..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bir kimse, neden oltasýný, içinde tek bir balýk olmadýðýný bildiði bir göle sarkýtýr? -Adalet Aðaoðlu
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Yazarlar ve Þairler > seyfullah ÇALIÞKAN




21 Mayýs 2004
Ben de Yazar Olmak Ýstiyorum  
seyfullah ÇALIÞKAN
Yazýlarýmý kocaman kocaman harflerle dergilerde, kitaplarda yayýnlayýn. Baþlýðýn üzerine de yakýþýklý bir fotoðrafýmý koyun. Görenler hayran kalsýn. Kýskananlar çatlasýn…


:BAJJ:
Ben de Yazar Olmak Ýstiyorum

Altý yaþýnda bir çocukken trenlere deliydim. Her tarafýndan dumanlar püsküren o kocaman ejderhalar istasyona çýðlýk çýðlýða girerdi. Yerler sarsýlýr, toprak titrerdi ve ben korkardým. Yine de o kocaman devi istediði zaman durduran, hareket ettiren ve lokomotifin penceresinden çocuklara el sallayan lacivert þapkalý adama hayrandým. Ben de büyüyünce onun gibi tren þoförü olacaktým. Bütün vagonlarý birbiri ardýna ekleyip çok uzun bir tren yapacaktým. Katarýn en sonundaki bekçi vagonu Saruhanlý’dan çýkmadan lokomotif ta Ýshakçelebi’ye varacaktý. Demir yolu kýyýsýnda oynayan çocuklar vagonlarý saymaya çalýþacaklar ama öðrenebildikleri bütün sayýlar yetmeyecekti. Görenlerin aðzýný iki karýþ açýk býrakan o uzun trenle caným nereye isterse oraya gidecektim.

Ýki yýl sonra yaz tatilinde Ýzmir’e gittim. Bütün karnem pekiyi olduðu için aðabeyim beni dayýma götürdü. Ýzmir de çocuk olmak hiç eðlenceli deðildi. “Sakýn kapýnýn önünden ayrýlma. Kaybolursun… Burada çocuk hýrsýzlarý var. Tanýmadýðýn kiþilerle konuþma. Sakýn kimseden bir þey alýp yeme emi. Seni kaçýrýp zorla dilendirirler.”diyerek beni sürekli korkutuyorlardý. Yine de bir sabah bütün nasihatleri çöpe atýp kahvaltýnýn ardýndan deniz kýyýsýna gitmek için yola düþtüm. Gültepe’den çýkýp ta Konak’a kadar gittim. O gün orada yüzlerce gemi vardý. Kimileri aðaçtandý ve þiþman karýnlarýyla suyun özerinde tembel tembel yatýyorlardý.

Peki ama bu kocaman þeyler niye batmýyordu? Hadi aðaç olanlarý anladým ama ya demirden olanlar nasýl suyun üzerinde duruyordu? Ýþte gemileri gördüðüm o gün tren þoförü olmaktan vazgeçtim. Üzerinde gavurca yazýlar olan demirden gemilere binip uzak ülkelere gitmek tren þoförü olmaktan daha güzeldi. Çünkü trenler denizleri geçemezdi. O gün artýk büyüyünce gemi þoförü olmaya karar verdim.

Birkaç yýl sonra babamla Manisa’ya gittik. Göçmenlere ev yapabilsinler diye azcýk azcýk para ödeyerek arsa vereceklermiþ. Vilayetin önündeki yedi sekiz arzuhalci vardý. Babam Meftun Dayý’ya dilekçe yazdýrdý. Arzuhalciler gelenleri dinleyip biraz düþündükten sonra siyah daktilolarýna kaðýt takýp dilekçe yazmaya baþlýyorlardý. Özellikle harflerin kaðýdýn üzerinde belirmesi, daktilonun týkýrtýsý beni büyülemiþti. Köylüler boyalý parmaklarýný kaðýdýn altýna basýnca götürüp devletin adamlarýna veriyorlardý. Kaðýdý okuyan yetkili hemen isteklerini kabul ediyordu. Devletin kocaman müdürleri bile arzuhalcinin yazdýðý kaðýdý görünce süt dökmüþ kedi gibi oluyordu.

Hatta arzuhalcilerden bazýlarý yazdýklarý dilekçe ile ipten adam bile alýrmýþ. Ýçlerinde çok gün görmüþ, bilgili ve yazýsý kudretli olanlarý varmýþ. Ben kaleminden kan damlayanlarýný görmedim. Zaten benim gördüklerimin hepsi daktilo kullanýyordu. Ýnsanlarýn kaderine böylesine hükmeden arzuhalcileri görünce düþlerimi yeniden deðiþtirdim. Hem dilekçeler, hem kitaplar yazabilen bir arzuhalci olmak istiyordum. Yazdýklarým iþe yarasýn ve herkes kitaplarýmý okuyup beni parmakla göstersin istiyordum. Hem de yazdýklarým okuyanýn ciðerini daðlansýn, ayaklarýný yerden kessin ve anlattýðým öyküler kulaktan kulaða söylensin.

Önce pazarlarda yirmi beþ kuruþa satýlan destanlara özenip aile dramlarý yazdým. Fakat bu iþin böyle yapýlamayacaðýný, eðitimin þart olduðunu çok geçmeden anladým. Babama “ Beni Arzuhalci Meftun’a çýrak ver.”dedim. Beni ciddiye bile almadý. Hatta dinlemek þöyle dursun inadýna yapar gibi gitti Terzi Aydýn’ýn yanýna çýrak verdi. Akþama kadar dükkana çay, gazoz taþýyýp kömürlü ütüyü tutuþturmak, her sabah dükkaný silip süpürmek zor geldiði için iþten kaçtým. Ancak diþimi sýkarak ve düþlerimi bir süreliðine erteleyerek iki hafta dayanabildim. Terzi çýraðýndan yazar olduðu nerde görülmüþ?

Kýsa süren terzi çýraklýðýndan sonra yeni iþim oldukça eðlenceliydi. Yazlýk sinemada iki sezon makinist çýraklýðý yaptým. Türk filmleri yazmaya olan tutkumu ateþlemekle birlikte ve alt yapýmý da zenginleþtirdi. Bu nedenle seyircilerin “ Ya ses, ya kes.”diye baðýrdýklarý Zeki Usta’ya çok þey borçluyum. Onun sayesinde Türk filmleri konusunda tam bir uzman oldum. Filmin afiþine bakarak bütün senaryoyu anlatabilecek düzeye ulaþtým. Film öyküleri birikimim üst düzeye ulaþýnca daha fazla zaman kaybetmemek için makinist baþ yardýmcýlýðý görevini de býraktým.

Çünkü bir öykücünün maceralara atýlmasý, insan selinin için karýþýp farklý yaþamlarla tanýþmasý gerekliydi. Kararým yerinde olmasýna raðmen yaþadýðým kasaba bir türlü yakamý býrakmýyordu. Bu kasabada karýþabileceðim insan seli en fazla Cumalarý kurulan pazar kalabalýðý ile sýnýrlýydý. Beni yakamdan tutup kendine çekecek macera falan da yoktu. Artezyen borusundan aþaðý akan suyun girdabýnda akþama kadar dönüp duran saman çöpü olmaktan bir türlü kurtulamýyordum.

Bu durgunluk sadece benim yazarlýðýmýn geliþmesini engellemiyordu. Bu kasabada habere konu olacak cinsten hiç olay olmuyordu ve renkli insanlar yoktu. Askerliðini bitirip dönen bir delikanlýnýn baþýndan geçenler önemli bir þey sayýlýyordu ve en az yirmi gün ilgiyle dinleyici buluyordu. Yani bütün kasaba halký can sýkýntýsýndan patlýyordu. Sanki bütün kasaba bir kýz kaçsa, bir kavga olsa, tren kasabanýn sýðýr sürüsüne girse de konuþacak konu çýksa diye bekliyordu.

Mahalledeki kadýnlar bile dedikodu malzemesi bulmakta zorluk çekerlerdi. Hatta eski yýllara ait dedikodularý tekrar tekrar seslendirip " nerde o eski günler, bizim gençliðimizde bu kasabada üç günde bir kýz kaçardý. Gaytan býyýklý kocalar içip içip eve gelirler, üþenmeden gecenin köründe karýlarýný döverlerdi. Sabaha karþý sokaða jandarmalar gelirdi. Uykusuz kalýrdýk ama seyrine de doyum olmazdý. Beti bereketi kalmadý kasabanýn valla" derlerdi.

Böyle sakin ve sesiz bir kasabada insan düþ gücünü sürekli canlý tutamaz. Yazarlýða ne kadar hevesli olursa olsun körelir. Can sýkýntýsýnýn elinde bütün pýrýltýsýný, düþ gücünü kaybeder. Bir yazara gerekli olan gözlem yeteneðini ve duyarlýlýðýný yitirir. Neden bu kadar sýkýcý olduðumu, neden yazýlarýmý okurken esnemekten geberdiðinizi belki þimdi daha iyi anlarsýnýz. Çünkü ben bu kasaba da istemeden bile olsa çok fazla kaldým.

Orta okulu bitirdiðim yaz gerçek bir macera adamý olmaya karar verdim. Artýk düþünsel hazýrlýklarýmý pratiðe döküp yaþamýn içinde akmaya adým atacaktým. Ýnsan seline karýþýp yeni maceralara yelken açmanýn zamaný gelmiþti. Herkesin toz toprak içinde pamuk çapasýndan döndüðü bir akþam evdekilere ”Ben gidiyorum.” dedim. “Sakýn hiç kimse bir þey sormasýn. Önce trene atlayýp Ýzmir’e gideceðim. Sonrasý Allah kerim. Rüzgar nereye atarsa, ayaklarým beni nereye götürürse oraya … Pamuk tarlalarýnda sürünmek istemiyorum. Her gün ensemde yumurta piþiren bu güneþten kaçmak istiyorum.”

Evdekiler hemen “Ýyi, git bakalým. Görürsün ebenin sakýzdan çýkan fotoðrafýný.”demediler. “ Sen zaten yarým akýllý biriydin. Var olan aklýný da kaybetmiþsin. Kasabanýn suyu mu çýkmýþ.. Otur oturduðun yerde.”gibi cümlelerle kasabamýzýn tarihi ve turistik güzellikleri üzerine ve aile huzurumuz konulu uzun bir nutuk çektiler. Hatta babam üç küçük keçi yavrusu ile yazýn çalýþmaktan kaytaran aðustos böceðinin masalýný bile anlattý. Kararlý olduðumu, kararýmdan caymayacaðýmý anlayýnca beni tehdit etmeye baþladýlar. “Þu kapýdan dýþarý adýmýný atarsan bir daha bu eve geri dönmezsin.” bile dediler. Bir battaniye ve birkaç parça giysimi alýp evden çýktým.

Ýlk geceyi Ýzmir Fuarý’nda bir bankýn üzerinde geçirdim. Ertesi sabah bir baþýma maceralara yelken açmak yerine amcamýn evine gittim. Oysa aklýmda Çeþme, Foça yada Dikili’ye gitmek düþüncesi vardý. Bir iþ bulup karnýmý doyurmak ve kafama göre takýlmak istiyordum. Karýþaným, görüþenim olmadan kendi baþýmýn çaresine bakabilmeyi ve büyümeyi de…

Ýnsan seline karýþmak ve otobiyografimi renklendirmek, yaþamýþlýðýmý çoðaltmak yerine o yaz elektrikçi çýraðý oldum. Çünkü amcamýn Gültepe’de elektrik tesisatý çekme iþi yanýnda fýrýn ve ütü tamiri de yapýlan bir dükkaný vardý. Amca oðluyla birlikte bazen inþaatlarda çalýþýyor yada evlere arýzalara gidiyorduk. Bu semtin insanlarýnýn kasabamdakilerden hiç farký yoktu. Hepsi iþinde gücünde, yoksul ve sýkýcý insanlardý. Ýyi bir yazar olarak kendimi yetiþtirmek için bir türlü uygun ortamý bulamýyordum. Bütün yazý boþuna geçirmemek için birkaç þiir yazma giriþiminde bulundum. Ne de olsa þiirler kýsaydý ve çabuk bitiyordu. Ancak yaþadýðým sokaklar þiirlerime Orhan Gencebay kederi ve Ferdi Tayfur etkisi yapýyordu. Bunalýmda ergen bir delikanlý olmak yazarlýk geleceðimi olumsuz etkiliyordu.

O gün bu gündür hala yazar olmaya çalýþýyorum. Buradan yayýncýlara, editörlere, grafik tasarýmcýlara ve devlet yetkililerine sesleniyorum. Ben yazar olmak istiyorum. Bütün birikimimi bu coðrafyada yaþayan insanlarla paylaþmak ve beni yetiþtiren topluma gönül borcumu ödemek istiyorum. Yazýlarýmý kocaman kocaman harflerle dergilerde, kitaplarda yayýnlayýn. Baþlýðýn üzerine de yakýþýklý bir fotoðrafýmý koyun. Görenler hayran kalsýn. Kýskananlar çatlasýn…


.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Ýyi
Gönderen: Mehmet Ali Özler / ,
15 Haziran 2008
Beðendim. Saydam, þaffaf, duru. Keþke biraz daha ayrýntýlý ve heyacanlý yazsaydýnýz o günleri. Baþarýlar...

:: Siz zaten bir yazarsýnýz Sevgili Çalýþkan.
Gönderen: Kâmuran Esen / Mudurnu
23 Mayýs 2004
Merhaba Sevgili Seyfullah Çalýþkan; Yazýnýzý bir solukta okudum.Sonra bir kez daha............Anlatýmýnýz o kadar sýcak ve akýcý ki.Süslü kelimeler kullanmaya gerek duymadan, içinizden geldiði gibi yazmýþsýnýz.Okurken, sizi karþýmda konuþuyorsunuz gibi hissettim.Yazdýklarýnýzda kendimi buldum, çocukluk anýlarýnýzda hayallerimi anýmsadým.Bana çok yakýn geldi anlattýklarýnýz...............Siz zaten bir yazarsýnýz Sevgili Çalýþkan.Yayýn evleri bunu anlamýyorsa, suç sizde deðil........Güzel anlatýmýnýzdan dolayý kutluyorum....Sevgiler.....Kâmuran ESEN




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yazarlar ve þairler kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Sen Yazma Osman

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Baþka Türlü Bir Þey
Canan
Aþký Anlatmak Haksýzlýktýr
Zaman Sen Yalansýn
Nisan"ýn Þuçu
Bahar, Badem, Çocuk
Sonbaharý Hüznün Rekleri Boyar
Mevsim Türlüsü 2
Bir Fýrtýna Tuttu Bizi
Delikanlýyý Bozan Yazýlar

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Tabanca [Öykü]
Saman Altýndan Aþk Yürürse [Öykü]
Raký Þiþesine Ejderha Olduk [Öykü]
Gökçeada 3 [Öykü]
Ben Ýþin Kitabýný Yazmýþtým [Öykü]
Sokarým Seni Þalvarýma Çýkarýrým Tozpembe [Öykü]
Nataþa, Mavra ve Raký [Öykü]
Öyle Pat Diye de Ölünmez ki [Öykü]
Güvercinli Yazý - 1 [Öykü]
Çaki, Çakmak, Býcak, Tarak [Öykü]


seyfullah ÇALIÞKAN kimdir?

Ben yazar falan deðilim. Yazma eðilimli biriyim. Durumum henüz tedavi gerektirecek kadar kronik hale gelmedi. .

Etkilendiði Yazarlar:
Bilmiyorum,


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © seyfullah ÇALIÞKAN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.