 • İzEdebiyat > İnceleme > Toplumsal Olaylar |
1
|
|
|
|
Asansörde komşularımıza bile günaydın demekten neredeyse kaçınıyoruz. Sanki bir günaydın desek bizi yiyecekler... Hani biriniz gece hastalandınız da gece komşunuzdan ilaç isteme ya da aracınız yokken sizi hastaneye götürmesini istemeye cesaret ederek kapısını çalabilir... Bitti, bitti aramızda ki muhabbetler iyice ağırlaştı ve bitme noktasına geldi... Oysa böyle mi olmalıydı? Komşu hakları diye bir kavramımız vardı bizim, hâlâ da olması lazım... Hazreti Aişe Validemizden rivayet edilen bir hadiste '' Hz Âişe (ra) Peygamber (sav)'den anlattığına göre, Peygamber şöyle dedi: ' Cibril (as), devamlı olarak bana komşuyu tavsiye ediyordu, hatta zannettim ki, Cibril komşuyu (komşuya) varis kılacak.' Bu kadar önemli idi Asrı Saadet de komşuluk ilişkileri... |
|
2
|
|
|
|
12 Ocak Badem Ezmesi Günü... Tatlı sevenler ve de badem ezmesini sevenler için çok güzel, çok özel bir gün. Sanırım o gün de badem ezmesi satışlarında da büyük patlama olacağı gün gibi aşikar. Ayrıca fıstık ezmesi ya da fındık ezmesi sevenlerde bizim niye böyle özel bir günümüz yok diye itiraz edip yetkili mercilere baş vurabilirler, bizden söylemesi... |
|
3
|
|
|
|
Holiganizm ilk olarak 19. yüzyılın son çeyreğinde Büyük Britanya’da ortaya çıktı. 1898 yazında “Daily News” gazetesinin, maçlarda kavga çıkartan fanatik gruplara; Londra’da birçok kavgaya karışmış olmasıyla nam salan İrlanda göçmeni, belalı bir ailenin sorunlu bireyi Patrick Holigan’ın adından esinlenerek “holigan çeteleri” demesiyle futbol tarihinde şiddet eğilimi yoğun sosyolojik bir olgunun ilk nüveleri atılmış oldu.
|
|
4
|
|
|
|
Korkuyorum, yarın doğacak çocuğumun, bugün yeğenlerimin bu insanların eline düşmesini nasıl engelleyeceğimi bilmiyorum. Evlere giren internetle onları korumanın yolu neredeyse gardiyanlık olmaya başlamışken, onların bu korku ile büyümesini de istemiyorum. Yapabileceğim tek şeyi yapıyorum şimdi, size bu konuda öğrendiğim herşeyi yazıyorum. |
|
5
|
|
|
|
Değerli dostum Zekeriya Efiloğlu'nun bir konferansında ki konuşmasından cımbızladığım bu cümle üzerine biraz kafa yorayım dedim. Bu tespit gerçekten çok vahim sonuçlar doğurmuş ve bundan sonrada doğuracaktır toplumumuzda. İsimleri şimdi aklımda değil bir çok değişik ülke de televizyona ''Aptal Kutusu'' da denmektedir. Bizim çocukluğumuzda tek kanallı televizyon TRT bize yetiyor da artıyordu. Şimdilerde yüzlerce kanalın içinden, istediğinizi seçebiliyorsunuz. İnsanlar, hele de bizim insanımız televizyon seyretmek ile bilgi ve kültür sahibi olacaklarını zannediyorlar ki bu aslında büyük de bir yanılgıdır. Kültür programları da var zaman zaman televizyonlarda lakin bir saatlik bir kültür sanat programını izlemek ile çok da fazla bilgi, kültür sahibi olamazsınız. Bir saat kitap okumak size onun üç beş katı daha fazla katkı sağlar. Bilgi ve kültürün en başta araçları kitaplar, gazeteler ve dergilerdir. |
|
6
|
|
|
|
Öyle dışarıdan bakıldığı gibi kolay bir meslek değildir bakkallık. En azından eskiden öyle değildi... Veresiye defteri denen kavram bakkallar ile girmiştir ekonomik hayatımıza... O semtte oturan genelde memur vatandaşlar bir ay boyunca aldıklarını, bir küçük ekmek dahi olsa veresiye defterine yazdırırlar ve ay sonunda maaş aldılar mı öderlerdi... |
|
7
|
|
|
|
Değişik bir duygudur Türkiye’de ermeni olmak…
Her ne kadar da Hrant Dink sözde suikastinin ardından binlerce kişi. “Hepimiz Hrantız, hepimiz ermeniyiz” diye bağırsa da…
Bir çok kesim, aslında “hepimiz insanız” manasına gelen bu sloganı anlamayıp, işi başka boyutlara vursa da…
|
|
8
|
|
|
|
Kurtarma operasyonlarında aşağıda köpek bulunmamasına da dikkat edilmelidir. Köpekler uzaklaştırılıp, sonra o işe başlamak en akıllıca olanıdır. Elinize bir parça kaşar ya da salam sosis türü, kedilerin seveceği bir yiyecek alınıp tekrardan ’’Gel pisi pisi.’’ diye çağrılabilir. Ancak kedi de sizden ’’Çift hamura tek kıymalı yanında bir de ayran isterim.’’ diye tutturursa, buna da sakın şaşırmayın... |
|
9
|
|
|
|
Her ne kadar milli gelirimiz çok hızlı bir artış göstermiyorsa da milli gelinlerimizin sayısı hızla artıyor. Bizim Türk Erkekleri yabancı hatunlara bayılıyor her ne hikmetse... Allah var şimdi, yabancı hatunlar da gerçekten güzel... Hani derler ya ''Allah özenmiş bezenmiş de yaratmış.'' O çeşit işte... |
|
10
|
|
|
|
Marketin biriside yazmış reklamına ''Çok al az öde.'' Hadi leeeeyn oradan, öyle bir sistem daha icat edilmedi yeryüzünde, yemezleeeer! Son günlerde dolarda ki yükselişin nedeni Japon Ev Kadınları imiş. O zaman ne yapıyoruz, Japon Ev Kadınlarını mesaj yağmuruna tutuyor muyuz, tutmuyoruz tabi ki... O kadar salak mıyız biz? Bir daha Hadi Leynnn oradan.'' diyoruz topluca... |
|
11
|
|
|
|
Her kiracı illaki eninde sonunda bir ev almak ister bütçesi imkan verdiği ölçüde... Aslına bakarsanız ev sahibi de olsak, kiracı da, dünyada hepimiz kiracıyız haliyle... Ruh bedenden çıkıp da gerçek mekanına doğru yol almaya başladı mı biz de kiracılıktan kurtulacağız eninde sonunda... |
|
12
|
|
|
|
Tuvaletten çıkan sırayı arkadaşına devrediyor.
Bu arada olan, bizim gariban yolculara oluyor.
Beklerken altına yapanlar mı ararsınız?
Orasını burasını tutarak, twist yapar pozisyonlarda dolaşanlar mı?
Çok sıkışmış bir yığın kızgın yolcunun müdü |
|
13
|
|
|
|
Yaşı altmışbeş olup da herhangi bir durumda ben daha kırk beş elli yaşındayım dediği zaman bir kadın, haliyle kadının kocasının bu durumda psikolojisi bayağı bir bozulmaktadır. ''Biz bununla aynı yaştaydık evlendiğimizde yoksa bana Nurten diye başkasını mı kakaladılar. Hayır benden on yaş küçükse eğer aynı yaşta olup da ben bundan nasıl on yaş büyük oluyorum.'' diye tepesinin tası atmakta, devreleri yakmaktadır... |
|
14
|
|
|
|
Evet, bu gün Dünya Engelliler Günü ... Her sağlam insan aynı zamanda bir engelli adayı. Tabi ki Allah hepimize önce sağlık versin, kimseleri engelli sınıfına sokmasın... İstenilen bir durum değil. Çoğu zaman toplumumuzun engelliler bakışı ön yargılı... Bu kısır döngüden insanlarımızın kurtulması lazım...
|
|
15
|
|
|
|
Ey Korona bu yaptığın alçaklığı unutmayacağız asla... Sen bizim halayımızı da mı bozdun da kenetlenmiş ellerimizi birbirinden ayırdın, alacağın olsun senin korona zibidisi... Halay olmadı mı haliyle halaybaşılık da yok. Adam gelecek karşılıklı iki göbek atacak, sonra kös kös otur yerine... |
|
16
|
|
|
|
Benim de doğup büyüdüğüm, Doğu Anadolu’nun da en doğusunda yer alan Akbaba ve Şöreğel bölgesinde doğup büyüyen, 1988 yılına kadar orada yaşayan, 1988’de Ermenilerin uyguladığı tehcir nedeniyle Bakü’ye göçmek zorunda kalan, Azerbaycan vatandaşı, değerli soydaşımız Naile Asker’in bölge ile ilgili tarihi çalışmasını siz değerli okurlarımın dikkatlerine arz ediyorum . Cahit Kılıç |
|
17
|
|
|
|
“Romalılar, bir kadına tecavüz eden kişiyi, yumurtalıklarını iki taş arasında ezerek cezalandırırdı.” |
|
18
|
|
|
|
Televizyonlarında bu kadar fazla dizisi olan bir toplum, niye okusun ki? Okumak, sabır ister, zeka ister, çalışkanlık ister. İnsanın merakı olur tarih okur, şiir okur, mizaha yönelir, onu okur. Gidip de Payitaht Dizisini ya da Diriliş Ertuğrul Dizisini bölüm bölüm izleyerek tarih bilgisine sahip olamazsınız... Ancak böyle zanna kapılırsınız... |
|
19
|
|
|
|
elimde tuttuğum ve okuduğum tarih dergisi şubat 1965'e ait. derginin ilk sayısı; dergilerin ilk sayıları hep ilgimi çeker ve mutlaka okurum... |
|
20
|
|
|
|
Kadına toplumda büyük bir görev verilmiş. ‘Yuvayı dişi kuş yapar’ derler. Buna dayanarak kadına büyük bir yük verilmiş. Yüzyıllardan beri kadın, geri plana atılmış. Ailesine bakmak, çocuk bakmak, erkeğin arkasında olmak…
Yıllarca erkek ile kadın yan yana gitmezdi. Kadın erkek eşitliği yeni yeni konuşulmaya başlandı. Kadın çalışıyor. Çünkü günümüzde sadece erkeğin çalışması yetmiyor. Maddi kültür hızlı değişirken, manevi kültür dediğimiz insan davranışları ve öğrenilmiş davranış kalıplarının değişmesi daha uzun sürelidir. Kadının eve yardımı artmış olmasına rağmen, kadının ev işleri sorumluluğu daha fazla. Evde çamaşır yıkamak, bulaşık yıkamak, temizlik yapmak işleri kadına görev olarak düşünülüyor. Oysa kadın da dışarıda çalışıyor ve akşam olunca eşi ile birlikte o da eve geliyor. Evde işbölümü kadına daha çok düşüyor. Erkek, evde oturmuş televizyon seyrediyor. Çay içiyor, kahve içiyor, şunu getir, bunu götür diyerek eşine buyuruyor… Kadın ev işlerini de yapıyor. Peki, eşitlik burada nerede? |
|