Gerçek bir sevgide diğer insanın iyiliğini istersin. Romantik sevgide diğer insanı istersin. -Margaret Anderson |
|
||||||||||
|
Dedim ya sabaha varacağım, sabahı vuracağım. Uykusuz kalacağım, uyku bensiz olacak. Ama inat edip güneşe selam verip hoş geldin, bugünde geldin diyeceğim. Gel otur baş köşemizde yerin, başım gözüm üzerine, buyur otur, haberler ver geldiğin yerlerden, gel otur yanı başıma kırmızılığında içelim aşk şarabımızı, gel kur bağdaşını soframa, oku bana Hayamdan rubailer,Nesimimden dörtlükler oku. Seher yeli eser yırtar eteğini gülün Güle baktıkça çırpınır yüreği bülbülün Sen şarap içmene bak, çünkü nice gül yüzler Kopup dallarından toprak olmadalar her gün. Ben olmayınca bu güller, bu serviler yok. Kızıl dudaklar, mis kokulu şaraplar yok. Sabahlar, akşamlar, sevinçler tasalar yok. Ben düşündükçe var dünya, ben yok o da yok. Nesimi diyecek ki Nazar kıl gönlüm şehrine dünya fani dost sevdiğim Aşığa bunca sitemler bi-revadır dost sevdiğim Bunca yıldır ceht eylerim gönlüm ayrılmıyor senden Hep benim senden umduğum bi-nevadır dost sevdiğm Kaldıralım kadehleri sana, bana ve bize. Söylenmemiş ve söylenecek söze. Yaşam yolumuz engebelerle doludur. Sosyal çevre, feodal çevre, eşimiz, dostumuz, yakınlarımız, sistemin koyduğu kurallar. Yasaklar. Elimizi nereye sallasak yasak. Gözümüzü nereye çevirsek kurallar. Bizlerde bu kurallar zincirinin halkası, çarkından öteye gidemeyen bireyleriz. Öteye de gidemiyoruz. Dünyayı değiştirmek için çıktığımız yolda, her yere, her şeye hükmedip, fikir olurken kendi yaşamlarımıza ve duygularımıza ve bizi çevreleyen kurallara hiçbir çözüm ,atılım yapamıyoruz. Kendimize gelince kasılıp, kaslaşıp kalıyoruz. Nerede kalıyor, özgürlük, sevgi, dostluk, ben yaşayamadıktan sen yaşayamadıktan, biz yaşayamadıktan sonra bana ne bize ne başkalarının yaşayacaklarından. Kader denen yazgıyı yenemiyoruz. Yenmeye de çaba harcamıyoruz. Sevda tutsak kalıyor yüreklerimizde. Kavuşmak isteyen eller, sarılmak isteyen kollar kelepçeleniyor. Dillenmek isteyen duygular zaptı rap altına alınıyor. Işığın kendisini biz karartıyoruz. Bir günlük de olsa, bir gecede olsa, bir an da olsa, an, an da olsa yaşanması gerekeni yaşama cesaretini kendimiz kırıyoruz. Yüreğimiz ve bilincimiz arasındaki köprüyü biz barikatlıyoruz. Bu barikatların arkasında savaş veriyoruz. Yıkmak lazım an da barikatları. Uçurmamız lazım ak güvercinleri, yürek meydanımızda uçuşsunlar özgürce. Parçalamak lazım ellerdeki ve kollardaki zincirleri, yoksa zincir sallandıkça kollar acıyacak, bileklerde yaralar açacak. Basitimidir yaşananlar, duygular? An oluyor gözyaşına karışıyor, an oluyor kendini hırçınlaştırıyor. Bazen bazen öyle bir hasret yaşattırıyor. Duruyor duruyor kendini vuruyor. Bu vurgun dağ başlarında salına salına gezen gerillanın özgürlük türküsünde dile geliyor. Bir halayın başını çeken kırmızılar içindeki kadının mendil sallayan ellerinde, rüzgâra rüzgâra selam verişinde, Kürt halayında adımlarının motiflerindeki uyumunda. Ya da kurtuluş kavgasında bir meydan koşuşturmasında, bir militanın elinden düşürmeden salladığı bayrağının kızıl renginde, yıldızının zirvesinde. Tüm bunlara inat. Sen benim özgürlük talebimin en güzel duygususun, sen benim gözlerimde resim resim ,dudağımda türkü türkü, renklerimde kırmızı kırmızısın. Sen benim hasretimin en saklı yerindesin. Sen benim fikrimin ince gülüsün. Yürek şehrimin sokaklarında dolaşırken, bir sohbette tartışırken, bir ağaç dalında cilveleşen serçeleri seyrederken, üşütmeden beni serinleten rüzgârımsın. Dedim ya gecedeyim, sabahçıyım. Zaman ilerledi. bir sığara yakmalı, derin bir çay yudumlamalıyım. Her yudumunda, her nefesinde sen olmalısın. Gelip gelip benim ak kâğıtlarımın üzerine hare hare ateşlerini yakmalısın. Meriç Meriç akmalısın. Gülüş gülüş gelip bakmalısın. Ateş böceği olmalısın. Kırmızı larında beyaz benekler olmalı, gelip konmalısın omuz başıma. Uçmandan, kaçmandan korkmalıyım. Usul usul sevmeliyim, ipeksi saçlarına küçük küçük okşamalarla dokunmalıyım. Ben bahtiyar olmalıyım gelişine. Sen mutlu ol sevişime. Sevinişime. Ya da ya da bir film şeridinde gel. Eski Türk filmlerinde ol. Kavuşma olmasın, sevişme olmasın,içinde mutluluk bulunmasın. Ben kapayayım gözlerimi, rüyalarımda hıçkırıklarla ağlıyor olayım, kötü adamlar ayrılığımıza neden olsun. Ben sevdamda direneyim, sen ellerin olma. Bitsin, kopsun siyah beyaz bu film. Ölüm olmasın, acılar, ayrılıklar hiç olmasın. Kavuşmalar, sarılmalar, mutluluklar olsun. Ya da yâda ben sana sarı papatyalar almayayım.Sen sarı papatyalarda, kırmızı güllerde gel, ellerimle sarayım seni, kokladığım her nefeste içimde bulayım, üzerine toz kondurmadan yıllarca bakayım. Ama her defasında her defasında seni doymazcasına sarayım, koklayayım, sineme basıp, yangınlardan koruyayım.Yani,harda gel,zemheride gel,açlığımda gel,prangalar vurulunca bileklerime bedenime direnç olan yüreğimde gel.karanlığımda,esaretimde,cesaretimde gel.Yağmur ol, rüzgar ol gel. Sabahın kapısı pencereme dayandı. Güneş yüzünü göstermeye, gece gündüze kavuşmaya başladı. Güneş nasılda heyecanla çıkıyor tepelerin ardından. Sabırsızca. Sanki bu anda çıkmazsa ortaya, gecenin karanlığından kurtulamayacak bir daha. Bir daha çıkamayacağının korkusu var telaşında. Geldi güneş gözlerime, gözlerimde güneş ve sen. Güneş KIRMIZI sını sana, sen saçlarının KIZILLIĞINI bana verdin. Sen güneşe güneş sana yakıştı. Bense bir büyük mutlulukla, bir hoş duygusallıkla seyre daldım sizin birbirinize bahşettiğiniz güzelliğe.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © hazan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |