak, bir müzik parçasının, bir resmin, bir edebi metnin, vs. ne kadar sanatsal olduğunu kesin sınırlarla belirtemeyiz. Bir ulaşım aracının üretilmesini ihtiyaca dayandırırız ancak Picasso'nun 'Karga ve çocuk'unu yüzlerce nedenle açıklayamayız belki de. İşte burada bilimin ve teknolojinin faydaları devreye girer. Çünkü doğayı anlamaktır bir bakıma değişim. Felsefe ile yoğruluruz ve uzun sorgulamalar yaparız ancak sanat daha çok ifade biçimidir. Onbinyıl önce mağara duvarlarına kazılmış resimler sanat adı altında yorumlanabilir ancak unutulmamalı ki bu bir yorumdur ve koşullar değiştikçe fikirler ve tanımlarda değişir. Nitekim Sümerlerin yazıyı bulması çok farklı tanımlarla tarihteki yerini aldı. 'Bir yazarın kaynakları utançlarıdır, bunu kendinde bulamayan ya aşıracaktır ya da eleştiriye yönelecektir' der E.M. Cıoren' Şimdi bir kez daha sormalıyız, sanata ne kadar ihtiyacımız var? Ya da, sanat ihtiyaçtan mı kaynaklanıyor. Yemek yemediğimiz için veya su içmediğimiz için ciddi sağlık problemleri ile karşılaşabiliriz. Hatta devam ederse ölebiliriz ama sanat olmadığı için ölmeyiz.
Bir de şöyle düşünün; 'İnsan temiz olmak zorundadır' ifadesi günümüz için doğrudur ancak avcı toplum yapısında yaşayan beyni 350 cc'yi henüz geçmiş atalarımız için doğru olur muydu? Bu değişim -Fizyolojik olarak kısmen ama konuşmadan sonra zihinsel olarak çok büyük bir değişimdir- beraberinde sanatı bilimi ve birçok yeteneği bize kazandırmıştır. Özet olarak, sanat yemek gibi su gibi bir ihtiyaç değildir. Paylaşmadan çok zor olacak yaşantımızın işlevsel sonuçlarındandır...(1999, Gölge Notları)