Yaşamın tanımı yoktur. -Halikarnas Balıkçısı |
|
||||||||||
|
Herkes sadece koşuşturma içinde iken ben sürekli onu izliyordum. Anlatılanlara göre, sonunda dayanamayıp "Ben de onunla gideceğim" diye yaygaraya başlamışım. Tabii ki herkesin karşı çıkması ve kızmalarıyla Engin ağabeyimin defterlerini karalama dönemim başlamış. Annem benimle başa çıkamayacağını anlayınca öğretmenle konuşmak mecburiyetinde kalmış. Ve bu şekilde ara sırada da olsa benim okul dönemim başladı. Bu dönemdeki yaşım ise 3,5 idi. O zamana ait elimde iki üç tane fotoğrafım hala durmaktadır. Bana kısacık bir önlük diktirildi, çantam, renkli kalemlerim ve defterim alındı. Büyük bir insan edası ile ağabeyimle beraber okulun yolunu tuttum. Sınıfta en önde oturmak suretiyle dersleri dikkatle dinlemeye başladım. (Engin ağabeyim o yıl 3. sınıfa devam ediyormuş.) Bana yazmayı sevdiren o güzel öğretmeni ve ismini pek hatırlamıyorum. Ama sevgiyle bana harfleri öğretmeye başladı. Ne yazık ki bürokrasi nedeni ile o okula pek fazla devam edemedim. Gerçi devam ettiğim süre içersinde okumayı sökmeye başlamıştım. Babamın tayininin Gölcük'e çıkması ile oraya taşındık. Nereye gidersek gidelim, ben okumak istiyordum. Gölcük'teki okul beni alamayacağını söyledi. Sonunda benim ağlamalarıma dayanamadıkları için arada sırada sınıfa gidebileceğim söylendi. Kayıtsız olarak okula başladım. Bu arada anne ve babam benim okumayı unutmamam için ellerinden gelen çabayı gösteriyorlardı. Babam görevi nedeni ile yurt dışına gidip geldikçe bana değişik kalemler getiriyordu. Bir gelişinde, o zamanlar Türkiye'de olmayan sesli kitaplardan bir tane getirdi. (Üzerinde resim olan, kabartmalı, hayvanların üzerine basınca ses çıkartan kitaplardan). Öyle sevindim ki anlatamam! Ama kızkardeşim durur mu? Ben istiyorum diye kendisini parçalıyor. Kitabı bir yandan o çekiştiriyordu, bir yandan ben. Hiç unutmuyorum, bir pazar günü idi. Kardeşimin ve benim bağırmalarımıza babam o kadar kızdı ki, sonunda elimizden kitabı aldığı gibi ortadan ikiye kesti. "Alın size kitap" diyerek kitabı bize verdi. O hayal kırıklığımı ve üzüntümü anlatamam. Öyle çok ağladım ki , babam da pişman oldu. Ama bu olay bana kendi kitaplarımı alma, onları onları çok sevme hırsını verdi. Hala almaktan en çok hoşlandığım hediye kitaptır. Devamı var.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Zümrüt Mimoza, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |