Hata! Klavye bağlı değil. Devam etmek için F11'e basın... |
|
||||||||||
|
1.GÜN AKŞAM ÜZERİ - Papatya, o gün pazardan meyve almıştı. Eve geldiğinde karnı çok aç olmasına karşın hiçbir şey yapası yoktu. Meyvelerin içinden birer kivi ve mandalina çıkarttı, özensiz bir şekilde soyduktan sonra onları yedi ve yatağına uzandı.Saat çok geç değildi ancak kötü bir gündü. En sevdiği elbisesini giymiş ve saçları için çok uzun süre uğraşmıştı. Ama günün sonunda mutsuzdu. En sevdiği elbisesi artık en sevdiği değildi ve saçlarını tamamen kestirmek gelmişti içinden… Çabucak, derin bir uykuya dalmıştı ... 2.GÜN SABAH - Papatya, uyandığında sabah olmuştu ne kadar çok uyumuştu... Dün akşam yatmadan önce bir iki saat sonra uyanırım nasıl olsa diye yatmış, kalktığında yapacaklarını planlamış öylece uyuyakalmıştı. Akşam annesini araması gerekiyordu, biraz evi toparlayıp yemek yedikten sonra uzun zamandır ilgilenmediği kedisiyle ilgilenip tekrar yatmak vardı aklında… Şimdi ise bunların hiçbirini yapmak istemiyordu. Zar zor kalktı bir sigara yaktı, uzun zamandır kendisi için yaptığı en iyi şeydi bu… Gün yine başlamıştı, bugününde kötü olması onu endişelendirmiyordu tek korkusu daha kötü olmasıydı… Artık gücü kalmamıştı, normalde üzülmesi gereken şeylere üzülmüyordu artık. Sigarasını söndürdü, tekrar uyumak istedi ama uyuyamadı… Karnı artık tahammül edemeyeceği kadar açtı. Sanki bir ölü gibi zar zor mutfağa gitti, dolapta ne bulduysa yemeye çalıştı. Böyle rezil bir halde olduğunu düşünmemeye çalışıyor ve bir şekilde devam ediyordu nasıl olsa kendini toparlayacaktı. 2.GÜN AKŞAM - Papatya, akşam eve geldiğinde ilk önce annesini aradı. Sonra aldığı sandviçleri yedi, kedisini aradı ama bulamadı. Kedisinin kendisinden daha iyi durumda olduğunu düşündü ve yatağına uzandı. Bu sefer alarmını kurdu sabah erkenden kalkıp spor yapıp daha sonra işine gidecekti. Artık hayatına çeki düzen verme zamanı gelmişti. Son bir kez aynaya bakmak için yatağından kalktı, aynaya baktığında kendisini yıpranmış olarak buldu. Saçları dağınıktı, gözlerinin altında belli belirsiz izler vardı. Yanağının sol tarafı kızarmıştı. Başı çok fazla ağrıyordu, aynaya bakmak iyi gelmemişti ama nasıl olsa yarından sonra hayatını düzene sokacaktı. Tekrar yattı zamanını hatırlamak istemediği çok uzun süre önce yaşadığı hatıralar aklına gelmişti. 3.GÜN SABAH - Papatya, yüzüne vuran güneş ışınlarının sıcaklığıyla uyandı. Saatine baktı, öğlen olmuştu. İnanamamıştı , işe geç kalmıştı daha önemlisi dün spor yapmayı planlamıştı ve bu onun son ümidiydi. Ne erken kalkabilmişti ne spor yapabilmişti. Gitgide ümitlerini yitiriyordu. Anlamsız bir şekilde kalktı yerinden, otomatik bir şekilde üstünü giyindi, işi için hazırlık yaptı. Mutfağa gidip bir şeyler yemeliydi. Koridordan geçerken aynaya bakmamak için dua etti keşke o aynayı dün kırsaymışım dedi. Ama yanından geçerken aynaya baktı. Yüzünün yeni uyanmışlığın verdiği halle beraber iyice kötü durumda olacağını biliyordu. Aynaya baktığında hiçbir şey göremedi. Tek gördüğü karanlıktı. Sanki orda aynanın içinde başka bir ev varmış gibiydi. Işıkları sönük içinde birileri ya da bir şeyler yaşayan bir ev. Papatya, yüzünü görmediği için isteksiz olarak sevinmişti hiç değilse çirkinleşen yüzünü görmemişti, bu garip durum beyninde yeni yeni anlamlandırılıyordu. Papatya, arkasını döndü tekrar aynaya baktığında yüzünü gördü rahat bir nefes aldı. Büyük ihtimal açlıktan hayaller görüyordu. Saçlarını düzeltti iyice geç kalmıştı. Hiçbir şey yemeden evden çıktı. 3.GÜN AKŞAM - Papatya, apartmanın merdivenlerini çıkarken. Yarın için hazırlık yapmaya başlamıştı bile. Anahtarı kullanıp içeri girdi kedisi için bir şeyler almıştı ama onu yine bulamadı bu sefer rahatsız oldu bu durumdan. Kedisi Melek, bazen canı çok sıkıldığı için pencereden diğer pencerelere hatta balkonlara çıkar çatılarda dolaşır ama illaki evine dönerdi. Papatya, kedinin mamasını bir kaba koydu. Odasına geldiğinde bugün her gün kinden daha yorgun olduğunu fark etti. Bu son gün dedi. Yarın sabah spor yapacaktı. Erkenden yatıp sabah erken kalkacaktı. Evdeki bütün alarmları kurdu. Annesini aradı sabah onu uyandırması için telefon açmasını söyledi. Yatağına uzandı, diğer odanın ışığının yandığını fark etti. Oraya hiç girmemişti uzun zamandır. Söylenerek kalktı odanın kapısını açtı, içeri girdi. Tek bir düşük voltajlı olması gereken ampul yanıyordu ama oda sanki içinde yüzlerce ampul yanıyormuş gibi aydınlıktı. Gözleri kamaştı hemen ışığı kapattı. Tekrar yatağına uzandı… Evin kapısının açıldığını fark etti, içeriye birisi girmişti. Ayaklarını sürüyerek yürüyordu. Papatya, korkmaya başladı. Evin bütün ışıkları yandı bir anda. Sonra hepsi birden söndü. İçerde dolaşan kişi Papatya nın odasına doğru yürüyordu. Papatya birden kalktı. Kalktığı anda rüya olduğunu fark etti. Saatine baktığında öğleni geçmiş olduğunu anladı. Annesine kızdı telefonla aramadığı için beklide aramıştı ama arasaydı uyanırdım diye düşündü. Yeni planlara ihtiyacı olduğunu düşündü. Ama İşini kaybetmemeliydi. Hemen kalktı koridordan geçerken aynaya gözü ilişti. Aynanın içi yine kapkaranlıktı bu sefer aynanın içinde bir şeyler hareket ediyordu. Orada birileri yaşıyor diye mırıldandı Papatya. Arkasına dönmek istedi ama dönemedi bu sefer. Tekrar dönmek istedi zar zor bir şekilde arkasına döndüğünde, evin bütün ışıkları kapandı. Sadece aynada ışıklar vardı. Aynanın içindeki ev kendisinin eviydi. Kendi bakımsız evinin koridoru tam karşısındaydı. Melek evine gelmişti yere koyduğu mamadan yiyordu. Papatya ne olduğunu anlayamamıştı. Işıkları yakacak herhangi bir anahtar bulamadı. Her yer çok karanlıktı bu yüzden aynanın olduğu yerden ayrılamıyordu. Arkasında bir soğukluk hissetti. Tekrar evine dönmek için dua etti. Nerede olduğunu bilmiyordu. Cesaretini topladı ve yürümeye başladı. O kadar karanlıktı ki ellerini öne doğru uzattı. Çok uzun bir süre yürüdü nereye vardığını bilmiyordu. Ve nedense arkasında büyük bir soğukluk hissediyordu. Hiçbir şey göremiyordu, aslında görmekte istemiyordu. Tek istediği geri dönmek ti, ya da bununda bir rüya olmasıydı. Uzun süre yürüdü rüyadan uyanmayı bekledi. Artık gücü kalmamıştı yürüyecek, çok ilerde küçük bir ışık gördü. Sona gücünü toparladı ve o ışığa doğru yürüdü. Işığın olduğu yere vardığında bir aynanın olduğunu fark etti. Aynaya baktı ve kendisini evinde buldu Papatya. Evinde olduğunu anlayınca yere doğru çömeldi, Melek tam yanında hala mamasını yiyordu sanki zaman hiç ilerlememişti. Papatya kalktı aynadaki ışık gitmişti. Ama daha ilginci aynaya baktığında tamamen değişik birisi vardı. Aslında bu kendisiydi ama çok güzeldi, gençti.Papatya şok halinde ne yapacağını bilmeden dışarıya çıktı. Sanki herkes ona bakıyordu. 4.GÜN AKŞAM - Papatya akşam eve geldiğinde tekrar aynaya baktı. Aynanın etrafında saatlerce durdu. Çok güzeldi gücü yerine gelmişti. Nasıl olduysa bu gun çok güzel geçmişti canını sıkan hiç bir şey olmamıştı. Gidip güzelce yiyecek bir şeyler hazırladı… Papatya aynanın ve bu olanların hepsini unutmak istiyordu sadece güzelliğini düşünmek çok uzun zamandır hissetmediği güzel duyguları doyasıya yaşamak istiyordu. Papatya yemeğini yedikten sonra uyumadan son bir kez aynaya bakmak istedi. Aynaya vardığında her şey normaldi hala çok güzeldi. O an ışıklar kapandı sonra tekrar açıldı. Papatya, aynanın içinde kendisinin olduğunu fark etti. Eski bakımsız mutsuz hali oradaydı. Dışarı çıkmaya çalışıyordu. Çok korkmuş gözüküyordu. Ona yardım etmek istedi Papatya ama elinden bir şey gelmedi. Arkasını döndüğünde, belli belirsiz bir siluet gördü. Bayılmak üzereydi ama siluet Papatya nın alnına elini götürdü. O an Papatya nın tüm korkusu geçti. Üzerine bir rahatlama geldi. Siluet, Papatya ya hangi haliyle yaşamak istediğini sordu. Eski bakımsız, sürekli güzel olmayı düşleyen haliylemi, yoksa şu an ki güzel haliylemi. Papatya hemen cevap verdi. Bu güzel halimden memnunum, kesinlikle böyle yaşamak istiyorum dedi. Siluet, Papatya ya son bir kez daha sordu. Aynı cevabı verdi Papatya. O anda kendisini aynanın diğer tarafında buldu. Her yer kapkaranlıktı, bu sefer buradan çıkamayacaktı. Sonsuz bir yerdi, ışık olan tek yer aynaydı. Papatya aynaya baktı, yüzünü gördü, çok güzeldi. Karanlığa doğru yürüdü… ............................................................................................................................ (papatyaya)
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Volkan Dürüst, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |