Zifiri karanlık bir gecede, yaprakları yavaş yavaş sararmaya yüz tutmuş ağaçların arasından, nefes nefese, kan ter içinde kalmış, ve korkarak bir kadın koşuyordu. Koşarken arasıra arkasına bakıyor, ve gördüğü karanlık gölgeden olabildiğince hızlı koşmaya çalışıyordu. Gecenin karanlığında sadece ağaçlara, çalılara ve yapraklara vuran ay ışığının parıltısı sayesinde biraz olsun görebiliyordu etrafını ve koşmaya çalışıyordu takılarak yerdeki sarmaşıklar ve ağaç köklerine. Etrafta büyük bir uğultu vardı ve kulakları sağır edebilecek kadar güçlüydü duyduğu ses. İçindeki korku giderek daha da artıyordu. Artık ne yapacağını bilemiyordu. Ya son gücünü de sarfedip karşıya atlamaya çalışacaktı ya da uçurumun başında durup arkasındaki gölgenin onu içine almasını bekleyecekti. Ama yapabileceği bir şey daha olduğunu da biliyordu. Meydan okumak! İşte o anda birden durdu ve arkasına döndü. O duman şeklindeki karanlık gölgeye meydan okumaya karar vermişti. Belki onu yenmeyi veya öldürmeyi başarabilirdi. Ya da kendisi ölecekti. Ama ne olursa olsun elinden geleni yapacaktı. İki elini kaldırarak bilmediği bir dilde konuşmaya
başlamıştı. Bu, onu hem korkutuyor hem de ne olduğunu bilmediği ama kendisini yok etmek isteyen o karanlık gölgeye karşı daha güçlü hale getiriyordu. Kadın o bilmediği dilde konuşmaya devam ettikçe, karşısındaki karanlık gölgenin acı içinde kıvranışını görebiliyor ve uğultulu bağırışlarını duyabiliyordu. Fakat eksik bir şeyler vardı. O sırada tüm söylediklerini yeniden tuhaf bir şekilde unuttuğunu farketti. Artık karşısındaki gölge acı içinde kıvranıp, bağırmıyor, aksine giderek güçleniyor, büyüyor ve sadece uluyordu. Kafa şekli lamaya benzeyen tuhaf bir yaratık belirmişti o karanlık gölgenin içinden ve sadece bir kaç saniyeliğine durmuştu hırlayarak, gözlerinin içine bakarak ve tuhaf sesler çıkararak. O sırada başını arkasına çevirip bulunduğu uçurumun eşiğinden göz ucuyla karşıya doğru baktı. Gördüğü şeyin eski bir şehir kalıntısı olduğunu farketmişti. Sonra birden o karanlık gölge atağa geçti ve kadını içine çekti. Karanlıklar içerisinde bilinmez bir boşluğa düşerken bir yandan bağırıyor bir yandan da bulunduğu durum içinden kurtulmak için çırpınıyordu. Ve...