"Ýnsanlarýn bazen neye güldüklerini anlamak güçtür." -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Ülkemiz insanlarýný özellikle sosyal medyada bu mutsuz, doyumsuz ve hep sidik yarýþý içinde olmasýný ise yadýrgýyorum! Bu mutsuzluk ve doyumsuzluðun sebeplerini merak ettiðimden bizleri bu hale getiren sebepleri de irdelemek gerektiðine inanýyorum. Sanýyorum, tek suçlu “endüstri ve sanayi uygarlýðý”nýn insanlarýn genetiðini deðiþtirdiði gerçeðidir… Ýnsanýmýzý o derece normal düzenine, kendi toplumuna, kendi þahsiyetine bu kadar yabancýlaþtýran bu hýnzýr düzenin ta kendisidir. Peki, onca kalabalýðýn içinde bu uygarlýk bizi nasýl savunmasýz ve yalnýz kýlýyor bunu da sizlere mini de olsa izah edeyim… Malum âliniz, Batýlý toplumlar, bilimle üretimi harmanlayarak önümüze çaðdaþ teknolojiyi çýkartýp sonra da bu teknolojiyi kullanmamýz için gözümüzün içine, burnumuzun dibine kadar soktular! Geliþmiþ kapitalizm yeni kârlar aramaya devam ediyordu tabiatýyla da sürekli ama sürekli yeni ihtiyaçlarý da kýþkýrttýðýndan sanayi toplumu iþi: reklamla, sinemayla, dizilerle, internetle kendi Standingi’mize (Yaþama düzeyi) uygun hoþa gidebilecek metalarý baþta reklamlarla bir bir sunuverdiler bizlere! Artýk siz filan marka mobilyalarla döþeli bir salonda oturmuyorsanýz, arabanýz filanca marka deðilse, filanca tatil köyünde yazlýða gidip tatil yapamýyorsanýz, “git kendini öldür daha iyi” psikolojisinin dehlizine düþmek zorunda kalýyorsunuz. Bu yaþama düzeyini elde etmek, karmakarýþýk sanayi toplumunun çarklarý içerisinde bireyin kendini harcamasý gerektiðini salýk veriyor bizlere elbette. Bu yüzden, eþ, dost, arkadaþ, aile, acýmasýz olacak, gözü de hiç bir þeyi görmez olacaktýr. Dostluk, dürüstlük, iyilik, yardýmlaþmanýn hiçbir anlamý kalmayacak, varsa yoksa lanet olasý; “baþarý”… Ýþte bu baþarýnýn yolu da ya para, ya ün, ya þan, ya þöhret ve mevki anlamý taþýyor haddizatýnda! Birey, hele hele geliþmiþ, aþýrý derecede uzmanlaþmýþ Batýlý toplumlarda bu çarkýn diþlileri arasýna girdi mi, çok geçmeden hem öteki insanlara yabancýlaþýyor hem de kendisine ve vestiyere kafasýný kaptýrýveriyor diyebiliriz… Sistemin ona sürekli olarak tek ve en önemli baþarý belirtisi diye gösterdiði þeyleri saðlasa bile maalesef hiçbir þekilde de doyuma ulaþamýyor. Çünkü icat edilen ihtiyaçlar sonsuz, oysa kazanýlan para daima sýnýrlý deðil miydi? O halde, her reklam edilen ürünle yeni mutluluk vaat edildiði halde, bu geliþmiþ endüstri toplumu, gerçekte bir doyumsuzluk ve mutsuzluk toplumu olup çýkmýyor mu karþýmýza? Yani, çalýþýyorsun, çabalýyorsun, yýllar sonra bir yere geldim sanýyorsun, aa bir de bakýyorsun ki arpa boyu kadar yol gidememiþsin daha… Öyle ya, önünde daha çok uzun yýllar var, geldiðin her nokta anlamsýz, çabalarýn malayani, mutluluðun ise ideal olmayan bir hayal olmaktan öte gitmiyor… Tam burada bir zaman sonra içini bir kaçýþ isteði sarýyor insanýn… Bu insanlýk dýþý toplum düzeninden koþarak uzaklaþmak ve kaçmak yani… Son yirmi beþ yýldýr þu söylediklerimi kanýtlayacak çok olaylar da yaþadýk haddizatýnda… Son yirmi beþ yýldýr lanet olasý Batý uygarlýðýnýn biz insanlara kiþisel bazda sunduðu hayat biçimi, ölünceye kadar dapdar bürolarýn yazýhanesinde oturmak ve ömür tüketmekten öte gitmedi… Ýyi de 1968’li yýllardan beri emperyalist Amerika’dan baþlayarak bütün Batýyý etkisi altýnda býrakan hemen hemen her fikre itiraz eden bir gençlik vardý! Peki haksýzlar mýydý? Sözde dünyanýn süpersonik devleti! Ýyi de ne sunmuþ þimdiye kadar yetiþen baþta kendi nesillerine? Hepsinin bildiði tek þey kýyasýya bir baþarý savaþý, birbirinin kafasýna, sýrtýna basarak yükselen insanlar zümresi, bir avuç tekelin çýkarlarý için dünyanýn dört bir yanýnda, ölmek ya da bir büroda, bir yazý masasýnýn ardýnda pineklemek… O tarihte düzeni deðiþtirmek için devrimci çýkýþ arayan gençlerin çoðunun babalarýnýn kaderlerini yaþamak istemediðini de biliyoruz. Ne var ki, geliþmiþ endüstri ve sanayi toplumu her alanda iyi bir örgütlenme yapmýþ olsalar dahi, þiddete yönelen zenci Müslümanlar, Kara Panterler, öteki radikal hareketler, birer ikiþer böcek gibi ezilmediler mi ABD’de… Son söz olarak hatta sonuç olarak, duygusal ve tutkusal Batý yandaþý “ilericilerimiz” çaðdaþ ve geliþmiþ denilen Batý toplumu yaþadýðýmýz yüzyýlý bir dünya savaþlarý dönemi yapmakta hiç çekinmemiþ, kendi içinde de sürekli mutsuzluklar yaratarak kendi bireylerini kendisine yabancýlaþtýrýp ümitsizliðin götüreceði en son iskeleye yani ölüme kadar sürüklemiþtir. Batý uygarlýðýnýn tartýþmasýz hayraný sözde aydýnlara bu düþünce, düþünebilen Türkiyeli Batý sevicileri için ne büyük bir darbedir bu onu da siz düþünen insanlarýn akýllarýna havale ediyorum…
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Yûþa Irmak, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |