Ýþsizlik Artýk Sorun Deðil

Sabah gazetesinde kapkaç olaylarý ile ilgili baþlayan dizi sayesinde artýk ülkemizde iþsiz kalmayacak. Bir kapkaç çetesi liderinin ayda yüz milyar kazandýðý belirtilen dizi sayesinde iþsizlerin hemen iþ baþý yapmamalarýna þaþmamak elde deðil. Çok büyük çoðunluðun ömür boyu hayal edemeciði bir rakamdýr yüz milyar. Eh önlerinde bu denli büyük kazanç getiren bir iþ olduðuna göre hemen iþ baþý yapmalarýna engel olacak hiç bir kural yok. Bu çeteyi kurmak için ne diploma isteyen var, ne de ustalýk belgesi. Kendi gibi iþsiz, güçsüz, ipsiz takýmýndan beþ on kiþi ayarladý mý þirket kurulmuþ olur. Kuruluþ tamamlandý mý gelsin her ay yüz milyarlar. Sabah gazetesi yöneticilerine sormak gerekir. Adýndan söz ettiðiniz kapkaç liderinin muhasebesini siz mi tutuyorsunuz ki, bu adamýn ayda yüz milyar kazandýðýný bu denli kesin yazabiliyorsunuz. Amacýnýz yayýncýlýk yapmak mý? Yoksa aç, iþsiz ve umarsýz insanlarý suça teþvik etmek mi? Her ay yüz milyar toplayabilmek için kaç soygun yapmak gerekir bari onun da hesabýný yapsaydýnýz. Hadi bunun hesabýný hep beraber yapalým. Her kapkaç olayýnda ortalama üç yüz milyon elde etseler. ortalama ayda üç yüz otuz kapkaç yapmalarý gerekir. Gazetelere ortalama iki, yansýmayanlarý da on misli kabul edelim. Eder yirmi iki. Peki gerisi nerede?. Bu hesaba göre Sabah gazetesinin yaptýðý yayýncýlýk deðil, olsa olsa suça teþviktir.

Ýþsiz insanlarýmýz sakýn bu yazý dizisini okuyup da yanýlmasýnlar. Okuduklarýnýn etkisinde kalarak böyle pis iþlere karýþmasýnlar. Hemen yakayý ele verirler. Karakollarda,nezarethenelerde ve ceza evlerinde sürünmekten öte ellerine hiç bir þey geçmez. Bir de halk tarafýndan yakalanýp kýyasýya dövülmek de var. Kimse ham hayallere kapýlmasýn.

***

Geçenlerde bir gazetede okuduðum habere göre tarým ülkesi Türkiye gereksinimi olan pamuðun ancak sekiz yüz milyon tonunu üretebiliyor. Beþ yüz ton da ithal ediyor. Vah benim güzel ülkeme. Hem de ne vah. Yakýn zamana kadar dýþ ülkelere pamuk satarken ne hallere düþtü. Sayýn Bülent EceviT'in Karaoðlan adýyla umut olduðu dönemde (1980 öncesi) tarýmýn deðerini bilenlerce çok alkýþlandýðý þu sözleri belleklerimizden hiç silinmedi. Ekilen arazilerden deðil, ekilmeyen arazilerden vergi alacaðýz. O sözlerin söylendiði günlerde Kýnýk ile Bergama arsýnda bir kaç kez yolculuk yapmýþtým. Yol boyunun saðýnda solunda binlerce dönüm oldukça verimli arazi bomboþ uznýyordu. Yalnýzca bu yol güzergahýnda bu kadar boþ, iþlenilmeden býrakýlmýþ arazi. Ya Türkiye genelinde tarýma elveriþli kaç milyon dönüm arazi vardý? Tüm bunlar hakkýyla iþlenecek olsa ülkede iþsizlik diye bir sorun kalmazdý.

Ayný durum Foça Baðarasý beldesi için de geçerli. Orada da zeytinciliðe ve seracýlýða elveriþli oldukça geniþ bir arazi var. O alanda bir çok tavuk ve büyük baþ hayvan çiftlikleri kurulmuþtu. Devletten aldýklarý kredileri iç ettikten sonra ortadan kaybolup gitmiþlerdi. Geride sadece derme çatma binalarý kaldý.

Türkiye'nin pamuðunu ithal eedecek duruma düþürülmesi akýl alacak bir iþ deðil. Utanç vericidir. Bu utancýn bilincine varýlarak tarým seferberliði baþlatmak ukusal bir görev olmalýdýr. Ýlk hamlede en azýndan kendimize yeterli pamuðu üretmenin saðlanýlmasý gerekir. Daha sonra doðal üretim yapacak seracýlýk geliþtirilmelidir. Bu seralarda hiç bir þekilde suni gübre ve kalýcý etkili zirai mücadele ilacý kullanýlmamalýdýr. Bu tarzda yetiþtirilecek sera ürünleri komþu kapýsý Avrupa ülkelerince kapýþýlýr. Yeter ki doðallýk kadar ambalajlamaya da gereken özen gösterilsin.

Karadenizlinin hamsisi ne ise Egelinin börülcesi de ayný þey gibidir. Kardenizlinin her þeyi hamsidir. Hoþafý bile yapýlýr dedirtecek kadar her þeyleri hamsidir. Egeliler için de börülce salatadýr, yemektir. Ýçki masalarýnýn en çok aranýlan mezesidir. Egeli olarak ben ve eþim b örülceciyiz. Ne yazýk ki gönlümüze göre börülceyi ne pazarda ne manavda bulamýyoruz. Nerede Ege'nin sarý göz börülcesi? Tarýmý yapýlan her üründe kalite iyi tohumla saðlanýr. Gördüðüm kadarý ile Trakyalý üretici yalnýzca karagöz börülceyi tanýyor ve yalnýzca onu yetiþtiriyor. Ekim ayýnýn onuyla yirmisi arasýnda iki yeðenimin düðününde bulunmak üzere Ýzmir'de olacaðým. Gelirken sarý göz börülce tohumu satýn alýp getireceðim. Ürtetmek isteyenlere vereceðim. O sayede belki börülce zevkimizi yine yaþarýz.

Menemen pazarý otbakýmýndan çok zengindir. Aradýðýnýz her tür otu köylü tezgahalrýnda bulabilirsiniz. Bunlardan bir de ilaç sanayimde çok kullanýlan rezenedir. Týpta özellikle bebeklerde gaz söktürücü olarak kulalnýlýr. Eþim bu otu tanýmýyordu. Alýp eve götürdüðümde nereden buldun bu pis kokulu otu diye söylenmeye baþladý. Gelirken kiracýmýz kasaptan kuzu eti de almýþtým. Eltine seslen gelsin. O bunu piþirmeyi çok iyi bilir. Bu þekilde sen de piþirmesini öðrenirsin dedim. Üst katta oturan eltisini çaðýrýp beraberce hazýrlayýp piþirdiler. O günden beri en sevdiðimiz yemekler arasýnda yerini almýþtýr ama, Silivri pazarýnda hiç rastlamadýk. Büyükçekmece pazarýyla daha tanýþmadýk. Bakalým önümüzdeki baharda bulabilecek miyiz? Rezene otunu bir gün ormanlýk alanlarda görürseniz bilin ki tohumunu orman içine serpip yetiþmesini saðlayan benim.

Tarýmýn baþ tacý edildiði bir Türkiye dileðiyle

Özcan Nevres

ozcannevres@hotmail.com