Eğer bir kelebeği sevebiliyorsak, tırtıllara da değer vermemiz gerekir. -Antonie de Saint-Exupery |
|
||||||||||
|
Kimileriyse akıp giden hayatı izlemeyi... Ben izleyici olmayı tercih ettim, Küçüklüğümden beri hep sormuşlardır bu çocuk neden böyle suskundur diye, Gülümsemişimdir, Oysa bilmezler ki hayatı izleyenlerin hikayeleri daha anlamlı ve daha büyüktür... Yolculuk yapmayı hep sevmişimdir, Bir kentten bir kente, Bir zamandan başka bir zamana... Hep cevabını aradığım soruların arkasına takılıp izlemişimdir hayatı... Aşkı aramışımdır, Huzuru, Ve masumiyeti. Belki en çok da masumiyeti, Duru olanı, saf olanı... Tanımı herkese göre farklı olandı masumiyet, Kimileri karşılaştıklarında onu kirletmeyi seçmişlerdi, Kimileriyse onu sadece izlemeyi, Oysa Masumiyet tende vücutta değildi , Masumiyet ruhtaydı ve kalptten kaybolduğunda hissedilirdi eksikliği... Akıp giden hayatın yolcusu olmayı seçen ben , O eşsiz güzelliği hep aramışımdır, Kimi zaman bir çocuk kahkasında bulmuşumdur, Kimi zaman bir bebeğin yüzünde, Kimi zamansa sevdiğim adamların yüzünde... Ve masumiyeti izlediğimde, Dingin bir nehirde yolculuk yaparken bulmuşumdur kendimi, Bu huzurun ömür boyu sürmesini dilemişimdir, Sürmemiştir. Korkmuşumdur en güzel insani özelliğe dokunmaya, Kendi kirimi ona bulaştırmaya, Bu yüzden seyirci olmuşumdur,izlemeyi sevmişimdir... Sevmişimdir sevmesine de,insanları maskelerinde uzakta gördüğümde anlamışımdır aslında hiç birimizin masum olmadığını... Öğrenmiştim! insana hayal ettiklerinin gerçekleşmemesi en büyük hayal kırıklıklarını getirirdi, en büyük üzüntülerin nedeni hayatın pembelerinin grileşmesiydi... Bir gün aynaya baktığımda gözlerimde hissetmiştim masumiyeti yitirdiğimi, Ve ben o gün anlamıştım masumiyet bir çocuğun gülümsemesinde saklıydı... Ve ben Zamanda yolculuk ederken öğrenmiştim, hiçbirimizin gerçekten masum olmadığını... ... "İçindeki çocuğa sarıl , sana insanı anlatır..." "Hoşgeldin masumiyet. Biliyorum kapıdasın, uzun yoldan geldin; biraz yorgun, biraz aç, kapıyı çalmak üzeresin... En son geçen yüzyıl, bir Eylül sabahı görmüştüm seni; çok özlemişim, nerelerdeydin? Hoşgeldin masumiyet; nicedir özlemişim seni. Hoşgeldin masumiyet; iyi ki geldin. nicedir özlemişim seni. İyi ki kapının önünde, biraz yorgun, biraz aç, yanında bembeyaz perden, kapıyı çalmak üzeresin; İyi ki dışarıda duyduğum tıkırtı sensin..."
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © yaşamın kıyısında, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |