Kendinden daha uyanık insanları işe aldığın zaman, senin onlardan daha uyanık olduğunu kanıtlamış oluyorsun. -R. H. Grant |
|
||||||||||
|
Aşk, kimine göre mutluluk kaynağı, kimine göre ise uçurumun en derin bataklığıdır. Yani izafi bir nitelik taşır hale gelmektedir. Görecelidir, kimine göre sevgi ve hoşgörünün en sağlıklı pınarı, kimine göre ise insanlardan kaçmanın bir yolu… “Değerini bilmek gerekir,aşkın” anlayışını benimsemek gerekir. Saygılı olmak gerekir. Saygı duymak gerekir, bu en temiz duyguya. Belki, Allah’a yaklaştıran yola… “Kaçmak”, insanların sorunlarından, çözüm arayışına girmeden kaçmasıdır. Bunun bir çözüm yolu olacağının benimsenmesidir. Halbuki en çözümsüz bir yoldur, diyebiliriz. Kaçan kovalanıyor mu gerçekten? Belki “Evet.” diyebiliriz;ama değerini düşürerek kovalanır. Şeffaf olmak gerekir. Riyakar bir tutum takınmanın manası yoktur. Vefasız olmaya gerek yoktur. İnsanlardan kaçarak çözüm arayışına girenin, toplumsallığından da şüphe etmek gerekir. Bilindiği gibi insan, toplumsal bir varlıktır. İnsanın “insan” olabilmesi için, toplum içinde yer alması gerekir. Toplum içinde bir konumunun bulunması gerekir. Sosyolog Bauman’a göre; “onlar” olmazsa “biz” de olmayız. “Biz”im kendi içimizde anlam kazanmamız için, “onlar”ın yanında bulunmamız gerekir. O halde sorunumuzu da “biz”im içimizde çözmemizin bir anlamı kalmamaktadır. Yani demek istediğim, kendi içimizde planlar kurarak veya aptalca bir tutum takınarak, çözüm bulmaya girişmemizin bir anlamı yoktur. Tarih boyunca bu, böyle olmuştur, bundan sonra da olmaya devam edecektir. Yukarıda da dediğimiz gibi insanlara karşı “şeffaf” olmak gerekiyor. Nasıl diyaloglarımızda berrak, şeffaf olmak, karşıdakinin güvenini kazanmamızı sağlıyorsa; aşkın, sevginin içinde de bu durum aynıdır. Asıl sevgi de bu açıklıktan sonra başlamaktadır. “Değerini bilmek gerekir, aşkın”( Yıldız Tilbe’nin bir şarkısının adıdır)demiştim yukarıda. Gerçekten değerinin bilinmesi gerekir. Yeni bir arabamızın boyasını çizdirmekten nasıl imtina ediyorsak, aşkın boyasının da (tabir caizse) çizilmemesi için gereken itinayı göstermeliyiz. Bizleri yaşatacak, birlik ve beraberliği sağlayacak, sosyal dayanışmayı sağlayacak olan da aşktır, sevgidir. Sevmenin yollarını bilmek zorundayız, eğer yaşamayı tercih etmişsek. Şunu da vurgulamadan da yazımı nihayete erdirmek istemiyorum. Biz nasıl aşkın, sevginin değerini bileceksek, sevgiyi hak edeni sevmek gerekir. Hak etmeyene gösterilen aşırı sevgi yoğunluğu, onun bu sevgi yumağı içinde boğulmasına neden olacaktır !!! Sözün özü şudur ki; hak edeni sevmek,hak edene saygı duymak gerekir. Bu insanın “insan” olmasının başlangıcıdır. Toplumsallığından şüphe ettiğimiz kaçanlar vardı ya, onlardan da biz kaçmalıyız. Şeffaf olmayandan elimizden geldiği kadar uzak durmak bizim yararımızadır, hem ruh hem de beden sağlığımız için. Hepinize sevgi ve hoşgörünün bol olduğu günler diliyorum.Bu yazımı da sevginin kıymetini bilenlere ARMAĞAN EDİYORUM. Ümid-i vuslat ile…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © hakan öztürk, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |