Prensiplerden hoşlanmam. Önyargıları yeğlerim. Daha içtenler. -Oscar Wilde |
|
||||||||||
|
Allah, varlıklar arasında en şerefli varlık diye nitelendirdiği insanoğlunu yarattı ve tüm varlıklar gibi melekleri de insanoğlunun hizmetine sundu. Emir gereği tüm melekler, Allah’ın belirlediği ölçüler nispetince insanoğluna hizmet etmeye başladı. Ama biri vardı ki, o gururuna kapılarak hemen itiraz etti ve ben ondan daha kaliteli bir yaratılış ve üstün bir güce sahibim, bu nedenle de ben insanoğluna hizmet etmem dedi. Ve bunu diyen üstün özelliklere sahip bir varlıktı. Yani Allah’ın emrine itaatsizlik eden ilk varlık ve o bir din âlimi. Allah’a olan ikinci itaatsizliği ise hepimizin bildiği şekliyle peygamber sıfatındaki bir insan yapmıştı. Sonra ikisi de huzurdan yani Allah’ın makamından kovuldu. İsyankâr olan insan hatasını fark etti ve hemen af dileyerek tövbe etti. Allah da onu bağışladı. Daha sonraları şeytan diye nitelendirilecek olan o kendini beğenmiş varlıksa, isyanında devam etti ve ebediyen Allah’ın lanetine uğrayanlardan oldu. Zira Allah’a olduğu gibi insanoğluna da ilk düşmanlık eden varlık, şeytandır. Kıyamete kadar da insanoğlunu yoldan çıkarma konusunda uğraş vereceğine dair Allah’la iddialaşmıştır. Allah benim halis kullarımı yoldan çıkaramazsın dedikçe, o inatla hepsini yoldan çıkaracağım demiştir. Nihayetinde şeytan, kötü bir varlıktır. Onun için Allah ona şeytan ismini vermiş ve bizlere de o, sizin en açık düşmanınız diyerek ondan uzak durmamız konusunda bizi tembihlemiştir. Şimdi insan olarak bize düşen görev, o şeytan denen varlığa inat ve de Allah’ın sözünü doğrulama adına halis kul olmaya çalışarak, bütün kötülüklerden uzak durmaktır. Şüphesiz ki kötü olan her fiil, şeytanın ürünüdür. Elbette şeytan, insanı bazen kandırıp kötülüğe düşürecektir. Ama insana yakışan, yaptığı o yanlışta ısrar etmeyip, hemen Allah’tan af dilemektir. Çünkü insan hata yapmak durumundadır. Ama doğru olan, işte bu hatanın hemen akabinde tövbe edebilmektir. Zira hata sonrası tövbe etmemek ya da yanlış da ısrar etmek, şeytanca bir anlayışın gereğidir. Şeytanın karakteristik özellikleri herkes tarafından az çok bilinmektedir. O insanı doğru yoldan saptırabilmek için her şeyi yapmaya muktedirdir. Her hangi bir konuda aşırılık, laubalilik, şehvet, ihtiras, gösteriş, gıybet, yalan, isyankârlık, iftira, gurur, kibir, miskinlik gibi olgular şeytanın en büyük silahıdır. İnsan, aklını kullanarak onun tuzaklarından korunmalıdır. Değilse şeytan, insanı her ne şekilde olursa olsun aldatmak için uğraşacaktır. Onun tek amacı budur. Çünkü o, kuşkusuz tüm kötülüklerin babasıdır. Şeytanı, sadece hayali bir kalıp olarak algılamak doğru değildir. Kötü olan ve kötülüğe çağıran herkes şeytandır. Yani mesela biri sizi zinaya sevk ediyorsa o şeytandır. Kumara, uyuşturucuya, yalana, hırsızlığa arsızlığa vb. kötülüklere meylettiriyorsa o kesinlikle şeytandır. Bu sebeple böylesi insanlardan da uzak durmak gerekmektedir. Şeytan insanın aklını genelde vesvese kanalıyla çeler. Doğru olmayan bir davranışı en süslü tarafından göstererek, en makul bir hareketmiş gibi yaptırır. Böylesi bir durumla karşılaşan insanın yapacağı tek şey, aklını kullanarak derhal Allaha sığınmasıdır. İnsanın aklını kullanabilmesi içinse doğruyu yanlıştan ayırıcı hakikatler olan ilahi kitapları okuyup anlaması gerekmektedir ki insanın en yakın dostu olan Allah, o kitaplarda tüm gerçekleri bildirmiştir. Şayet insan, bu bilgiler doğrultusunda hareket ederse meleklerin bile erişemeyeceği mükemmel bir mertebeye erişecektir. Fakat insan, ilahi kitaplardan uzak bir hayat yaşar ve tüm kötülüklerle iştigal olursa o zaman da aşağıların en aşağısına sürüklenerek hayvanların ve belki de diğer bütün varlıkların bile en sefili haline gelecektir. Hülasa her insanın içinde, dışında ve çevresinde kesinlikle mücadele etmek zorunda olduğu bir takım şeytanlar vardır. Herkes kendi şeytanını, kendisi bilmelidir. Dolayısıyla herkes kendi şeytanıyla kendisi mücadele edip, etrafındaki o şeytanları kendisi yenmek durumundadır. Nitekim çevresindeki şeytanın kim olduğunu bilmeden yaşayan bir insanın, dostu sandığı şeytanların tuzağına düşme olasılığı yüksektir. Hemen hatırlatmak zorundayım ki, insanın Allah ile olan bağını koparmaya çalışan herkes, o insanın en açık şeytanıdır. Mehmet Akif UÇAR
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mehmet Akif Uçar, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |