Benim yaradılışımda fevkalade olan birşey varsa, Türk olarak dünyaya gelmemdir. - Atatürk |
|
||||||||||
|
Ben o günden bu yana korkuyorum… Sokakları işgal eden kötü niyetli insanlar, ilk olarak insanları evlere hapsettiler, ev ev dolaşarak… yurdu için, aydınlık güzel günler için uğraşan güzel yürekli insanları bir bir toplattılar, çalıştığı işlerinden atılar, eziyet edildiler bazıları da doğal yaşamlarını kaybetti. Üniformalıların başı kendisini başkan ilan etti. Demokrasinin tüm kurumlarını başta anayasa olmak üzeri hepsini rafa kaldırdı, iyi insanların çoğunu zindanlara attırdı. Meslek örgütlerini, sendikaları, siyasi partileri tüm kitle örgütlerini kapatarak memleketi ’ kötülüklerden kurtardım’ dedi ! Memleketi dolaşarak hoca ve hacı oğlu olduğunu ve ALLAH’ın ipine sarılın dediğini çok iyi hatırlayorum. Okumamış, cahil ve ekonomik yönden geri bıraktırılmış insanlarda doğru sandılar bu sözleri Allah’ın ipine sarılmaya başladılar. Üretim azaldı, dışarıya bağımlılık, işsizlik artı. Ülkemizin kuruluşundan bu güne halkın kurduğu fabrikalar tek tek elden çıkarıldı ve çıkarılmakta. Küresel ısınma nedeni ile dünyamızda su kaynakları azalmaya başlamışken, benim ülkemi yönetenler buraları da satmaya başladı. Düşündüğümde satılacak neyimiz kaldı diye ! ‘KOSKOCAMAN BİR HİÇ’ Evet; Neyimiz kaldı satılacak ? Bu ülkeyi canlarıyla kuran insanların bize miras olarak bıraktığı bu güzel topraklar kaldı… Ama onlarda elden çıkarılıyor birer ikişer. İnsanlarımız ılımlı İslam adı altında uyuşturuldu, beyinleri boşaltıldı. Beyinler tarikatlara teslim edildi. Cumhuriyetimiz ise kendisini yıkmak isteyenlere teslim edildi. Ben Korkuyorum; Cumhuriyetin tüm kazanımlarının bir bir elden çıkarılmasından. Ben korkuyorum çocuklarımızın geleceğinden, torunlarımızın geleceğinden. Kim ihanet etti bu ülkeye, halk mı yoksa üniformalıların başı mı ? Peki kim sahip çıkacak Cumhuriyete ? Sesini çıkaranlara ‘YA SEV YA TERKET DİYORLAR’ ama benim ülkemin dışında bir karış toprağım bile yok ki, benim çocuklarıma burs veren ve ABD de okutanlar yok ki, benim yatlarım, katlarım yok ki. Peki benim neyim var ? İnsanca çarpan ve memleketini seven sımsıcak bir yüreğim var. Ben bu topraklarda doğdum , yaşadım ve burada öleceğim. Çünkü seviyorum ülkemi… Peki; Bunları gözyaşı dökerek neden yazdım ben ? Aslında ben kendimden korkmuyorum. Ülkemin ve çocuklarımızın aydınlık geleceğinden korkuyorum. Yeşil üniformalı kişinin bu ülkeye yaptığı kötülüğün hesabını ödemediğini görememekten korkuyorum. Ben diyorum ki; Bağımsız Türkiye ve aydınlık Türkiye için yaşamlarını yitirenlerin anısı için. Yüreğinde memleket ve insan sevgisi taşıyan herkesin artık uyanıp. Biz varız, kötülerlerle mücadele edeceğiz demesini istiyorum…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mehmet, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |