"Ne elbiseler gördüm, içinde adam yok, ne adamlar gördüm sırtında elbise yok." -Mevlana |
|
||||||||||
|
İnsan-lık daha küçükken,emeklerken doğayla karşı karşıyaydı. Hayatta kalabilmek tek fikri, tek amacıydı. Bunun için topluyor, avlıyor, tüketiyordu.Derken durup düşündü ve üretmenin her an tüketip bitirme ve yeni yerlere yolculuk etme zahmetinden kendisini kurtaracağına karar verdi. Böylece ayağa kalktı kendi kendine yürüyordu. Üretiyordu ve ürettiğini tüketiyordu. Bitince tekrar üretiyordu. Aileler kuruyor, büyüyor ve birlikte üretiyorlardı. Üretmenin tek yaşam nesnesi oldu zamanlardı. Bu pek fazla sürmedi. Çünkü onun ürettiğini tüketmek isteyen başkaları çıktı ortaya, kavga ettiler. Güçlü olan yenilenin ürettiklerine el koydu ve onu kendisi için üretmeye zorladı. Sadece bu şekilde yaşayabilirdi. Kavga ettikçe büyüyorlar, küçülüyorlar, köleleşiyorlar, ”ağa”laşıyorlardı. Herkesin “ağa” olmasıda sorunu çözmüyor birkaçının “ağa” olmasıda sorunu çözmüyordu. Yalnız biri “ağa” olabilir güçlü olabilirdi. Bu kavga ve telaş sürerken herkes geçmişi unutuyordu. Kendine bir “ağa” seçmek modaydı ve herşey ona, üretmek,tüketmek,savaşmak onaydı. ”Marabaydı” herkes, köle oluyorlardı bazen.Bazı dillerde de sarf. ”ağa” yönetiyor,alıyor,yiyor,satıyor giyiyor kutsal oluyordu. Tüketmek arzusu buraya getirmişti.Ve tüketmek arzusu bitmez, tükenmezdi.Varolan sorunlara yeni tüketimsel sorunlar ekliyordu. ”ağa”yıda tüketiyorlardı. Sonra, ”ağa” olmak arzusuyla dolup taşmaya veyeni nehirler yaratmaya başladı insan-lık-. ”ağa”yı defettiler önce, sonra kendilerine “ağa” olma fırsatı yaratmaya başladılar. ”ağa” olmaya çalışıyordu herkes. Bazıları oluyordu da. Ancak her “ağa” nın kendisi dışında herkes köleydi. Her köle “ağa” için bir gösterge, bir ego tatmini bir “ağa” lık koruyucusu-yücelticisi bir pazar, ayaklı bir para, kendisi için üreten-tüketen bir makine dişlisi misyonu yükleniyordu. Herseyi tüketiyorlardı.Kölelerin ve ağaların deliliğiydi bu. Dünyayı,metayı,sevgiyi, zamanı, aileyi, parayı, dostluğu, aşkı,...... herşeyi ama herşeyi tüketiyorlardı. Eski zaman deliliğiydi yeni ile birleşiyordu. Herşey pastaydı ve herkes parmağını daldırmaya çalışıyordu. Pasta bitiyordu ve köleler üretiyordu yine yeni pastayı. Ve yine parmaklar. Dediğim gibi eski zaman deliliğiydi bu ve bugünün ve yarınla birleşiyordu.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Baran Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |