Öyle yaþamalýsýn ki ölünce mezarcý bile üzülsün. -Mark Twain |
|
||||||||||
|
Yaþamsal beðeni ile oluþturulmuþ o rengarenk kalem-ürün tarlalarýnda kelebek gibi gibi uçarak gözlerimizi gökyüzüne çevirdiðimizde içimizdeki hafifliði hissedebiliriz. Dilleri ile þakýyan, kalemleri ile aydýnlatan sanat adamlarý ölüm karþýsýnda dik durabilmiþlerdir. Onlar için zaman harcanmayacak kadar deðerlidir. Cemal Süreya ölüm ile oyunu bir gökkuþaðýna çevirirken, Ahmet Oktay arzýn merkezine bir yarýk açýyordu.. Orhan Veli, dalgasýný geçerken, Cahit Sýtký, ölümün canevine dalýyordu. “Ölüyüm çoktan, bir baksana gözlerime Gör, içindeki o kanlý cam kýrýklarýný”* Ölümü en yakýnýnda hisseden Ümit Yaþar, oðluyla birlikte lav ýrmaðýndan gözyaþlarýyla geçiyordu. Ölüydü çoktan. Yaþam onun için acýydý. Sevdikleriyle var olmak istemiþti. Ama cam kýrýklarý yüreðini incitiyordu.. Daha yeni hayata gözlerini yuman Kýbrýslý Þair Taner Baybars (Þair Taner Baybars, Fransa'nýn Bezier þehrinde 20 Ocak çarþamba günü hayata gözlerini yumdu. ) “ Hala anlayamýyorum neden eðri bu dünya” derken hayatý sorgulamaya baþlýyor; “ uzayda kafayý dinliyorum” derken de dünyanýn dýþýna çýkýyor, kalemini evrenin diðer kapýsýna yöneltiyor; “ Bu olamaz! Ölecek miyim? Durmadan ölecek miyim? Neden?” Ölüme bir isyan çýkýþ noktasý bulmaya çalýþýyordu. Her insan ölüm anýnda soru sorar? Soru sorma aslýnda bir karþý çýkýþtýr. Ölümün asýl takipçisi, çamurla yoðrulmuþ, aklýyla var olan insandýr. Her kavramý, terimi, imgeyi ölümle iliþkilendiren insanoðlu bu kederini gülümsetirken, hayatýný, ruhuyla, yüreðiyle, bilinciyle tümleþtiriyor, “ben” kavramýný sanatlaþtýrarak ilk asi kalemlerini yazýn dünyasýna çýkartýyordu. 2800 yýl önce, adý saný belirsiz bir Çinlinin bez üzerine yazdýðý bu dizelere bir göz atalým: “Eðer yol boyu/ tutmuþsam elbisenin kolunu/ tiksinme benden emi; / bozuk düzen yollar çok zaman alýyor da..” Sanatçý dediðin asi olmalýdýr. Ýster önceki yüzyýllar, ister þimdi, ister gelecek yüzyýllar olsun sanatçý her zaman dik durmalý “bozuk-düzen yollarý” haykýrmalýdýr. Özellikle günümüz dünyasýnda artýk iyi haberlere hasret kaldýk. Gün geçmesin felaket haberlerine uyanmayalým. Günlük gazetelerde , internet sitelerinde, bloglarda yazýlan yazýlara baktýðýmýzda çoðu haberin konusunu ölüm oluþturuyor. Ölüm hayatýmýzýn her alanýna girmiþ durumda. Ölmek günümüzde çok kolay. Binlerce çeþit ölüme rastlayýp þaþýrýyoruz. Bedri Rahmi'ye bir kulak verelim: “ Adamýn caný dostlara /Güzel haberler götürmek ister/ Aksi gibi ne dost var meydanda / Ne de güzel haber” Bir dalga geliyor bir genç kýzý alýyor, Bingöl'de iki kýz çocuðu parasýzlýk yüzünden ölüyor, trafikten, soðuktan ölen çok insanýmýz var. Sanatçýysanýz gelin de güzel þeyler yazýn. “ Hayat kýsadýr, kuzucuklarým / Gene de çok uzundur kuzucuklarým. / Hayat binecek dalýnýza, ufacýklarým; / Dalýnýzdan alacaklar hayatý,miniciklerim...”** Ölüm kaçýnýlmaz olarak geliyor. Bu gerçek.. Peki ne yapmalý?.. “ Sýradan sorunlarla/Zehrettik gecemizi/ Oysa ne rüzgar duraksadý/ Ne ay bekledi bizi.”*** Ee kaçýnýlmazsa son, hayatýn her anýný mutlandýrmaya, çiçeklendirmeye, sorunsuz bir hayat yaþa/t/maya baþlamalýyýz. “ Uyandým baktým ki bir sabah/ güneþ vurmuþ içime” **** Güneþ ýsýtýrken bedenimizi sadece sevdiklerimizle birlikte olmak yeterlidir. Baþka bir þey istemeye gerek yoktur. “ Ýstiyorum gideyim sevdiðimle/Ýstiyorum boþ vereyim sonu ne olacak”***** Son olarak þunu belirteyim ki: Hayat hýzdýr, kalbimiz bu yarýþýn zaten içinde. Cebimizdeki saat, biz ýþýðý gördüðümüzden beri çalýþýyor. Doðan her çocuk sýnavlarla baþbaþa, engelleri aþmak zorunda. Sorunlar çýð gibi. Peki, bu durumda insanlarýn ruhlarýný, morallerini, yüreklerini kimler rahatlatacak? Tabii ki hýzlý giden bu hayatýn karþýsýnda duracak olan, toplumun nefes alanlarý kalemlerdir. Arada bir nefes almak istiyorsanýz, kalem pýnarýndan bir bardak yýldýz suyu içmelisiniz. Kalemler ölmez, eserleriyle yaþarlar, onlarý unutmayalým, unutturmayalým.. *Ümit Yaþar Oðuzcan **Henri Michaux *** Nihat Behram **** Orhan Veli Kanýk ***** Bertold Brecht
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Göktu Kara, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |