Avukatlar da bir zamanlar çocuktular herhalde. -Charles Lamb |
|
||||||||||
|
Evet, saymaya baþlýyoruz. Bir pipo ve bir adam. Yaþlý bir kadýn, adama çarpýyor belki.. Ya da hayýr, çarpmýyor. Zaten kadýn yaþlý falan da olmasýn. Kadýn genç ve güzel.. Kýzýl saçlarý var, mavi gözleri... Biraz Kanatsýz Melek’imi andýrýyor görünüþü, ama üzerinde dar, siyah bir kot pantolon var, siyah ve yüksek topuklu, büyükçe botlar... Kot bir ceket belki, ya da hayýr... Siyah, deri. Bu kýz güzel olmalý.. Çok çok güzel... Güzel, ve narin hem de... Okur bunu uzun siyah kirpiklerini hýzlýca kýrpýþtýrmasý, son derece kýrýlgan görünen ince parmaklarý ve küçük beyaz ellerini yumruk yapýp sýkmasý gibi tasvirlerden anlayabilir.. Tabi bunlardan daha iyi tasvirler bulman gerekecek. Kýzýn yüzünde makyaj da var, koyu mor gölgelerle siyahtan oluþuyor gözlerinin etrafýndaki çizgiler.. Pekala; kýz bu kadar, pipolu adam... O da genç. Belki bir iþ adamý, o kadar önemli olmayacak ilerde. Sadece kýzýn acelesi olduðunu anlamalý okur bu sahneden. Çarpýþma falan filan, kaçamak bir özür diler kýz adamdan.. Pipolu adam... Onun da bir geçmiþi var elbet. Yeni evli, iþinde de yeni, hayatýna yeni açýlmýþ belli ki.. Ama pek de saf ve bakýmlý bir kapýdan bakýyor sokaða, dýþarý, gerçek dünyaya.. Tabii okur bunlarý bilmiyor büyük ihtimal.. Ah keþke bir film çekiyor olsaydým. Neyse, onu geçelim. Asýl önemli olan karakter, kýz.. Sanýrým. Kýzýn ceketiyle örttüðü, örtmeye çalýþýp baþaramadýðý pantolonunun belinde, -bu arada sanýrým üzerinde bol olmayan, ince kumaþtan siyah, açýk yakalý bir kazak var. Hatta saydamýmsý, onun da içinde bir baþka bluz var.. Ama ayrýntýlara girmeye gerek yok. Kýzýn pantolonun belinde bir silahýn ucu görünüyor.. Kýz bir yerlere koþuyor olmalý.. Okur nereye koþtuðunu bilmeyecek, ancak kýz bir soygundan kaçýyor olacak. Elinde bir poþet tutuyor, parmaksýz eldivenleri var.. Tam soyguncu moodunda bir hatun yani.. Biraz serseri görünüþlü. Poþetin içinde ne olduðunu bilmiyoruz baþtan, ancak sonradan belki poþetten bir para destesi falan fýrlayabilir dýþarý.. Ýyi soygun, malý bayaðý götürmüþ, ne diyelim... Ve kýz... Yo hayýr, kýz soygun yapmamýþ. Kýz birinden kaçýyor... Sil baþtan, ceketle örttüðü pantolonun belinden bir silahýn ucu görünüyor.. Kýz bir yerlere koþuyor, dahasý kaçýyor. Arkasýndan baþka biri geliyor, peþinden koþuyor.. Kýz eskiden balerinmiþ. Güzel sanatlarla dopdolu bir hayatý, mutlu bir ailesi varmýþ.. Ve bir gün kýz onlarýn arasýndan kaçmýþ, nasýl olduysa bu ortama karýþmýþ ve þimdi peþinde kendisini kovalayan biri, belinde bir silahý ve kýzýl saçlarý ile siyah makyajlý güzel gözleri var. ‘Bekle!’ diye baðýrýr kovalayan, kaçanýn ardýndan. ‘Benimle ilgin alakan kalmadý artýk!’ diye baðýrýr genç kýz da koþmasýný kesmeden.. ‘Ýstediðinizi yaptým, defo baþýmdan, toz ol! Ben gidiyorum!!’ Durum bayaðý dramatikleþmeye baþlýyor, biriki tasvirle bunu okura açýklarsýn. Geleneksel bir hava raporu; rüzgar öfkeyle eser ve þimþekler þiddetli gürlemeler çýkarýyordur, týpký kýzýn aklýndan geçen eski mutlu anýlar gibi aniden yanýp sönerek. Göz yaþlarý yaðmura karýþýr... Aslýnda evet, belki bir kaç damla göz yaþý, yanaklarýndan aþaðý süzülür kýzýn falan... Gözlerini nazikçe silmeye çalýþýyor kýz olayýn sertliðine karþýn. Koþmaya da devam ediyor peþinde kovalayanla.. Ve birden sokaðýn ortasýnda duruyor. Yaðmur yaðmýyor bu arada, vaz geç. Belki dramatik bir rüzgarýn uðultusu sadece. ...Hani þu filmlerde olur ya, karakter birden durur, kamera hýzla karaktere yaklaþýr ve onun çevresinde dönmeye baþlar. Oyuncunun yüzü çeþitli açýlardan görünmeye baþlar, sonra oyuncu baþýný çevirir, baþka bir yöne bakar, bu sefer görüntünün netlik ayarý ya da her neyiyse oyu deðiþir, karakterin baþýnýn görüntüsü bulanýklaþýr, baktýðý yer belli olur... (özetle; yazarken önce kýzýn düþünceleri, çevresinde gerçekte, þimdide olan olaylar, ve tekrar düþünceleri, sonra karþýdan gelen bir adam, tekrar düþünceleri, adam yaklaþýyor, kýzý biraz daha tasvir et, adamý anlatmaya baþla..) Kýz baþýný çevirdi, ve peþinden gelene bakmaya baþladý. Sonra da ona doðru koþmaya. Birbirlerine sýkýca sarýldýlar, ve, hatta, kýz gözlerindeki makyajý umursamadan aðlýyor þimdi. ‘Geçmiþ sadece böyle bir olayla mý bir hiç olacak?’ diyor adam. ‘Beni affet, görevimi yapmak zorundaydým.’ ‘Geçmiþim sadece böyle bir olayla bir hiç oldu!’ diye üsteliyor kýz. ‘Gitmem gereken doðru yol bu yön deðil, kaçacaðým buradan!’ Birbirlerine baðýrdýklarýnýn farkýna yaþlý bir kadýn, pipolu adam ve bir kaç kiþi daha onlara bakarken varýyolar. Ve hiç bir þey olmamýþ gibi davranmaya çalýþýyorlar. Sýkkýn sýkkýn belki. ‘Gözlerini sil..’ diye fýsýldýyor adam. ‘Korkunç görünüyorsun, þuraya gel otur.’ kýz gerçekten kötü durumda. ‘Hayatýmý deðiþtirdi.. Hayatýmý deðiþtirdi..’ diye mýrýldanýyor durmadan. Adam belki onu kenarda bir duvara oturtur. Kýz da baþýndan geçenleri anlatýr... Ve okur burada anlar ki, kýz birini öldürmüþtür. Pipolu adam da ister istemez kýzýn dediklerini duyuyor ve yanlarýna geliyor. Herif bir psikologmuþ... Ya da... acaba kýz birini öldürmemiþ mi olsaydý... Ama bu durumda koþuþlarý, hayatýn deðiþiþi... Bir þey ifade etmezdi pek... Neyse, devam ediyoruz.. Bakalým nereye kadar. Baþta genç kýzý kovalayan adam psikoloðun yaklaþmasýna pek sýcak bakmaz. Ve içinden bu herifin iþini bitirmeyi geçirir. Ancak sevdiði kýz olan þu kýzýl hatun adama ýsýnmýþtýr. Onun hatrýna bu iþi ertelemeye karar verir. Kalabalýðýn üçüne karþý olan ilgisi biraz azalmýþtýr belki. Hayat akýyor falan, “kelebek etkisi” tarzý biriki paragraf... Þu þöyle oldu, bu böyle olunca o da böyle oldu, derken þu þunun yüzünden.. falan filan.. Uydurursun oraya bir þeyler. Neyse, sonuçta kýz ‘...o zaman suçumu itiraf etmeli ve teslim olmalýyým.’ diye sözlerini bitirir. ‘Bu sýr üçümüz arasýnda kalabilir!’ diye inler kovalayan. Bu herife bir ad gerek. Nereli olsa ki.. Olay hangi ülkede yaþansa.. Gerçi kýzýn heriften kaçarken içinden koþtuðu sokak olarak Akmar Pasajý’nýn arka giriþinin oralarý düþünmüþtüm ama.. Yani, pekala da Ýstanbul’da geçiyor olabilir... Ama biraz alakasýz kaçar... Ne bileyim... Olsun, bu olay Ýstanbul’da geçiyor. Ve kovalayanýn adý.. Kýz söyleyince ortaya çýkar. ‘Bu sýr benim içimde kalamaz bla... bla... bla kim... kalamaz... hým.. ým... Koray diye bir isim var mýydý...?! K’li bir þey olmalý... Kutay... yok be... fazla bakýmlý bir isim... Kaan olabilir.. Hadi þimdilik Kaan olsun... ‘Bu sýr benim içimde kalamaz Kaan(deðiþebilir)..’ diyor kýz. Adý da Çiðdem belki bu arada.. Gerekirse eðer... ‘Kalabilir! Ýkimiz için kalmalý!’ diyor Kaan. Burada ‘salak-kültürsüz-hýyarýn teki-aptal katil’ karakterli bir herif olduðunu anlýyoruz Kaan’ýn. Nasýl baþarýyorsak... ‘Ýkimiz yok Kaan!’ diyor kýz bu sefer. ‘Bitti! Hem de baþlamadan!’ ((..anlaþýlýyor ki kýz boþta, biriyle takýlmak istiyordu ama baþaramadý.. psikolog ve bu kýz karþýlýklý olarak kaçamak kaçamak bakýþmaya baþlarlar..)) ‘Bayan, yardým etmek isterim, üçümüz arasýnda da kalabilir. Belli ki bu bir hataydý!’ <-- psikolog devreye girer. ‘Zorladýlar beni.’ diye cevaplýyor kýz onu. ‘Öldüreceðimi söylememiþlerdi, sadece vurmam gerektiðini söylediler.’ ‘Iskaladýðýnýz için mi öldürdünüz o adamý?’ öldürülen tip.. adam mý kadýn mý olsa... ‘Adam deðil kadýndý her þeyden önce. Ayrýca bana siz demeyi býrak lütfen. Tek bi kiþiyim, o olduðum kiþiden de nefret ediyorum ya neyse.’ ‘Kendinden nefret etmemelisin. Onu niye öldürdün peki?’ (Kaan karakteri biraz kýllanýr ikisinin arasýndaki yürüyen bu senli-benli dialog yüzünden –ben mi salladým, yoksa dialog gerçekten yürüyebilen bir þey mi..-... ) ‘Planda yoktu öldürmem... O anda da kafam yerinde deðildi zaten, tetiði çekmeden önce...’ durdu, Kaan’a baktý. ‘Onunla telefonda konuþtum, bana kadýný öldürmem gerektiðini söyledi.’ ‘Kafan yerinde deðildi..?’ duraksar. Aklýna bazý sebepler gelmiþtir, birbirinden kopuk kýsa görüntüler þeklinde, ama emin olmak ister. ‘Neden yerinde deðildi?’ ‘Deðildi iþte!’ diye araya girer Kaan hýyarý. Bu adamdan kurtulmam gerek bir þekilde. ‘Sana ne ona ne olduðundan?’ O sýrada bir polis arabasý geçer yanlarýndan, ortam gerilir falan. Hatta Kaan koþmaya baþlar, sahneden yani ikisinin yanýndan uzaklaþýr endiþeyle.. Ahanda! Evet, polisler devriye geziyordur ve zaten bu herife yani Kaan’a takýklardýr, Kaan devre dýþý kaldý. Psikolog ve katil... Konu biraz kliþeleþti ya neyse... Psikolog kýza þu an iyi olup olmadýðýný sorar, kýz da iyi olduðunu söyler falan... Herif bunu bi kafeye götürmeden önce biraz daha konuþur onunla... Sonradan bu kýzýn iþlediði suçu içinde tutup kimseye söylemediði için olaya ortak olur bir nevi. Neyse, bu ikisi konuþurlar falan... Yakýnlaþýrlar, birbirlerini anlýyorlardýr.. Çünkü kýz da eskiden psikoloðunki gibi bir hayat sürdürüyordur.. Üniversite için ailesinin yanýndan ayrýlýp baþka bir þehirde yaþamaya baþlayana dek falan filan... Neyse, sonunda anlarýz ki kýz hakkaten kafasý bulukken yapmýþ bu iþi, pek sorumlusu sayýlmaz. Ve yeni bi hayata baþlamak istiyordur aslýnda. Olaylar çok sarpa sardý be... Baþa mý dönsem acaba... Yok hayýr, devam etmeli.. Belki bir son... Umarým bir son... ‘Hep Ýrlanda’da olmak istemiþimdir.. Niyeyse çok hoþuma gidiyor orasý.’ diyor kýz. ‘Mutlu görünüyorlar, ama sorunlarý var kendi içlerinde... Lüks yaþamlar sürmüyorlar, doðayla bir bütünler sanki.. Keþke oraya gitsem.. Belki yaptýklarýmý da unuturdum.. Tanrým ben neler yaptým?!’ aðlamaya baþlýyor. ‘Orayý ben de severim..’ diyor psikolog genç adam. Parmaðýndaki yüzüðü çýkarýp elinde atýp tutmaya baþlýyor. (baþta belirtilmiþ olur, beyefendimiz evliliðinden pek memnun deðil) Ýnsan çok öykü yazdýðý vakit kullanacak konusu kalmýyor sanki... Ha, derkene kýzýn bu öldürme iþinden oldukça iyi bi para kopardýðýný anlarýz. Çok saçma bir bitiriþ olacak... Derken bir uçaktayýz. Kýz yine siyahlar içinde, oðlan da yanýnda, takým elbiseli. Birbirlerine tedirgin tedirgin gülümsüyorlar. Kýzýn dizinde bir sýrt çantasý duruyor. Ýçindeyse benliði, onu o yapan her þeyi. Yüzük oturduklarý kafenin masasýnda kalmýþ. Birbirlerine tedirgin tedirgin gülümsüyorlar. ‘Geride býraktýklarýmýz neler ki?’ diye soruyor genç adam yanýndakine. ‘Hayatlarýmýz..’ ‘Hayatlarýmýz güzel miydi ki?’ ‘Terkedebilecek kadar.’ Gözleri yaþlý ikisinin de... Yeni bir dünyaya merhaba. Aslýnda fena da olmazdý ha... Sonunu biraz daha deðiþtirsem ya da uzatsam.. Belki uçaða binmeden önce, hava alanýnda falan dururlar son anda.. Uçaðýn kalkýþýnýn anons edildiði duulur. “irlanda’ya kalkan bla bla sayýlý uçuþ için son çaðrý...” ve bu ikisi birbirlerine bakarlar, tedirgin tedirgin gülümserler.. Yani konuþma falan olmaz? Neyse.. Sonuna gelene kadar üzerinde bir kere daha düþünürüm... Yeni bir öykü ha... Uzun zamandan sonra... Eh... Yazmaya baþlayayim bakalým... Ýþte bu kadar. 03.11.04 akþam üstü
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Esin Yardýmlý, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |