İçim düğüm düğüm, kulaklarım sağır, pus çöktü gözlerime göremiyorum, gögsümü yırtarak tırmanan yüreğim yumruklaşıyor boğazımda, canım yanıyor, bedenim acıyor, kanım çekiliyor sanki, ellerim buz gibi, diren yüreğim, direnki yıkılmasın seni taşıyan bedenim, tutun yine sevdasına , bir ara düşecek gibi oluyorum yere, bir deprem bu, büyük bir yıkım oluyor içimde, ciğerlerim parçalanıyor, bütün organlarımı hissediyorum bedenimde, hepsi-hepsi acıyor, kanıyor, ordan oraya kaçışıyorlar sanki acıdan, gözlerim dağlanıyor kan içinde, Asırlık bir ağaç çatırdıyor içimde, ne olur diyorum duydukların yalan olsun yanlışlık olsun, teselli arıyorum alaycı bakışlarda, belkilerde avutuyorum yüreğimi. İçim boşalıyor, ellerim tutmuyor, ayaklarım gitmiyor, nefesim yetmiyor hançerler saplanıyor yüreğime, ve dünyam boşalıyor, gördüklerim okuduklarım geliyor aklıma bir bir, duyulan ve okunanlar birleşiyor bilincimde ihanetin derinliğini özümsüyorum. Yerle bir oluyor umutlarım, artık anlamsızlaştı yaşananlar, geçmiş yalan oldu, gelecek düşler süslemiyorum sevdama dair yüreğimde, bahar gelmiyor artık umutlarıma, mevsim hep kış içimde, üşüyorum…..yüreğim üşüyor bir garip boşluk da. Susuyorum…..Üşüyorum….
Yaraladı zaman, yaşananlar, hasretler, açlık-yoksulluk yaraladı…inandığım sevdasını merhem eylerdim yaralarıma… sevdasına tutunurdum, Hiç bu kadar derin olmamıştı açılan yara yüreğimde. Öyle uzakki şimdi yüreği yüreğime, sınırlar girmişken araya, yanı başımdaydı oysa…..