..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Tarihten öğreniyoruz ki tarihten hiçbir şey öğrenmiyoruz. -Hegel
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Aşk ve Romantizm > Mehmet Ceylan




20 Nisan 2010
Zamansız Gelen  
Mehmet Ceylan
-"İyi de beş.." Sorumu tamamlayamamıştım çünkü ürkütücü cevap zaten karşımda duruyordu. Cevabın etkisiyle elimdeki tepsi direk olarak yere düşmüştü.Bı sırada bir arkadaşımın ayağını yakmış olmalısın dediğini güç bela hatırlıyorum


:BDHF:

Kendimce internetten tarifini aldığım değişik yemekler yapmayı deniyordum. Herhangi bir kimseyi beklemezken kapım çaldı ve gelenler arkadaşlarımdı.Suratlarında anlam veremdeiğim dozda mutluluk ve gülümseme vardı ve hepsi de çok mutluydu.Daha ayakkabılarını çıkartırken hadi bize beş tane çay yap oturma odasında seni bekliyor olacağız dediler. Oyun bozan olup o mutlu tabloyu bölmek istemediğim için peki öyle olsun diyerekten mutfağıma döndüm. Şanslılardı ki yemek için ısıtmış olduğum hazır su vardı. Tek yapmam gereken sıcak suyu bardaklara doldurup çayları içine sallamaktı.Bu arada o çocuk gibi mutlu olan arkdaşlarımın oturma odasına geçerken çıt dahi çıkarmamalarına hayret ettim. Neyse diyip bardakları tepsiye düzerken gelen arkdaşlarımın dört kişi olduğunu oysa benden beş tane çay istediklerini hatırladım. Önce acaba benim için mi diye düşündüm ama hepsi de benim kahve içeceğimi biliyordu. Beşinci ben olamazdım. Kabalık etmek istemedğim için sormadım ve bana denilenle birlikte bir fincan kahvemi birkaç dakika içerisinde hazırladım. Tepsiyi alıp oturma odasına geçerken bir an kendimi o merak ettiğim beşinci kişiyi sorarken yakaladım.
-"İyi de beş.." Sorumu tamamlayamamıştım çünkü ürkütücü cevap zaten karşımda duruyordu. Cevabın etkisiyle elimdeki tepsi direk olarak yere düşmüştü bu sırada bir arkadaşımın "ayağını yakmış olmalısın" diyerek ayaklarıma doğru eğildiğini güç bela hatırlıyorum. Daha sonra çevremdeki bakışların benden bir cevap beklediğini hissetmek zor değildi. Birşeyler söylemem lazımdı ne kadar güçsüz olduğumu gizleyebilmem için. Birşeyler söylemem lazımdı yere düşen bardaklarla birlikte kırılan gururumu toparlamak için. Hafif sendeleyerek en yakın kanepeye oturdum ve tamamı devrik olan cümlelerimle hiçkimsenin konuşmasına izin vermeksizin konuşmaya başladım
-"Şey ben özür dilerim... Kendimi toparlar toparlamaz bunları da toparlayacağım. Ben.. Ben aslında
Ben daha önce de çok kez görmüştüm seni,
ama ne zaman başkalarını görsen yanımda,
yok oluyordu silüetin,
bundandır yanıma her gelene alışamamam,
Ve yine bundandır yalnızlığı bu denli sevişim.
ama bu defa;
bu defa kanınla canınla,
etinle kemiğinle,
Çektiğim acılar kadar gerçeksin.
Ve sanki yaşattığın mutluluklar kadar sonsuz.
Dalgalı siyah saçlarının arasından kocaman bakışların,
Mükemmelliyeti resmeden kusursuz yüz hatların,
Tüm kompozisyon aynı bal ağızla harika bir yerinden bölünmüş masalı hatırlatıyor..
Ne gerek var ki hatırlatmana..
Nasıl unuturum o acımasız havaalanındaki gamzenle süslenmiş yorgun bakışını?
Nasıl düşünebilirdim o kömür gözlerinle ta içimde yanarken bu masalın sonlanacağını?
Şimdi eski sevgilim
Şimdi ebedi aşkım
Şimdi çok soru var cevaplanmayı bekler,
Yarım kalmış bir masal var mutlu son ister.
Lakin canımın içi, biraz daha bekleyiversinler..
Bilirim uzaklardan geldin yorulmuşsundur sen.
Şimdi lütfen hiç bir soruya cevap verme,
Hiç bir şey anlatma bana.
Sadece gel şöyle yanıbaşıma sarıl boynuma.
Sadece uyu dinlen yüreğimin ateşi
Kollarımın arasında.."
Sonrasında tek hatırladığım temiz siyah saçlarla kaplı öptüğüm bir alın.
Sabah uyanmışım ayağımda bir yanık izi ve kolaramın arasında larcivert yastığım..
Yanık izi yastığım ve ben
Böyle bahtiyarım.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
İstemiyorum [Şiir]
Eski Sevgili ile Muhabbet [Deneme]
"Çaresizlik" [Deneme]
Yeniden... [Deneme]
Sarhoş Bir Bülbül Sesi, Kesik Bir Akasya Kokusu, Molotof Kokteyli, Panzerler, Göz Yaşartıcı Bombalar [Deneme]
Penceremin Altına Uzanmışken [Deneme]
20. Yy'a Bakıp 21. Yy'da Aynısının Olmasından Korkmak [İnceleme]


Mehmet Ceylan kimdir?

Ne zaman bu mütevazı çiftcamlı penceremin altına uzansam, farkına varamıyorum betimlemelerimin bu kadar abartılı kaçtığını.

Etkilendiği Yazarlar:
Edgar Allan Poe, Elif Şafak, Orhan Pamuk


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2025 | © Mehmet Ceylan, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.