"Anka kuşu gibi yalnızlığı adet edin! Öyle hareket et ki, adın daima dillerde dolaşsın ama seni görmek olanaksız olsun." -Fuzuli, Leyla ile Mecnun |
|
||||||||||
|
BEN YALAN SÖYLÜYORUM!!! Yalan söylüyorum inanma bana! Tutmak istedim ellerini. Berrak ırmağın renkli çakıl taşları gözlerin hiç çekmedi beni kendine... Yalan söylüyorum ben, bakma bana! Dön sırtını bana; görme beni. Geceler bassın renkli hayallerimi. Sen git, yalnız ruhum daha da yalnızlaşsın. Ben kendimi bilmeden düşeyim aşk uçurumuna. Yalan söyleyeceğim. Kapa kulaklarını. Aklımı düşünceler kemirdi. Neden sen diye sordum yıldızları seyrederken gördüğüm bi yıldıza. Yıldız cevapladı sorumu; ay varken beni nden seyrediyorsan, o kadar yıldızın arasından neden beni seçiyorsan, yüreğinde bu sebeplerden onu seçti. Verdiği cevap daha bi serhoş etti beni. Mahcup oldum yıldızıma. Yalan söyledim, sakın gülme bana! Sen benim çok şeyim değil, herşeyimsin, sen benim ruhum değil canımsın. Her şeyden öte ben senim. Allah kahretsin, yalan söylüyorum! Sen ağlattın beni gecenin bu sessiz saatinde, gözlerim uykudan değil, acıdan kapandı. Ruhum kaçan yüreğimi peşlerken, bıraktığı boşlukta sen vardın. Bedenimdeydin, ben sana sarıldım, öyle ağladım. Yalan söylüyorum, sakın inanma! Ben seni seviyorum, ben senin sevgine talibim. Ben seni senden istiyorum. Ben seni her şeyden istiyorum. Gözlerin, ellerin, kalbin olmasın. Sen sadece benimle hisset, benimle gör, benimle duy... Sen sadece benim ol. Senin sadece benim olsun. Ben dediğim şey de benim olsun. Yalan nedir bilmiyorum ama söylüyorum. Duyma beni...Bakma bana. Analatma sende saklı senin sırlarını. Kaldıracak mecalim yok. Aşkın sardı dört yanımı, onlara yer yok! Onaları anlayacak, onlara ağlayacak yürek yok, gönül yok. Sen çek vur beni,yalan söyledim! Ve şimdi yalanların en büyüğünü söylüyorum; iyi dinle: Seni her gördüğümde içimden kaynar sular dökülmüyor,sesim titremiyor hiç. Ben seni düşünmüyorum; ne kadar saniyesi varsa günün, ne kadar dakikası varsa saatin, ne kadar saati varsa günün, ne kadar günü varsa ayın, ne kadar ayı varsa yılın, ne kadar yılı varsa ömrümün. Ben hiç düşünmedim seni ne kadar saniyesi varsa ömrümün... Bunlar da yalan; gül bana! Ben hep uyudum geceleri. Ne seni özledim ne de sana ulaşamamanın vermiş olduğu ızdırapla hiç kalkmadım gece bir beş nöbetlerine. Ve o nöbetlerde hiç istemedim kendimi vurmayı. Yalan söylüyorum iyi dinle beni! Ben ağlamıyorum bu mısraları yazarken. İlk aşk böyle bir şeymiş meğer demiyorum. Utanmıyorum seni sormaktan. Sıkılmıyorum seni sormaktan. Mahcup değilim kendime. Hiç sarılmıyorum gözyaşlarıma, senin uğruna kendilerini uçuruma usulca bırakmadıkları için. Ve şimdi doğru söylüyorum... Ben seni görmüş göreli nefret ettim kendimden. Bir sen oldun yaşamımda. Sessiz yaşamımın sessiz günlerini sessiz çığlıklar kapladı. Bir doğru da kendime söylemek istiyorum. Sanırım sen aşık oldun...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © ihsan berat, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |