Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim. -Cervantes |
|
||||||||||
|
Satır aralarında kullandığı aforizmik savrulmalar belki de tarzını oturtmuş bir yazar olarak KALENDER’i ele veren cümleler. Bir örnek: “Sesesizlikten Sonra”adlı denemeden: “Bana kendine dair bir cümle kur, yeter ki içinde yeşereyim.” Öykülerden oluşan ikinci bölümün girişinde yazılan şu cümleleri burada yazmadan geçemeyeceğim: “hırçın düşersen bilmezliğim say/ say ki efkârlı gecelere öykündüm/sana açıldı murad/ seninle açılan kapı/ geçiversem hayatı düşüverirdim gözlerine/ bitkin savaşçı dünya.” 26 öyküden oluşan ikinci kısmın ilk öyküsü “Sır Ağacı”. Bir dağın eteğinde tek başına büyümüş bir ağacın dünyayı ve insanları algılayışını akıcı bir dille anlatıyor. Yazar, bu ve öteki öykülerin bir çoğunda olduğu gibi her hangi bir nesne üzerinden yola çıkarak kendine ait anlam dünyasının örgüsünü kuruyor. Kitaptaki ürünlere bakıldığında olay örgüsü içerisinde kendine mutlaka bir rol biçiyor. Ya kendinden yola çıkan ya da kendine doğru sürüklenen veya öykünün bir yerinde olan biteni gözleyen bir halet-i ruhiyeyle devam ediyor öyküler. Metinleri okuyup bitirdiğinizde dimağınızda hala öyküyle özdeş bir şeylerin serüvenini sürebilirsiniz. ‘Düş’ isimli minik öyküde yaşlı bir trenin kızağa çekildiği müzedeki küçük bir dalgınlık anında içinden geçirdiklerini coşkulu bir anlatım ile vermesi ya da ‘Kapının Ardında Ne Var?’la birlikte bir çok hikaye de okura yaptığı şaşırtıcı sürprizler… Veya ‘Gecenin Ölümü”nde insanın fark edemeyeceği küçük bir ayrıntının neler getirebileceğine yaptığı vurgu, benim kitaptan aldığı lezzeti artıran etkenler. Yazarın bu dil ve üslubu ile Lübnanlı ünlü filozof – yazar Halil Cibran tarzını, doğu yazın geleneğindeki mesel örgüsünü verdiği ürünlere yansıttığını söyleyebiliriz. Kullandığı muhalif dil ve sözün yürüyüşüne kattığı ayrıntılar, kitabın görsel açıdan tattırdığı lezzet birleştiğinde Ferhat KALENDER ile çıkılacak kısa yolculuğun size keyif vereceğini düşünüyorum. Bunun yanında kitapta birkaç yerde rastladığım dizgiden kaynaklanan yazım hatalarının ve üslup kaymalarının ikinci baskıda düzeltileceğini umuyorum. Arka kapaktan verilen şu cümle belki de her şeyi toparlıyor aslında: “ Her şey önümüzde açılmış bir kitaptır çünkü.” Kitabın kimlik kartı: 20 deneme ve 26 öykü. 150 sayfa. Tasarım ve grafik işleri derginin bünyesinde kotarılmış. Birinci basımı tarihi, mayıs 2007. Bilgi için: Yolcu Dergisi Yayınları 0 362 432 97 97. Fiatı: 5 YTL.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © YOLCU DERGİSİ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |