Hamit, Usta Frank'in tapınağına gitmişti. Orada Frank'in ona vereceği görevin ciddiyetinin farkında bile değildi. Ama bu zor bir görev sayılmazdı. Hamit Frank'in verdiği görevi kabul etti ve alaycı bir tavırla oradan çıktı. Tapınaktan çıkar çıkmaz üzerindeki cübbeden kurtuldu ve gözlüğünü takıp macerasına başladı.
Ona verilen görev yüksek rütbeli bir özel sektör görevlisinin canını alıp Frank'e getirmesiydi. Oda bunu yapmak için hemen işe koyuldu. En kısa yoldan gördüğü bir özel sektör görevlisini bir ara sokağa sokup boynunu kırıp onu öldürdü derken arkadan plazma silahlı bir adam olayı görüp Hamit'e saldırmaya çalışırken Hamit pencereyi kırıp atladı. Bunun sonucu boşlukta süzülürken Jetpack'li ve kelle avcısı kılıklı bir adam onu yakaladı. Hamit ona ismini sordu ve o da Lary olduğunu söyledi.
Lary sol gözünde dikine bir yara izi olan hafif kısa boylu, saçının sağ tarafı olmayan 30-40 yaşlarında biriydi.
Lary'nin Londra'daki evinde Hamit Lary'ye birkaç soru sordu:
-Bana neden yardım ettin?
-Patronunda bana ait olan bir şey var.
-Neymiş o?
-İşte bu, deyip ve Hamit'e süper bir silahın 3D görüntülerini gösterdi. Hamit'te bunun üzerine:
-Harika bir şey! Tam olarak ne istiyorsun?
-Senden tek istediğim giriş kodları...
-Üzgünüm Lary! O kodları söylersem beni öldürürsün.
-O zaman zor yoldan yapacağız...
Lary Hamit'i ani bir hareketle yakaladı ve bir doktor masasına yatırdı. Hamit "Hey ne yapıyorsun!" demeye kalmadan kollarının ve bacaklarının bağlandığını gördü. Ve o sıra:
-Adi herif bırak beni.
Hamit, Lary'nin sağ bileğinin hafif üstünden kolundan ayrı bir şekilde uzanan bir kol ve onun ucunda da çalışan bir el gördü. Bunun üzerine"Hey o el de ne?" dedi.
-Ben yarı hayvani bir insanım.
-Cehenneme GİT!!!
-Ben olsam öyle demezdim, dedi ve Hamit'in göğsünde bir yeri bıçakla kesip örümceğe benzeyen bir şey yerleştirdi ve o örümceğimsi şey Lary'nin kestiği yerin hepsini kapladı.
Hamit:
-N'aptın sen adi herif!
-Önemli birşey değil. Sadece kontrol, dedi ve Hamit'i boşluğa bıraktı. Hamit aşağı doğru düşerken göğsündeki yarayı unutmuş ve "Acaba nereye düşeceğim? Yaşayacak mıyım?" diye düşünmeye başladı...