"Çok söz hamal yüküdür." -Yunus Emre |
|
||||||||||
|
Bilgisayarın masaüstüne resmini koyar, devasa gülümseyişine karşı kaldırırdım şişeyi: "Şerefe!" Elim aniden telefona giderdi, zor dururdum aramamak için seni! Sanki arasam bana kızacaktın, yaramaz bir çocuk gibi azarlanacaktım! Korkardım, bana ne işte, korkardım! Telefonu bir kenara fırlatır ezbere bir sigara yakardım; aklım karışırdı! Karış karış ölçerdim içime (z)amansız çöken hasretini! Sen hiç habersiz, başka bir tene sarılıp uyurdun; ben mutlu olman için dua ederdim belki! Bilirdim, sana asla sahip olamayacağımı! Bulup bulup yitirmenin kahrolasıca karmaşasında koşaradım kaçardım senden bu yüzden upuzun geceler, seneler ve şehirler boyunca... Çıkmazdı bir türlü aklımdan çocuk gözlerin, çocuk gülümsemen! Her gece yeni baştan âşık olurdum sana! Bilirdim, ben senin için öylesine biriydim; varlığı yokluğundan farksız uzak bir arkadaş belki! Oysa her gece benim odama yara(r)lı kelebekler gelirdi, ben onlara hep seni anlatırdım! Sana deliler gibi âşık olduğumu bir tek onlara fısıldardım! Bu büyük sırrımı taşıyamamanın ağırlığı ile ölürlerdi ertesi sabah! Bilirdim, zor zanaattı şair olmak; oysa upuzun bir şiir gibi akardı ince sarı saçların! Bilirdim, büyük delilikti beni sevmeni beklemek ve deli olmak gerekirdi şair olmak için! Sessiz sedasız severdim bu yüzden seni; yasak bir duayı gizlice ezberler gibi! Seni düşünmeden bir dakika bile geçirecek olsam hemen diz çöker tövbe ederdim; sanki yalnızca seni sevmek için yaratılmış görevine sadık bir melektim! Seni düşündükçe sığmazdı ki hiç avuçlarım elime! Yasak bir dua gibi yazılmıştı çünkü kutsal adın boylu boyunca günah defterime! Bilirdim, üzülürdün! İşte o zaman bir fısıltı olurdu hüznün ve yanan bir yorgan gibi örtülürdü tüm bedenime! Bilirdim, üzerlerdi seni diğerleri! İşte o zaman tespih olup parmaklarıma dolanırdı saçının her teli ve sabahlara kadar zikrederdi kanayan dudaklarım adını! İlerlemek mi bilirdi sanıyorsun namert gece?! Bir rüyaya yatardım; üstüm başım acı incir yaprağı! Bir rüyaya dalardım; gözlerim suskun, donuk bakışlarım zavallı! Hangi rüyada seninle karşılaşsam, dilim tutuk kalırdı dudaklarımsa yaralı! Bir rüyada kalsam, hayat uzaktı gözlerin yakın! Bir rüyadan uyanacak olsam, saçının her teli gövdemi bağlayan deli gömleği! İlerlemek mi bilirdi sanıyorsun namert gece?! Senin adını sayıklayarak bir uykuya yatardım; ellerim boşluğun basamaklarını tırmanırdı! Korkardım; sana kendimi anlatmaktan! Susar, bir sigara yakardım! Korkardım, sana seni sevdiğimi söylemekten! Susar, kocaman bir tütün tarlası yakardım! Korkardım işte bana ne korkardım; seni özlediğimi itiraf etmekten! Ve yüksek sesle susar, su sarardım sararmış yapraklara!
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Rahmi Vidinlioğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |