Dilerim, tüm yaþamýnýz boyunca yaþarsýnýz. -Swift |
|
||||||||||
|
Minibüse biniyorum. Eve kadar, bir çoðunuzun aklýnýn alamayacaðý kadar uzun bir yolum var. Bugün belki de güne “sevdiðim”, güneþle baþalamanýn etkisinden midir, nedir? Hiç olmadýðým kadar optimist yaklaþýyorum herþeye... “Ne güzel yol boyunca okurum.” Kafamdaki bu düþünceye aykýrýlýk yapmadan, þoförün sað tarafýndaki koltuða oturmamla baþlýyor yolculuk. Minibüsün ön camýnda duran levhayý deðiþtirme görevi de bana düþüyor. Ben gerçek dünyanýn çok uzaðýnda devinimler içerisinde yazacaklarýmý tasarlarken, daha önce hiç duymadýðým keskin bir koku tüm düþüncelerimi bölüyor. Kokular hayatým boyunca benim için çok özel oldular... Nefes alma ilgili ufak tefek problemlerim olsa da koku alma ile ilgili hiçbir sorunum yok. Koku herþeyden önce geliyor. Görmek, duymak, özellikle de dokunmak çok önemli. Ama koku, bambaþka. Anne kokusu, bebek kokusu, sevdiðinin kokusu, deniz kokusu, toprak kokusu... Koku deyince nedense güzel þeylerin kokusu üþüþüveriyor belleðime ve biraz daha zorladýðýmda kendimi, yavaþ yavaþ ortaya çýkýyor; tüm pis kokular... Ýþte öyle bir kokuydu iþte o an kokladýðým; hayatýma isteyerek sokmadýðým türden kokulardan biriydi. Onun yerine, bir nanenin, fulyanýn, en çok da sevgilimin kokusunu sokmak isterdim yaþamýma. Ama herþey birdenbire oldu. Ýstem dýþý bir koku beni ortadan ikiye böldü. Beni bölmekle kalmadý, düþüncelerimi daðýttý. Ýnanamayacaksýnýz ama hatta onunla da yetinmedi, kalktý güneþle baþlayan güzel günümün “içine etti !” Ýlk baþlarda muavin olup olmadýðýndan emin olamadýðým, yolcu þoförle benim koltuðumun arasýnda bulunan, çocukluðumda benimde oturduðumu anýmsadýðým, koltuk desem koltuk deðil, minder desem minderin uzaðýndan geçmeyen; pufumsu bölgeye çoktan yerleþmiþ etrafýna koku salýyor. Tamamen isteðim dýþýnda gelip beni bulan bu kokudan bir an önce kurtulmak ve “ Genç Werther’in Acýlarý**”na dönmek amacý ile pencereyi açýyorum. Ama nafile, sinirden ne yapacaðýmý þaþýrmýþ bir halde o an için sadece içeriyi soðutma iþlevini üstlenen pencereyi kapatýyorum. Hava oldukça soðuk. Kar tam anlamýyla caddeleri terk etmiþ deðil. Camý kapattýðým þoförün sorusuna karþýlýk minibüse yayýlan sözlere kulak kesiliyorum. “ Sen ne yedin, allah aþkýna mahvettin bizi be...” “ Balýk ekmek.” “Ýyi halt ettin.”diyorum içimden. Ben böyle soðan kokusu duymadým. Birde gelip dibime oturdun. O an elimde olsa adamý ortadan kaldýrabilirim. Olabildiðince kýsa bir mesafede inmesi için tanrýya yalvarýrken, bir yandan da çantamýn, nane þekeri, þöyle kötü kokularý silen türden cikletler, hatta daha da abartarak diþ macunu, aðýz gargarasý vb. Þeylerle týka basa olduðunu hayal ediyorum. Hiç tanýmadýðým Karadeniz þiveli adamdan nefret ediyorum. Hiçbir koku beni böylesine sarsmamýþtý. Adama karþý tüm kötü duygularý içime doldurdukça, kokuyu daha derin ve keskin duymaya baþlýyorum. Midem bulantý moduna çoktan geçmiþ, minibüsün sarsýntýsý çukur yollar yeteneksiz þoförler yetmiyormuþ gibi birde þu soðan kokusu. Karadenizli, soðan kokulu,midemi bulandýran adam konuþmasýný sürdürüyor. Konuþma devam ettikçe koku, minibüsün baþka taraflarýna yayýlýyor. Farklý kafalardan sesler gelmeye baþlýyor. Soðan kokusu felaket camý açabilir miyiz? Dayanamayýp minibüsün kalabalýðý arasýnda bulduðum boþluða bir iki cümle fýrlatýyorum. “ Camý açmak, iþe yaramýyor. Açýkçasý bir þey farketmiyor, acaip kokuyor.”diyorum. Kokuyu unutmak, baþka baþka þeyler düþünmek istiyorum. Sevgilim’i düþünüyorum. O þimdi karþý yakada aramýzda mesafeler var. Onun evinde güzel kokular içerisinde, huzurla oturduðunu, yazý masasýnda yeni öykülerinin çatýlarýný oluþturduðunu düþünüyorum. Bir yandan sigarasýnýn dumanýný içine çekerken, bir yandan da yeþil kaplý defterine mürekkeple yazdýðýný hayal ediyorum. Evet, bu koku olmasaydý; bir zamanlar onun yüksek duvarlarý arasýnda dolandýðý bu tarihi binanýn önünden geçerken içinde onunda olduðu hayallere kolaylýkla dalabilirdim. Belki de o tarihi üniversitenin önünden geçerken arada sýrada yaptýðým gibi çok önceden yarattýðým “Ýçinden bir isim tut”adlý öyküme kafamda bir kýsa film çekerdim,bilemiyorum. Ama olmuyor, olmadý. Bu koku sevgilimi düþünmeme bile izin vermiyor! Duyduðum o iðrenç kokunun sahibinin sözlerine kulak kesilebiliyorum ancak. “ Abi, ayaklarým donmuþta o yüzden þöyle öne kalorifere yakýn geleyim dedim” Duyduðum sözcüklerin ardýndan, soðan kokusu yok oluyor. Ýçime aldýðým tüm kötü duygularýn aðýrlýðý ile eziliyorum. Bugün Çarþamba, hava tahminleri geçen sefer ki gibi doðru tutarsa, Cuma’ya kar bekleniyor. Hava gerçekten soðuk. Soðan kokusunu duyamayacak kadar, üþümüþ olmalýydým! *Lazca/ Çarþamba günü ** Johann Wolfgang von Goethe(4 Haftada yaratýlan muazzam eser)
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ömür Ýsfendiyaroðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |