..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Her devrim yokolup gidiyor ve peşinden yalnızca yeni bir bürokrasinin artıklarını bırakıyor. -Kafka
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > İronik > NAMIK SONER AKINCI




5 Şubat 2007
Okey - Mangal - Merak  
NAMIK SONER AKINCI
Bu benim ilk öyküm. Ben öykücü değilim. Öykü yazmayı da bilmem. Bazen ilham gelir, bir hikaye oluşur kafamda ancak elime kağıt kalemi aldığım anda kelimeler uçuşur, yok olur ve öylece kalakalırım kılıçtan keskin kalemimle ve pirupak sayfamla.


:BAHE:
Ben öykücü değilim. Öykü yazmayı da bilmem. Bazen ilham gelir, bir hikaye oluşur kafamda ancak elime kağıt kalemi aldığım anda kelimeler uçuşur, yok olur ve öylece kalakalırım kılıçtan keskin kalemimle ve pirupak sayfamla. Yine böyle yetenek yoksunu olduğumu düşündüğüm ve ağlamaklı olduğum bir haziran akşamında – mayıs ta olabilir ama kulağa haziran daha hoş geliyor- elimde bir fincan bol şekerli ve sütlü kahvemle, odamın karşı apartmana 10 metre uzaktan bakan penceresinde oturmuş öyküme malzeme bulabilme ümidiyle komşu balkonlarda yaşananları gözlemlemeye koyuldum. 2. katın balkonunda başörtülü yaşlı bir teyze oturuyor yeşil fasulyeleri ayıklıyor, 4. katta 2 kardeş balkonda top oynuyor, yanlarındaki dairede 2 genç teyzeleriyle mangal yakıyor kokusu ta buralara kadar geliyor, bir diğer balkonda ise 4 genç oturmuş okey tahtasına taş diziyor.
     Balkon izlemek röntgenciliğe girmez düşüncesindeyim. Çünkü zaten yapılan her şey göz önünde, gizli saklı bir şey yok. O yüzden içim rahat. Zaten ben de saklanmıyorum. Penceremden, zaman zaman kimisiyle göz göze gelecek kadar rahat bir şekilde izliyorum komşuları. Her şey olağan seyrinde ilerliyor ve benim öyküme malzeme olacak hiçbir şey yaşanmıyor diye düşünmeye başlamıştım. Fırtına öncesi sessizliği seyre daldığımı ve okey oynayan gençlerden birinin taş çaldığının diğer arkadaşları tarafından anlaşılmasıyla gürültünün kopacağını anlamak için çok beklemedim. Sadece eğlenmek için oynanan bu basit oyunda taş çalan çocuğa arkadaşlarının ağır hakaretleri ve ardından suçlu gencin taşları ortalığa dağıtmasıyla alevlenen tartışma gittikçe büyüyor, diğer komşularında ellerindeki işi bırakıp oraya yönelmesine yol açıyordu. Tabi bu arada en şanslı açıya ben sahiptim çünkü olanları tam karşıdan görebiliyordum. Mangal yapanlar önce birbirlerine daha sonra da bana dönerek orada neler olduğunu sordular. Ben ise “biri taş çaldı” diyerek kısa bir cevapla geçiştiriyor hiçbir kareyi kaçırmamak için gözümü 4 gencin bulunduğu olay mahallinden ayırmıyordum. Mangalcılar söylediğimden bir şey anlamamış olacaklar ki gittikçe yükselen bağırışlar, yumruk ve tokat seslerinin geldiği yeri daha iyi görebilmek için balkonlarından sarkmaya başladılar. Çok meraklı milletiz azizim. Eminim orda bulunan herkes olayların daha da büyümesini hatta kan akmasını istiyorlardır diye düşünürken “yanıyorum” diye yükselen bir çığlık okeycileri bile susturup neler olduğunu anlamak için mangalcıların olduğu balkona doğru bakmasını sağladı. Gençlerin kavgasını daha iyi görebilmek için balkondan eğilen gençlerden biri mangal alevine yakalanmış ve paçası cayır cayır yanmaya başlamıştı. Hem onun hem de teyzesinin çığlığı bütün mahalleyi inletiyordu. Bu sırada okey oynayan gençler önce birbirlerine daha sonra da bana dönerek orada neler olduğunu sordular. Ben “yanıyor” demekle yetindim. Azizim çok duyarsız olmuşuz. Orada adam yanıyor, biri de cankurtaran arayıp haber vermiyor olayı kaçırmamak için. Top oynayan ufaklıklar heyecanlı, çok eğlendikleri her hallerinden belli bir şekilde yangını seyretmeye çalışıyorlar ve bu arada da görüş alanları benim kadar iyi olmadığı için tırabzanlardan aşağı doğru ayaklarını yerden keserek eğiliyorlardı. Tam mangal mağdurunun fazla yara almadan ateşinin söndürülmesine sevinecekken çocuğun dengesini kaybedip balkondan aşağı doğru uçtuğunu görerek bir daha irkildim! Herkes olayların bittiğini düşünürken benim “çocuk düşüyor” şeklindeki çığlığımla tekrar tırabzanlara koşup “başını göremedik bari sonunu kaçırmayalım edasıyla” çocuğun olduğu yöne doğru bakmaya başladılar. “İşte bunun sonunda kesin kan akar” düşüncesindeyken, fasulye ayıklayan teyzenin şefkatli kucaklarında görünce çocuğu, herkes rahatladı tabi. Teyzeyi bütün apartman alkışlıyor, teyze ise mahcup bir gülümsemeyle selam veriyor, çocukla birlikte içeri giriyor ve perde kapanıyor.
     Aklıma yine yazacak birçok şey geliyor ama eminim elime kalem kağıdı aldığımda kelimeler yine uçup gidecek. Ya da kim bilir belki de bu kez yazacak bir şeyler bulurum. Kahvemden bir yudum daha aldım. Buz gibi olmuştu. İçeri geçtim ve perdeyi kapattım.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


NAMIK SONER AKINCI kimdir?

sadece yazıyorum


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © NAMIK SONER AKINCI, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.