Bulanmadan ve donmadan akmak ne hoştur. -Mevlânâ |
|
||||||||||
|
Dünyadaki en zor işlerden biri, insanın kendini tanımasıdır. Kendini tanımayan insan; çevrenin etkisinde kalır, çevrenin değer yargıları bakış açıları ile kendini tanımlar. Kalıplarla ve şekilci düşünür. İster istemez, doğduğu andan itibaren yaşadığı olaylardan öğrendiklerini ezberine alır ve şartlı düşünmeyi öğrenir. Önyargılar oluşturur. Şartlı düşünen, önyargılı birinden olayları ve insanları doğru analiz etmesi beklenemez. Bakar ama görmez. Kendini nasıl görüyorsa, karşısındaki kişiyi de hemen hemen öyle görür. Kompleksli bir kişi ise karşısındaki kişiyi aşağılama yolunu seçer. Kendi içinde suçluluk duygusu varsa ve bunu kendine itiraf edemiyorsa, karşısındaki kişiyi suçlar. Hatalarının sorumluluğunu alamıyorsa, her olayda hatayı karşısındaki kişi de arar. Kendine kızıyorsa, kendine yansıtamadığı kızgınlığını karşısındaki kişiye yansıtır. Tam tersi kendine değer veriyor, saygı gösteriyor, kendini seviyorsa; karşısındaki kişilere de kendi değerini verir, saygı gösterir ve sever. Kendini tanımayan insanlarda, karşılarındaki herkese aynı şekilde davranma eğilimi vardır. Kendini tanıyan insan ise; ezberlerini bozabilmiş, kalıplarını kırabilmiş, şartsız ve önyargısız düşünendir. Kendini tanıyan insan karşısındaki kişileri anlamaya çalışır, empati yapar, davranışlarını yargılamak yerine, davranış nedenlerini bulmaya uğraşır. Kendini tanıyan insan; kendini tanıma yolunda edindiği tecrübelerin de yardımıyla, karşısındaki kişi ya da olayları daha doğru analiz edebilen, ön yargısız ve şartsız bakabildiği içinde karşısındaki kişinin gerçek değerini, ne olduğunu görebilen insandır. Benim, satırlardır anlatmak istediğimi, Mevlâna Celaleddin Rumi, bir dörtlükle anlatıvermiş. “Bak! Bil ki domuzların önüne inciler serilmez. Mücevherden sarraflar anlar ancak, başkası bilmez. Ne fark eder ki, kör bir insan için elmas da bir camda. Sana bakan göz bir kör ise sakın kendini camdan sanma. Kısacası; Sen bir mücevhersin, mücevherden anlamayan kör biri, senin değerini bilmez, seni herhangi biri gibi görür, sana da herkese davrandığı şekilde davranır, sen kendine başkalarının gözü ile bakma, kendini tanı, kendi gözünle bak… 20.05.2010-Hayal ARAR
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hayal Arar, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |