..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Edebiyat yaþamýn öncüsüdür, onu öykünmez, ona istediði biçimi verir. -Oscar Wilde
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Sanat ve Sanatçýlar > Seval Deniz Karahaliloðlu




16 Þubat 2012
Çek Pavel Vangeli"nin Cazcý Kuklalarý : Melekler, Þeytanlar, Ýskeletler ve Diðerleri…  
Bu iç ritmi yüksek gösteri, kukla sanatçýsý Pavel Vangeli’nin büyük bir enerjiyle yönettiði kukla tiyatrosu çok sesli bir “caz kukla orkestrasýna” dönüþüyor.

Seval Deniz Karahaliloðlu


Melekler þehri Prag. Soðuk bir rüzgar eser. Zil sesleri eþliðinde sahnede bir melek belirir. Rüzgarýn sert havasý yumuþak bir müziðin içinde erir gider. Ýlahi müziðin yumuþaklýðý yerini cazýn canlandýran havasýna býrakýr. Caz eþliðinde canlanan Melek kutsal havadan anýnda sýyrýlýp yeniyetme genç kýz hafifliðinde dans etmeye baþlar. Elinde tuttuðu altýn topla oynayan beyaz kanatlý bir Melek. Topu ayaðýnýn ucunda zýplatmasýna bakýlýrsa iyi futbolcu olur. Meleðimiz o kadar marifetli ki caz týnýlarý eþliðinde altýn topunu kanatlarýnýn ucunda bile oynatabiliyor.


:AFFJ:
Çek Pavel Vangeli’nin Cazcý Kuklalarý : Melekler, Þeytanlar, Ýskeletler ve diðerleri…

Seval Deniz Karahaliloðlu

Piyano baþýnda melon þapkasýyla bir iskelet bir yandan caz parçalarýný seslendiriyor, bir yandan da dans ediyor. Keyifler gýcýr yani. Caz ve kuklalar.Ýzmir Frnasýz Kültür Merkezi'ni dolduranlar bir yandan ayaklarýyla caz müziðine tempo tutuyorlar, bir yandan da cazýn ve kuklalarýn keyfini çýkartýyorlar. Hayattan zevk almak az þey mi? Ýþte bu sefer bunun cevabý caz müziði ve kuklalarda gizli.

Þimdi romantik ve büyülü hikayelerin geçtiði zamanlarda, eski Prag’dayýz. Melekler þehri Prag. Soðuk bir rüzgar eser. Zil sesleri eþliðinde sahnede bir melek belirir. Rüzgarýn sert havasý yumuþak bir müziðin içinde erir gider. Ýlahi müziðin yumuþaklýðý yerini cazýn canlandýran havasýna býrakýr. Caz eþliðinde canlanan Melek kutsal havadan anýnda sýyrýlýp yeniyetme genç kýz hafifliðinde dans etmeye baþlar. Elinde tuttuðu altýn topla oynayan beyaz kanatlý bir Melek. Topu ayaðýnýn ucunda zýplatmasýna bakýlýrsa iyi futbolcu olur. Meleðimiz o kadar marifetli ki caz týnýlarý eþliðinde altýn topunu kanatlarýnýn ucunda bile oynatabiliyor.

Prag sadece Melekler deðil, ayný zamanda Þeytanlar kenti. Elinde akordeon, aðzýnda sigarasý, koyu kahve rengi teniyle fiyakalý bir þeytan. Muhteþem caz týnýlarýna eþlik eden yanýk bir Blues tonu tutturmuþ gidiyor. Gel de sen bu þeytani çekiciliðe aþýk olma. Aðzýndan düþmeyen sigarasý, bizzat seslendirdiði caz parçalarý ve arada mutlaka üstüne basa basa “caz, caz, caz” deyiþiyle karizmatik “cazcý Þeytanýmýz”, “futbolcu Meleðimiz” bu çýlgýnlar sirkinin baþ aktörleri.

Baþrolde 1930’larýn caz müziði var. Yardýmcý rollerde ise caz týnýlarýna eþlik eden melekler, þeytanlar, soytarýlar, þiþman bir zenci, iki kazazede ve iskelet yer alýyor. Fransýz Kültür Merkezi’nde sahne alan Çek Kukla sanatçýsý “Pavel Vangeli Kukla Tiyatrosu” (Pavel Vangeli Puppet Theatre), “Neþeli Kuklalarý” (The Swinging Marionettes) ile izleyicilere caz ve kukla dolu bir gece sundu. Arka planda, döner bir makara ile deðiþen bez panolarda, öykülerin sürüklediði çeþitli yerlere gideriz. Caz müziði ve her öyküye sinen neþe atmosferiyle eski Prag sokaklarýndan, bir sirk çadýrýna, oradan ýssýz bir adaya ve bir mezarlýða taþýnýrýz. Altý ayrý öykünün anlatýldýðý kukla gösterisinde, caz ve swing parçalarý eþliðinde karakterler akordeon, keman, kontrbas, flüt ve piyano gibi çeþitli müzik aletleri çalýyor. Öyküler eðlenceli ama þiirsel bir dil kullanýlarak sunuluyor. Pantomim sanatýnýn da eklendiði gösteri, sýradan kukla tiyatrosundan öte zengin bir kabare gösterisine dönüþüyor.

Caz müziðinin hakim olduðu varyete tiyatrosu tadýnda bir kukla gösterisi izliyoruz. 70 cm. boyundaki kuklalar esprili hareketleri, serbest tavýrlarý ve cazýn ruhunu yakalamada gösterdikleri baþarýyla kalpleri fethediyorlar. Caza ve kuklalara bir kez daha aþýk oluyoruz.

Ama cazcý þeytanýn yeri baþka. Söylediði caz parçalarýnýn arasýnda attýðý kötücül kahkahalarýyla bizi gülmekten öldürüyor. Þirin þey seni. Siyah kuyruðu, sýrtýndaki yarasa kanatlarý ve caz yorumu ile gösterinin en karizmatik karakteri.

Eski Prag sokaklarýndan ayrýlýp bir sirk çadýrýna doðru gidiyoruz. Karþýmýzda kýrmýzý sýrt çantalý yaþlý bir palyaço var. Ayný zamanda keman çalan bir maestro bu. Biraz problemli galiba. Üç defa anons edilmesine raðmen sahneye çýkmayan, sonra da yüzünde býkkýn bir ifadeyle sahneye lütfeden palyaço, biraz keman çaldýktan sonra resmen sahnede uyuya kalýyor. Hatta horlamaya baþlýyor. Horultular arasýnda kýrmýzý sýrt çantasýndan dünyanýn en küçük palyaçosu çýkýyor. Yetenekli üstelik. Hem caz þarkýlarý söylüyor hem de dans ediyor. Boynuz kulaðý geçiyor. Çýrak, ustayý deviriyor. Cazýn ve kuklalarýn mucizesi iþte.

Sýrada okyanusun ortasýnda nokta gibi duran ýssýz bir ada var. Fonun bir kýsmý yýrtýk. Bu küçük delikten bir gemi çýkar. Gemideki insanlar dalgalý denize savrulurken gemi yavaþ yavaþ batar. Gemiden iki kazazede kurtulur. Karaya çýkarlar. Ellerinde can simitleriyle bir yandan dans eder, bir yandan hayatta kalýþlarýný caz parçalarý söyleyerek kutlarlar. Sözün özü cazýn ve tiyatronun olduðu her yerde hayat var.

Þimdi amazon ormanlarýndayýz. Bir “jungle” da. Flüt çalan ve dans eden yerli bir kýz belirir. Sürpriz. Sahneye kontrbas çalan ve þarký söyleyen bir caz sanatçýsý çýkar. 1900’lü yýllarýn baþýnda Lousiana’dan vahþi ormanlara ýþýnlanmýþ gibi durur. Bilmediðimiz uzak diyarlarýn esrarengiz melodileri bir anda cazýn neþeli týnýlarýna yerini býrakýr. Gözleri oynayan kontrbasçý 1930’larýn parçalarýný seslendirirken yerli kýzla ufaktan flört etmeye baþlar. Cazýn ve aþkýn týnýlarý birbiri içine geçer ve mutlu son. Caz aþkýn ve hayatýn müziði.

Son bölümün baþlýðý “to be or not to be” (olmak ya da olmamak). Ýskeletlerin büyük gösterisi. Piyano baþýnda siyah papyonlu bir iskelet görünür. Sürekli espriler yapan, siyah melon þapka takmýþ, çenesi düþük bir piyanistimiz var. Sevimli, þirin ve çekici. Çok iyi giyinemediði için seyircilerden özür diler. Ne espri ama. Üstelik gösteri yapmayý da seviyor. Oturduðu tabureyi bir kenara atar. Piyanoyu ayakta çalarken, bir yandan þarký söyler, bir yandan da dans eder. Havalý hareketlerle ortamý ýsýtýr. Gösterinin sürprizi, pembe tül eteklikler giymiþ üç tane iskelet olarak ortaya çýkar . Þov kýzlarý. Biraz kemikleri çýkmýþ ama olsun. Büyük alkýþ alýrlar. Bizi 1800’lerin sonunda Amerika’da vahþi batýdaki barlarýn birine götürürler. Çýlgýnca dans eden üç kadýn iskelet ve çenesi düþük bir piyanist hareketli caz parçalarýndan örnekler sunarken sýra dýþý gösterileriyle büyük alkýþ alýrlar. Kukla tiyatrosu iskeletlerin verdiði caz konseriyle sona erer.

Bu iç ritmi yüksek gösteri, kukla sanatçýsý Pavel Vangeli’nin büyük bir enerjiyle yönettiði kukla tiyatrosu çok sesli bir “caz kukla orkestrasýna” dönüþüyor. Sanatçýyla cazý ana tema olarak kullandýðý gösterisini, kuklalarý, caz müziðini ve öykülerini konuþtuk.

SDK – Kukla sanatçýsý olmaya nasýl karar verdiniz?
Pavel Vangeli – Küçük kýzlar sayesinde oldu. 16-17 yaþlarýndayken amatör bir grupla birlikte Prag’ta çalýþýyorduk. Gösterileri izleyen sevimli, þirin kýzlar kuklalarla çok yakýndan ilgilendiler. Çok tatlýydýlar. Onlarýn bu içten ilgisi beni heyecanlandýrmýþtý. Tabii kuklalar da çok önemliydi. O anda kukla dünyasýnda bir çok þeyin mümkün olduðunu düþündüm.

SDK – Kuklalara sizi iten ve kukla sanatçýsý olmanýzý etkileyen olay neydi?
Pavel Vangeli – Annem ve babamla o sýralarda bir sürü problemim vardý. Kuklalar insanýn içindekileri dýþa vurarak, baþka bir gerçekliðe sorunlarýnýzý yansýtabileceði bir ortam saðlýyor. Kuklalar, insanýn iç dünyasýný dýþa açan mükemmel araçlar. Bu da beni kuklalara daha çok yaklaþtýrdý.

SDK – Sahnedeki kuklalarý siz mi yapýyorsunuz?
Pavel Vangeli – Hayýr. Kuklalarý ben yapmýyorum. Profesyonel, iþinin ustasý kukla yapýmcýlarýyla birlikte çalýþýyorum. Sahnede en iyi þekilde tasarlanmýþ ve rahatça hareket ettirebileceðim, hareketlerine hakim olabileceðim kuklalarla çalýþtýðýma emin olmalýyým. Nasýl kuklalar istediðimi kukla ustasýna anlatýyor, ayrýntýlarýyla açýklýyorum. Ama her zaman istediðiniz olmuyor.

SDK – Neden?
Pavel Vangeli - Çünkü kuklalarý yapan ustalar iþin teknik yönünü de düþünmek zorundalar. Kuklalarý sahnede daha iyi oynatabilmek için iþin inceliklerini bilen çok iyi ustalarla çalýþmak lazým. Ben ipli kuklalarla çalýþýyorum. Bu nedenle, kuklalarý sahnede rahat oynatabilmem için teknik olarak çok iyi tasarlanmýþ olmalarý gerekiyor. Bu arada, günün þartlarýný ve teknolojiyi de takip etmek lazým.

SDK – Gösteriniz altý farklý hikayeyi anlatýyor ve bu öyküleri anlatýrken çok çeþitli ve çekici kuklalar kullanýyorsunuz. Öykülere göre, bu kuklalarý nasýl tasarlýyorsunuz?
Pavel Vangeli- Anlatýlan öyküye göre, bir kukla karakterinin oluþturulmasý aþamasýnda ilk önce kukla yapýmcýsý ile aklýmdaki fikirleri paylaþýrým. Hayalimdeki karakteri ayrýntýlarýyla anlatarak, kuklayý yapabilmesi için düþüncelerimi ve isteklerimi söylerim. O da bana “olur” ya da “olmaz” der. Neden “olmaz” diye sorarým ama onu yapmasý için asla zorlamam. Fikirler üzerinde tartýþýrýz. Kuklanýn yapým aþamasýnda olumlu ve olumsuz yönlerini konuþuruz. Bu tartýþmalar ve konuþmalar benim için çok öðretici oluyor.

SDK - Ben en çok “þeytan” ve “melek” öyküsüne bayýldým. Özellikle, þeytanýn sigara içmesine, akordeon çalarken sürekli “caz, caz,caz ” demesine takýldým. Buradaki þeytan karakteri üzerine konuþabilir miyiz?
Pavel Vangeli – Burada, “þeytan” erkek dünyasýný temsil ediyor. Sigara içiyor, içki içiyor, caz parçalarý söylüyor. Caz söylemek onu çekici, seksi kýlýyor. Burada ön plana çýkan caz müziði, sigara ve içki içen maço erkeði, “karizmatik” bir karaktere dönüþtürüyor. Þeytan burada sevimli, çekici ve komik bir karakter olarak karþýmýza çýkýyor. Ona bu ruhu, sahnede söylediði caz müziði veriyor.

SDK – Neden caz? Gösteride ana tema caz müziði üzerinden gidiyor. Farklý enstrümanlarla müzik yapanlarýn hepsi caz söylüyor.
Pavel Vangeli – Caz, gerçek hayata dair bir müzik. Bana göre, gerçek müzik cazla bitiyor. Ben cazý ve þansonlarý çok seviyorum. Hayatta küçük hikayeler var. Bu hikayeler çok küçük, çok basit ve çok önemli mesajlar içeriyorlar. Caz müziði bu mesajlarý insanlara en iyi biçimde iletiyor. Çünkü insanýn ruhundan gelen bir müzik bu.

SDK – Sahnedeki gösterinin ritmiyle, söylenen caz parçalarý sanki bir paralellik taþýyor muþ gibi geliyor. Öyle deðil mi?
Pavel Vangeli – Tamamen öyle. Çünkü caz hayatýn ritmini yansýtýyor. Kalbimizin vuruþu gibi
Bir caz parçasý þöyle der. “Dünyanýn ritmini dinle. Kalbimiz de ayný þekilde atar. Týk, týk, ….týk, týk,….týk, týk,…” Bu hayatýn kendisidir, hayatýn ritmidir. Buradaki “týk, týk,…,týk,týk” ayný zamanda caz müziðinden gelir. Caz müziðinde de ayný ritmi buluruz.

SDK – Sahnedeki küçük hikayeleri yazarken nerelerden esinleniyorsunuz? Mesela, caz söyleyen iskeletler çok sýra dýþý ve çok komikti.
Pavel Vangeli – Þu anda iskeletlerin tam olarak aklýmda nasýl þekillendiðini anýmsamýyorum ama benim için iskeletler son derece doðal figürlerdi. Bütün hikayeler farklý þartlar altýnda ortaya çýkýyorlar. Ýskeletler burada ölümü çaðrýþtýrýyorlar. Kader gibi bazý þeyler zamaný geldiðinde son bulur ama benim düþünceme göre, ölüm bu sondan baðýmsýzdýr ve bir çeþit þakadýr. Ölüm genel olarak acý, hüzün olarak algýlanýr ama ayný zamanda sýnýrda bir duygudur. Ölüm þaka gibi ama hayatýn bir gerçeðidir. Ýþte bütün bu düþüncelerden yola çýkýlarak iskeletler bölümü yazýldý.

SDK – Öykülerinizdeki karakterlerin izleyiciye verdiði mesaj nedir?
Pavel Vangeli - Genel olarak aþktan bahsediyoruz. Bir de öykülerin kahramanlarý alýþýlmýþýn dýþýndaki ortamlarda müzik yapýyorlar. Mesela vahþi ormanda caz yapan kontrbasçý gibi. Sanki bir caz kulübünde þarký söyler gibi ormanýn ortasýnda caz yapýyor. Alýþtýðý dünyanýn dýþýnda, kendilerini “caz ile var eden” bu karakterler, “insanýn her yerde, her koþulda kendini bir þekilde var edebileceðini” anlatýyor.

SDK – Öyküleri yazarken çýkýþ noktanýz ne oluyor?
Pavel Vangeli – Gösterim için çeþitli fikirler topluyorum. Sonra bunlarýn içinden hoþuma gidenleri yazýyorum. Ortaya doðaçlamaya uygun öyküler çýkýyor. Mesela okyanusun ortasýnda bir adaya çýkan iki kazazedenin hikayesi de bunlardan biri. Fikirleri kes, yapýþtýr yöntemiyle bir araya getiriyor sonra da doðaçlamaya uygun hale getiriyorum.

Kukla sanatçýsý Pavel Vangeli gösterinin sonunda kuklalarýný toplarken, caz týnýlarý hala kulaklarýmýzda. Zamanýn bir noktasýnda, her þeyden baðýmsýz, cazýn geçerli olduðu bir dünyada hala dans eden, þarký söyleyen arada “caz, caz” çýðlýklarý atan bu çekici, þirin, komik cazcý kuklalara, özellikle iskeletlere ve seksi þeytana bir kez daha dönüp bakýyorum. Hayata gülümseten caz ve kuklalar. Kalplerimizi ýsýtýrken günümüzü de güzelleþtiriyorlar….












Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn sanat ve sanatçýlar kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
'Kafkas Tebeþir Dairesi'nin Sebeb-i Hikmeti... ''
Uluslarararasý Ýzmir Festivali 20. Yaþýný Kutluyor.
Anton Çehov'dan Arthur Miller'a, Modern Zamanlarda Düþlerin
Ahmet Adnan Saygun"un Mirasýný Taþýyan Onurlu Bir Sanatçý : Rengim Gökmen
Ýlhan Berk"in Þiirleri ve Sait Faik"in Öykülerini Gravürde Eriten Adam: Fatih Mika
Commedia Dell"arte Ýþliði : Michele Guaraldo, Simone Campa ve Korsanlar
Cemal Süreya"dan "Üstü Kalsýn" : Hakan Gerçek
Aðýr Abla Cecilia"nýn Müridinden Faydalý Hayat Dersleri : Ayhan Sicimoðlu
Romanya Ulusal Tiyatrosundan Bir Baþ Yapýt : Fýrtýna
Shakepeare"den Verdi"ye : Falstaff Operasý

Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bir Varmýþ Hiç Yokmuþ
"Beni Ben mi Delirttim?" : Ferhan Þensoy
Ermiþler Ya da Günahkarlar, Ýyilik Ya da Kötülüðün Dayanýlmaz Lezzeti…
Sineklidað"ýn Efsanesi : Keþanlý Ali"nin Ýbretlik Öyküsü
Sahibinden Az Kullanýlmýþ "Ýkinci El" Stratejiler
Tek Kiþilik Oyunlarýn Efsane Ýsmi : Müþfik Kenter
Yaðmur Yaðýyor, Seller Akýyor, Kral Übü Camdan Bakýyor
Efes'li Herostratus ve 'Hukukun Üstünlüðü Ýlkesi'
Tanrýlarýn Takýlarý
Ruhi Su"nun Ýzinde : Köy Enstitüleri

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Ýbneler ve Çocuk Cesetleri [Þiir]
Komþu Çocuðu [Þiir]
Bir Bardak Soðuk Suyun Hatýrýna… [Þiir]
Ýhtiyaçtan [Þiir]
Deli mi Ne? [Þiir]
Sakýz Reçeli Seven Yare Mektuplar [Þiir]
Bir Nefes Alýp Verme Uzunluðunda… [Þiir]
Lord'umun Suskunluðunun Sebeb-i Hikmeti... [Þiir]
Pimpirikli Hanýmýn, Pimpiriklenmesinin Nedeni… [Þiir]
Yere Göðe Sýðamýyorum… [Þiir]


Seval Deniz Karahaliloðlu kimdir?

Bazý insanlar için yazmak, yemek yemek, su içmek kadar doðal bir ihtiyaçtýr. Yani benimki ihtiyaçtan. Bir vakit, hayatýmla, ne yapmak istiyorum diye sordum kendime? Cevap : Yazmak. Ýþte bu kadar basit.

Etkilendiði Yazarlar:
Etkilenmek ne derecede doðru bilemem ama beyinsel olarak beslendiðim isimler, Roland Barthes, Jorge Luis Borges, Braudel, Anais Nin, Oscar Wilde, Bernard Shaw, Umberto Eco, Atilla Ýlhan, Ýlber Ortaylý, Ünsal Oskay, Murathan Mungan,..


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Seval Deniz Karahaliloðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.