İyi bir aşk mektubu yazmak için, neler yazacağını bilmeden oturman, kalktığında da ne yazdığını bilmemen gerekir. -Rouesseua |
|
||||||||||
|
Hısım oldu mu aşk bak gör o zaman dünya ne halde. Elin kolun dünyadan taşmıştır. Sığmazsın herhangi bir yere. Sevgili heryerdir, herşeydir o zaman. Her an yanında olmak için akıl almaz düşünceler içine girersin. Birgünde yüzlerce meslekten birini olmak istersin. Bir büfeci olmak istersin, varsa ülkelerden güzel haberler, dünyadan yeni şeyler, bir gazete, bir dergi ile eline tutuşturmak için; bir manav olmak istersin, dünyanın en güzel renklerinin içine hapsedilmiş en güzel tatları ona sunabilmek için; bir garson olmak istersin, canını çektiği bir yemeği, bir tatlıyı en iyi aşçıya yaptırmak için; bir otobüs yada bir taksi şoförü olmak istersin, evine sağ salim gittiğine emin olmak için; bir doktor olmak istersin, sağlığından haberder olmak için, hasta olmaması için dua etsende olmak istersin, derdine derman bulmak için; bir artist olmak istersin sevdiği en güzel rolleri oynamak için; bir müzisyen olmak istersin, en güzel besteleri yapmak, en güzel şarkıları ona çalmak için; bir şair olmak istersin en güzel şiirleri ona yazmak için ve kendini ahmak yerine koymak için; bir şairin dediği gibi… Hangisi olursan ol, sonunda bir noktada kopup gidecektir gözünün önünden. Ve bulabileceğin en güzel yol, yol olmaktır yâre. Yer kabuğundan bir parça olmaktır. Her nereye giderse gitsin, ayaklarının altında olmaktır. Ayaklar altında olmak kimileri için en aşağılayıcı bir durumken seven için en onurlu şeydir. Sonuçta altında olduğun yer yârin ayaklarının altıdır. Aslında istediğin bir yol değil ipek bir halı olmaktır; ayakları yanmasın diye. Çıplak ayakları ile odada dolaştığı aklına gelir, ayaklarını sevdiğini hatırlarsın; o ayaklardan nefret ettiğini bilir sadece. Ayaklar iğrençtir aslında bazı zamanlarda. İnsanı hatalara götüren, akılsız başın derdini çeken et yığını ucu bir beşlik edilmiş ama değeri yerine göre bin beşlik eden ayaklar. Ayrılık zamanlarında insanları taşıyan, o anda bir kere olsun yolunu şaşırmayan, o anda dünyanın en gereksiz beden uzuvlarından biridir işte. Beden geriye dönsede bir el sallamasında ayaklar bir kere olsun dönüp bakmaz geride kalanlara. Onun için gitmek hayattaki en büyük görevlerden biridir o anda. Kurulan binlerce hayal, yapılan binlerce plan ve bunların üstüne yaşanılması için illet zamana meydan okumalar, sabırsızlıklar, heyecanlar, kalp çarpıntıları… Bunların hiçbiri o anda akla gelmez; ayaklar geri dönmez. Ayrılıkları kolaylaştıran hiçbirşey yoktur aslında. Aslında ayrılığı getirecek birşeyde yoktur. Hatalar dışında. Hata yapılmışsa ayrılık yolu en hızlı biçimde inşa edilir. Yolun çoğunluğunu hatayı yapan inşa eder hatayı yapmakla fakat karşıdaki de yardım eder hiç istemeden. Yapılan yolu iptal etmekte kolaydır aslında biraz ağır olsa da. İki elin gücü gibi iki yüreğin gücü yeter aslında bu yolu iptal etmeye. Affedilmek bir tarafın en büyük arzusu olduğu anda karşıdaki büyüklüğü ile affı ilan edebilir. Af ilan edildiği anda yol kapanmaya başlar. Bilinir ki hatasız kul olmaz, olsa, kul kul olmaz. Af edende edilende mühürlemelidir dillerini af konusunda. Zamansız anlarda ortaya çıkmasın diye bir yol daha. Kolay değil bir yolda yürümek el ele binlerce yol içinden. Çünkü birbirinden habersiz bir zamanlar beraber seçilmiştir bu beraberlik yolu binlerce yol içinden. Değerlidir birlikte olmak, birlik olmak. Ya iki taraf yada taraflardan biri sevginin gücüne inanarak bu yolda önüne gelen her engeli aşmıştır. Bazı zamanlarda engeller beraber aşılmıştır; ufak çizikler eşliğinde. Sonuçta aşılmıştır. Fedakârlıklar yapılmıştır, yapılması gerekliliği vardır çünkü.. Artık bunca cefanın sonucu olan sefayı sürme vakti gelmiştir diye düşünülür. Düşünmek, kimi zaman yanılgıdır. Can yanmalarından çıkan kokular bu yanılgının kaynağıdır. Mühürlenmesi gereken diller ya mühürlenmemiştir yada mühürü sökülmüştür o anda. Hiçbir faydası olmadığı anlaşılsa da daha önceleri bahsi geçer yinede mühürün altındakilerinin. Bu tarafların yıkıldığı anlardan bir an olurken, başka tarafalar için değeri biçilmez bir andır. Çünkü bunun için var olan taraflardan habersiz planlar yapılmış, dualar edilmiştir. Taraflar arasında ki savaşa başka taraflar karışmıştır. Tezaurat yapılır taraflara, kaderle bahse girilir. Eğer sevgileri güçlü ise aşıkların savaş kazanılır. Savaşlar her aşk için bir hısımdır... Savaş hasım olduğu zaman havası alınmıştır dünyanın, boğulduğunu hissedersin. Miğden olmadığı kadar fırtınalı günler yaşar, içinin ağzından dışarı fırlayacağını sanırsın her an, başına tüm insanlar ellerinde balyozlarla vurur, uykular çalınır, yastık diken olur başına. Yazıların birbirine girer yazıldıkları anlarda, şiirlerin en anlamsız anlarını yaşar hiç olmadıkları kadar. Meydanda muhabbet tellâlları dolaşmaya başlar, ağızlarından bin saygısızlığın, değersizliklerinin izleriyle. Onlar her an taraflar arasında tezauratı tutanlardır, bahis yatıranlardır. Ortaya koyulacak bahis bedeli çoktan koyulmuştur ve bahsi kazanan aşıklardan biridir binlerce muhabbet tellâlının içinden. Kazanmak aşık için bedelsizdir sevgili için. Sevgiliye hiçbir şekilde bedel biçemez çünkü sevgili her daim tektir, farklıdır. Bir göz kırpmasına müsaade edilemeyecek kısa bir anda bile sevgiliden habersiz binlerce fedakârlıkta bulunulabilir, bulunulmuştur kazanmak için. Herşey aşıklar arasında da bilinmez bazı zamanlarda. Savaşlarda ortaya çıkar bazıları biraz biraz. Biraz daha savaşılsa iki tarafta öldürülecektir, katil sevgileridir. Savaş her aşk için bir hasımdır… Köpürürüm her savaşımda Her savaşımda dibim tutar Sevda ateşimden…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © GINUX, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |