..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"...Ve hepimiz az ya da çok rüyacı değil miyiz!" -Dostoyevski
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > İlişkiler > Simyaver Timurlenk




20 Mayıs 2008
Hayatın Boşluğundan Bahsederiz Çoğu Zaman, Ya Kendi Boşluğumuz...  
HEP SU ÇIKARDI.

Simyaver Timurlenk


Kafka gibi, bir pencereden bakarız çoğu zaman hayata, böcekten bir libas içerisinde. Hayat o zaman daha ufak gelir bize. Çünkü biz artık acıların yoğuruculuğunda kıvama gelmişizdir. Gelip geçiciyizdir ve hiçbirşeyin önemi yoktur bizim için.


:AHHH:
Kafka gibi, bir pencereden bakarız çoğu zaman hayata, böcekten bir libas içerisinde. Hayat o zaman daha ufak gelir bize. Çünkü biz artık acıların yoğuruculuğunda kıvama gelmişizdir. Gelip geçiciyizdir ve hiçbirşeyin önemi yoktur bizim için. Zaten herşey yanlıştır bu dünyada ve biz doğruları bilen nadir insanlardan biri olarak kendimizi bu düşünce ile saha kenarına itmişizdir. Onları kendi hallerine bırakmışızdır. Birgün gerçeğin acı yüzü onlara baktığı zaman, onların vay haline... Hiçbirşey bize o pencereden atılan o alaycı bakışların verdiği hazzı veremez durumdadır artık.

Unuturuz...Unuturuz tek başımıza yaşamadığımızı bu anlarda. O umarsız bakışların, o alaycı düşüncelerin tavşan ile dağ arasındaki ilişkiden öteye gidemeyeceği aklımıza gelmez. Tamam belki haklıyızdır. Onlar gerçekten o bakışlara değer durumdadırlar. Ama...Neden gelmiştik ki biz dünyaya? Unuttuk mu acaba? Değer verdiklerimizi, doğru bulduklarımızı bu şekilde nasıl savunabilirdik izleyici koltuğunda? Sanırım bizi bu hale tele-(vole)-vizyon getirdi. İzleyici koltuğunun rahatlığı artık bir işletim sistemi haline geldi düşünce dünyamız için. İzlemek rahat olandı ve hiçbir tehlikesi yoktu bizim için.

Gelin hep beraber bir savaş içerisine girelim. Yada benim için bir savaş olacak en azından. Herşeyi önemseyin bu hayatta. Hiçbirşeye gelip geçici gözüyle bakmayın. Bu gelip geçici düşüncesi kazınmasın ruhunuzdan ama hayatın her anındada birlikte olmasın sizinle. Hayata değer verin. Küçümsediğiniz insanlar, sizi küçümseyen insanlar, sevmediğiniz bir hayvan, saçma bulduğunuz bir düşünce, asla yemekten zevk alamayacağınızı düşündüğünüz bir yemek (pırasa:)). Duyduğunuz, gördüğünüz, dokunduğunuz her şeyden sizin için olumsuz bir izlenim bırakmış, onlar için yapabileceğinizin onlara bulaşmamak olduğunu veya onların bir gün haksız olduklarını kendi gözleriyle görecekleri günü beklemenin en uygun hal tarzı olduğunu düşündüğünüz herşeye artık farklı gözlerle bakmayı deneyin. Belkide bu onlar ile girdiğiniz en muharip savaş olacaktır. Eğer savaş konusunda bir tavsiye isterseniz, bence savaşa ilk önce birşey söylediği zaman lafı değiştirdiğiniz yada dinliyormuş gibi yaptığınız insanları ciddi bir şekilde dinleyerek başlamak daha yerinde olur. Çünkü bu yapılanın telafisi zor olabilir yada hiç olmayabilir.

Kısacası değer verdiklerinizi/vermediklerinizi, size değer verenleri/vermeyenleri, önemsediklerinizi/önemsemediklerinizi, sizi önemseyenleri/önemsemeyenleri atın bir kuyuya. Sonra atın kovanızı ve tek tek çıkarmaya başlayın onları. Sıyrılın ön yargınızdan. Çıkan çamurda olsa nasıl değerlendirebileceğinizi düşünün. Eğer tek değerli olan "su" olsaydı o kuyudaki, emin olun hep su çıkardı.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Pencereler, Kargalar, Kapılar, İlhamlar...
Yazmak Vakti

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Tor Pil [Şiir]
Huzrun [Şiir]
Buhar Kaplı Dünya, Damlaya Gebe Buharlar. [Şiir]
Kompleksim. [Şiir]
Geç Kalmış Olacak mıyım? [Şiir]
Herşeye Rağmen [Şiir]
"Sevgililer Günü" [Eleştiri]


Simyaver Timurlenk kimdir?

. . . .

Etkilendiği Yazarlar:
Müzik


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Simyaver Timurlenk, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.