..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bulanmadan ve donmadan akmak ne hoþtur. -Mevlânâ
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Þiir > Öyküsel > idris Kenç




27 Aðustos 2008
Limon Aðacý  
idris Kenç

:AECI:
LÝMON AÐACI

Oldukça yoðun bir gün geçirmiþ, dinlenme salonuna yorgunluk kahvesi içmeye gitmiþtim. Yeni bir misafirim olduðu haberiyle odama döndüm. Siyah takým elbiseli, otuz yaþlarýnda, oldukça düzgün fiziðiyle misafirim, odamda beni ayakta beklemekteydi.

“Merhaba, benimle görüþmek istiyormuþsunuz buyurun sizi dinliyorum.”dedim. Gülümseyerek.

Karþýmda ne istediðini bilen biri edasýyla gözlerimin içine bakýyor ve beni süzüyordu.
“Merhaba” dedi iþaret etmiþ olduðum sandalyeye oturarak,

“Bana yeni bir ülke yaratmamý ve yeni bir baþlangýç yapmamý istiyorlar. Sizce bu mümkün mü?” dedi.

Beklemediði bir darbe almýþ boksör gibi afalladým.

“Biraz daha açýk konuþamaz mýyýz? Yaratmak, inþa etmek gibi mi?” dedim. Birazda afallamamý savuþturmak için.

Güldü ama yýllarýn yorgunluðu, hayal kýrýklýklarý, serzeniþleri, özlemlerini okuyabiliyordum yüzünden. Gülerek bunlarý kapatmayý beceremiyor sanki çokta umursamýyordu.

“Benden kaçmamý bekliyorlar, bilmezler ki özlemlerimden dolayý hep kaçtým. Artýk kaçacak yerim kalmadý. Bugün elime ulaþan bir mektupla.” dedi ve derin düþüncelere daldý. Tekrar konuþmaya yeltendi nedense sustu.

“Pekâlâ, uzunca bir süre laflayacaða benziyoruz. Bu arada bir þeyler içmek ister misiniz?” diye sordum.

Kabul etmeyerek bir sigara yaktýktan sonra devam etti konuþmaya…

“Gidecek baþka bir ülke yok, yaratmaksa; bizi þekillendiren, elmas gibi yontan etkenleri unutamayacaðýmýza göre ya da beynimize format atamayacaðýmýz gibi, gitmek ya da kaçmak adýna çýrpýnýþlar da nafile. Yeryüzünde bulunan canlýlar arasýnda kendini en iyi kandýrabilen ya da tek kandýrabilen biz insanlar, kendi içimize yöneldiðimizde ancak bunu fark edebiliyoruz. Oysaki denizi besleyen dereler, çaylar, nehirler gibi deðil mi? bizi de acýlarýmýz kýrýklýklarýmýz sevinçlerimizdir besleyen. Deniz nasýl ki onlarsýz olamýyorsa, bizim kaçýþlarýmýz da nafile.” Dedi.

Soluklanmadan ve beni de hayrete düþüren tane tane konuþmasýyla sýkýntýlarýný anlatan deðil de nasihat eden birinin edasýyla konuþmaktaydý. Böyle bir durumla ilk defa karþýlaþmanýn þaþkýnlýðý ve bu sohbetin de hangi mecraya doðru kayacaðýnýn merakýyla dinlemekteydim.

“Kaçýþlar, nebatat bahçelerinde seyre sergilenmiþ, köklerinden, yurtlarýndan koparýlmýþ ve güneþin az olduðu ülkelere getirilen limon aðaçlarýna benzer. Güneþle beslenen bu aðaçlara, projektörler ve suni güneþlerle yapraklarý doyamayacaðýna, kurumaktalar zamanla. Bizler de köklerimizden ve gerçeklerimizden kaçarak kendimizi kandýrmaktan baþka bir þey yapmamaktayýz. Kendimize uygun olan koþullardan; acý, güzel ne varsa kaçmak, iþkenceden baþka bir þey olmazsa gerek.”dedi.

Birkaç kez müdahil olmak geçti içimden. Öyle kendinden emin ve buna müsaade etmeyecek gibi konuþuyordu ki cesaret edip bölemiyor ve usulca öðretmenini dinleyen öðrenciye çevirmiþti beni ve ben de uslu bir öðrenci olmaya kararlýydým açýkçasý.


“Kimi tutkular rehberimiz olur yaþam boyunca. Kollarýyla bizi sarar. Sorgulamadan peþlerinden gider ve hiç piþman olmayacaðýmýzý biliriz. Ama gidebilirsek. Daha gölgemiz düþmeden hayata, kalýn kapýlarý kapatmakta nesine. Oysaki kalýn kapýlarý aralamak gerek. Uzaklaþtýrdýðý ellerine uzanýp zorla boynumuza dolamak gerek. Bin yýllýk yalnýzlýktan sýyrýlmýþçasýna sarýlmak, rüyalarýný bile kucaklamak gerek.” dedi.

Ve uzunca bir süre sustu. Söyleyeceklerinin henüz bitemeyecek gibi olduðundan, göz uçlarýmla süzmekten baþka bir þey yapmýyor ve bu duygu fýrtýnalarýna iten nedeni ve neden özellikle adýmý belirterek benimle görüþme isteðini düþünüyordum.
Ve devam ederek…

“Oysaki neleri heba ettik kaçmak adýna. Hayat, cömert tanrýlarýn bir hediyesi deðil midir bizlere. Güzelliði, acýlarý, sevinçleri, hüzünleriyle bir bütündür. Bir taze kadýn gibidir. Gem vurmasýna izin vermeli duygulara, istediðine boyun eðmeli. Annem hep öyle yapmamý istedi. Ama bugün bunun pekte doðru karþýlandýðýný ya da adil olduðunu kabullenemeyecek kadar kederliyim. Yine de böyle olmalý. Sizce?” diye sordu. Öfkeli, kin, nefret dolu bir bakýþla.

Neden susuyor ve dinliyordum ki. Evet, kesinlikle benimle alay ediyor bir þeyleri gözüme sokarak öðretmek istiyor gibiydi. Gözlerimin içine öyle bakýyordu ki karþýsýnda duramayacak kadar öfke saçýyordu. Ýçimden, sanki tüm bunlarý ona yaþatan benmiþim gibi bana baktýðýndan hiddetleniyordum. Ve ilk defa varlýðýndan ve konuþmasýndan rahatsýz oluyordum. Sualine cevabýmý beklemek gibi bir niyeti yoktu. Soluklanmadan…

“Hayat, bizlere sunarken nimetlerini sonsuz, sýnýrsýz, bizler perde perde kabul eyledik. Ne yazýk ki hep iþimize gelenle ilgilendik. Ya anlýk zevklerimizin kurbaný eyledik ya da kaçtýk. Yeni kurbanlar yaratarak. Ve ben böyle bir yaþamý tercihle karþý karþýya býrakýldým. Birilerinin kurbanýyým.” dedi.

“Kabullenmeyebilirdin.” Kendimi tutamadan ilk defa sözünü keserek dedim.

Cevap vermeye gerek duymadan uzun bir süre sustu. Bu sefer beni süzen kendisiydi. Gözleri kan çanaðýna dönüþmüþtü ve o an çocuklar gibi ama sessiz derinden aðladýðýný gördüm. Görüþmem maçý kazanmaya yeminli bir boksörün randevusuna dönüþmüþtü. Buna kuþkum kalmamýþtý. Bu sefer beklenmedik baþka bir yumrukla büsbütün afalladým. Bu gözler hafýzamýn yabancýsý olmadýðý gözlerdi, beni çok eskilere, meslek hayatýma baþladýðým ilk yýllara götürdü. Hafýzam tazelenmekteydi. Güzel bir kadýnýn gözlerini hatýrlattý bana. Þaþkýnlýðýmý daha atamamýþken üstümden…

“Peki, doktor bey siz nasýl becerebildiniz yeni bir ülke inþa etmeyi? Annemin de muhtemelen bilmek istediði cevaptý bu. Ama bugün cenaze merasimiydi. Yazýk hiçbir zaman öðrenemeyecek.” dedi.

Asýl can alýcý söyledikleri bunlardý benim için. Evet, çokta yabancýsý deðildim anlattýklarýnýn. Baþým önüme düþmüþtü. Bu sefer içten, acýklý ama hýçkýrarak aðlayan bendim. Ne kadar zamandýr aðladýðýmý bilmiyordum. Baþýmý kaldýrdýðýmda, masamda bulunan fotoðrafým ve adýný dahi öðrenemediðim misafirim yoktu. Ama adýmý biliyordu.

idriskenc@hotmail.com


ROSTOV-RUSYA 12.06.07



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn öyküsel kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Perthland
Zamansýz Aþk
Mýzrap


idris Kenç kimdir?

Hüznü sol yanýnda ki aðrý daðýndan alan 1975 Doðubayazýt doðumlu Ýdris KENÇ “yazmak benim için bir duygu depremidir” þiarýný hayatýnýn tüm evresinde uyguladý,1994 yýlýnda Aðrýdaðý ve Gülsuyu adlý ilk þiir kitabýný yayýnlandý, elindeki ve eteðindeki birikmiþ yazý ve þiirleri dönem dönem çeþitli gazete, dergi ve Internet ortamýnda yayýnlandý. Son dönemlerde ise yüreðinin derinliklerinde birikmiþliklerini (kýrýntýlarýný) deneme öykü tadýnda bir kitapta toplayarak yayýnlatmaya hazýrlamakta. Halen Ýstanbul’da ikamet edip muhasebecilik yapmaktadýr…


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © idris Kenç, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.