Özyaþamöyküsü baþka insanlarla ilgili gerçekleri anlatmak için eþsiz bir araç. -Philip Guedella |
|
||||||||||
|
Gavurdaðý; Adana, Gaziantep, Osmaniye, Kahramanmaraþ, Adýyaman, Kilis, Mersin, Hatay, Kadirli, Kozan, Bahçe, Ceyhan, Dörtyol, Ýskenderun, Düziçi, Çukurova il ve ilçelerini kucaklamýþ, Tanrý daðý ile sýrt sýrta vermiþ, bir tarafta Amanoslar, bir tarafta Toroslar ve efsanesi ile dilden dile dolanmýþ bir daðdýr. Civarýnda bulunan Gökçe dað ve Düldül daðý ile tepelerden akan pýnarlarý ile eþsiz manzaraya sahiptir Gavur daðý. Gavurdaðý’nýn eteðinde, tozlu toprak yoldan ulaþýmý saðlanan, toprak damlý, köhne bir evde, ailesi ile birlikte yaþamaktadýr Feride. Asiye, Halime, Semiye ve Ömer olmak üzere beþ kardeþtiler. Eðer ölen dört kardeþi de yaþamýþ olsa idi, bu toprak damlý, iki odalý evde, dokuz kardeþ olarak yaþamýný sürdürmüþ olacaktý. Feride kardeþlerin en büyüðü idi. Yoksulluktan ve baba Ökkeþ’in “kýz çocuklarý okula gitmez” düþüncesinden dolayý, okula gidememiþti. Oysaki en büyük hayali okuyup öðretmen olabilmekti. Kendisi gibi olan çocuklara sahip çýkýp, onlarýn okumasýný saðlamaktý. Anne Fatma tipik bir Anadolu kadýný olup, ezgin, çile çekmiþ, çocuklarýna son derece düþkün bir kadýndýr. Baba Ökkeþ ise; çabuk sinirlenen, asýk suratlý, çehresi ters, çocuklarýna sevgisini göstermeyen, asabi, hala çok eskilerden kalmýþ örf adetlere, gelenek ve göreneklere baðlý, ses tonundan bile çocuklarýn çekindiði bir babadýr. Anne Fatma ile baba Ökkeþ, Gavurdaðý’nýn eteðindeki bu toprak damlý evden, çocuklarý ile birlikte her gün tozlu yollarý aþarak tarlaya çalýþmaya giderlerdi. Tapan bellerinde, Orak, Kýlýç ellerinde, kavurucu yaz sýcaðýnýn altýnda durmadan çalýþýrlardý. Akþam güneþ battýktan sonra, yorgun argýn tozlu toprak yoldan evlerine dönerlerdi. Feride ve ailesi haftada bir þehre gelir, burada kurulan pazarda kendi yetiþtirdikleri ürünleri satar ve ihtiyaçlarýný karþýlayýp yeniden evlerine dönerlerdi. Bazende pazar çýkýþý þehirde oturan teyzesini ziyaret edip, hafta sonunu burada geçirirlerdi. Feride, teyzesi Nuray’la çok iyi anlaþýyordu. Elinden gelse buradan hiç gitmek istemiyor, bütün zamanýný teyzesi Nuray’da geçirmek istiyordu. Þehirdeki kýz arkadaþlarý ile çok iyi anlaþýyor, onlarýn giyim kuþamlarý Feride’yi çok etkiliyordu. Ancak onlar gibi giyinip süslenemiyordu, çünkü babasý onu böyle görecek olursa, onu oracýkta öldürüverirdi. Kýz arkadaþlarýndan Arzu ve Meral’in Ýstanbul’dan gelmiþ, filinta gibi, yakýþýklý ve masum bakýþlý erkek arkadaþlarý vardý. Arzu ve Meral arkadaþlarý ile sinemaya, gezmeye gidiyorlar, dönüþte de kendilerine alýnan hediyeleri Feride’ye gösteriyorlardý. Feride de bütün bu olanlara, güzel bir þeymiþ gibi imrenerek bakýyordu. Arzu ve Meral; “Eðer istersen bizim oðlanlarýn yakýþýklý arkadaþlarý var seni tanýþtýralým.” Feride de arkadaþlarýnýn bu teklifini kabul eder. Oysa bilmiyordu ki; Ýstanbul’dan Gâvur daðý’nýn çevre il ve ilçelerindeki kýzlarý evlenme vaadi ile kandýrýp tuzaða düþüren, onlarý genelevlerine, pavyonlara satmak için gelen büyük bir þebekenin elemanlarý idi bu delikanlýlar. Bu þebekenin baþýnda ise; iri yapýlý, yuvarlak çehreli, elinde sürekli piposu ile dolaþan, acýmasýz, zalim biri olan, Cengo lakaplý, Beyaz Cengiz adýnda bir kiþi vardý. Bu kiþi, yakýþýklý, masum yüzlü, burjuva tipli erkekleri kendi hesabýna çalýþtýrýyor, ülkenin ileri gelen isimlerine ve kendi özel müþterilerine sunmak için, el deðmemiþ, bakire, kýz oðlan kýzlarý bu gençler vesilesi ile tuzaða düþürüp, onlara sunuyordu. Ancak bu kýzlar kaçacak olursa, onlarý ve ailelerini ölümle tehdit ediyor, karþý gelenleri karanlýk bir hücreye çýrýlçýplak kapatýp, aç susuz býrakýyordu. Bir þekilde istediklerini mutlaka yaptýrýyorlardý. Aðýna düþürdüðü kýzlarý, her ne olursa olsun asla býrakmýyor, kan emici bir yarasa gibi bundan besleniyordu. Ertesi gün Feride ailesine bir bahane uydurup, Arzu ve Meral ile birlikte þebekenin elemaný olan arkadaþlarý ile buluþurlar. Feride burada Hüseyin adýndaki son derece yakýþýklý ve bakýmlý bir erkekle tanýþýr. Onu ilk görüþte beðenmiþtir. Feride ile Hüseyin birkaç kez görüþürler. Feride babasýnýn baskýsý yüzünden fazla çýkamaz, ancak Hüseyin onun peþini hiç býrakmaz, hatta tarlaya kadar gidip onunla buluþur. Çünkü Feride çok güzel bir kýzdýr ve onun iyi para edeceðini düþünerek, patronun gözünde yükseleceðini düþünür. Hüseyin bir gün Feride’ye evlenme teklifinde bulunur ve Feride bu yoksul hayattan, baba baskýsýndan kurtulmak için hiç tereddütsüz kabul eder. Oysaki Arzu ile Meral’in konuþtuðu þebeke elemanlarýda ayný gün onlara evlenme teklifinde bulunmuþlardýr. Onlarýnda kabul edeceklerini bildiklerinden dolayý, belirtilen günde kýzlarý alýp Ýstanbul’a kaçýracaklardýr. Þebekenin planý týkýrýnda yürümektedir. Arzu, Meral ve Feride sevdikleri gençler tarafýndan evlenme vaadi ile kaçýrýlýrlar. Ancak onlar kaçýrýldýklarýný dahi anlamazlar. Feride öylesine güzel bir kýzdýr ki, Ýstanbul’da bunu gören þebekenin baþý Feride’yi çok beðenir ve Feride’yi göstererek; “Bu özel paket olacak” der. Feride kaçýrýldýðýný sonradan anlamýþ ve buradan kurtulmak istemiþse de bir türlü baþarýlý olamamýþtýr. Her defasýnda deðiþik tehditlere maruz kalmýþtýr. Ancak Feride güzelliðinden dolayý onlar için özeldir. Ýyi bir müþteri çýktýðýnda, yüksek bir fiyata müþteriye sunulmak için saklanmaktadýr. Maalesef ki; evlenme vaadi ile kandýrýlan Arzu ve Meral önce uyuþturucuya alýþtýrýlmýþ, ardýndan bir sürü erkeðe sunularak bir pavyona satýlmýþlardýr. Feride’nin babasý Ökkeþ ise, bu utancý kaldýramaz. Bunu bir namus meselesi olarak görüp, henüz 17 sinde ki oðlu Ömer’in eline bir silah vererek; “Gidip ablaný bulacaksýn, namusumuzu temizleyeceksin, o bizim namusumuzu iki paralýk etmiþtir. Alnýmýzdaki lekeyi sileceksin.” Ömer tozlu köy yollarýndan baþka, bilmediði yol olmayan memleketinden ayrýlýr ve babasý ile birlikte Ýstanbul’a gelirler. Cengo lakaplý Beyaz Cengiz’in emri ile adamlarý tarafýndan kaçýrýlan masum kýzlar, þebekenin Kahramanmaraþ’taki bir ayaðý ile pavyonlara satýlmak üzere, birçok kýzý burada bulunan Ahýr Daðýndaki özel dað evlerinde tutup, onlarý eroin, esrar ve diðer uyuþturuculara alýþtýrarak, iþin inceliklerinin eðitimi verildikten sonra, Kahramanmaraþ’taki pavyon ve genelevlerine satýyordu. Eroin, esrar ve diðer uyuþturucu maddeleri hem kullandýrýyor, hem de yurt içi ve yurt dýþýna bunun satýþýný saðlýyordu. Kurmuþ olduðu bir þirket tarafýndan da, kara para aklamasý yapýyordu. Pamuk tarlalarýnda iþçi olarak çalýþan, yoksul ailelerin kýzlarý olan ve kurtulmak için fýrsat kollayan, ancak kurtuluþu sadece evlilik olarak gören bu gencecik kýzlar, Ýstanbul’dan gelip çevre illerde ve ilçelerde kýzlarý ayartan, büyük bir þebekenin adamlarý tarafýndan evlilik vaadi ile kolayca kandýrýlýp tuzaða düþürülüyorlardý. Gaziantep’te yaþayan anne ve babasý ayrýlmýþ, mutsuz bir ailede büyümüþ, Deniz adýnda bir genç kýz henüz lise son sýnýfýnda okuyorken, bu þebekenin elemaný olan Yusuf adýnda bir gençle tanýþýr. Bu genç her gün okul çýkýþlarýnda Deniz’i almaya gider, bir süre araba ile gezer, oradan da evine býrakýrdý. Ancak Yusuf belli bir güveni saðladýktan sonra “sensiz yapamayacaðým, seninle evlenmek istiyorum” der ve Deniz’e niyetinin ciddi olduðunu vurgulamak ister. Deniz’de mutsuz olan aile yaþamýndan kurtulmak adýna kabul eder. Oysaki Yusuf zaten Ýstanbul’da bir baþkasý ile evlidir ve bu þebekenin elemanýdýr. Yusuf Deniz’i kandýrýr ve imam nikâhý ile evlenir. Þebeke tarafýndan çekilen video görüntüleri ile Deniz’e þantaj yapýlýr. Deniz artýk bu þebekenin malýdýr. Onlarýn sözünden çýkamaz. Aksini yapacak olursa, ailesinin de onunda sonu ölümdür. Deniz’in babasý Mahmut bu olanlarý gururuna yediremez, birlikte yaþadýðý kendi annesini, 3 çocuðunu kurþuna dizer, son olarak ta kendine bir kurþun sýkýp bu utançtan kurtulmak ister. Adana’da ise Cennet adýnda bir genç kýz, baba ve aðabey baskýsýndan kurtulmak için, hastane dönüþü tanýþtýðý Mürsel adýndaki bir gençle görüþmeye baþlar. Bu görüþmeler sýklaþýr ve Mürsel evlenmek istediðini, niyetinin ciddi olduðunu söyler. Cennet’te durumu annesine açýklar, o da aile büyüklerine. Belirtilen gün ve saatte Mürsel Cennet’i istemeye gider ancak Cennet’in aðabey’i bu delikanlýyý gözü tutmadýðýndan, kýzý vermeye yanaþmaz. Çaycýlýk yapan aðabey ertesi gün iþ dönüþü, þebeke tarafýndan baþýna bir kurþun sýkýlarak öldürülür. Cennet ve Mürsel Adana’dan Ýstanbul’a kaçarlar. Ancak Cennet’in sonu kaçýnýlmazdýr. Önce uyuþturucu ve alkol, ardýndan ise Cengo’nun özel müþterilerine sunularak, oradan da pavyonlara ve genelevlerine satýlýr. Mersin’de yaþayan Songül adýndaki genç kýzýn babasý, o küçükken ölmüþtür. Anne Halime evlere temizliðe giderek çocuklarýný büyütmüþtür. Songül son derece güzel ve akýllýdýr. Tek hayali okuyup polis olmaktýr. O gün dershane çýkýþý þebekenin elemanlarýndan olan, Rýfat’la tanýþýr. Rýfat kendisini iþ adamý olarak tanýtýr. Bir süre görüþüp, güven saðladýktan sonra, Rýfat Songül’e evlenme teklif eder. Ancak Songül bu teklife sýcak bakmaz. Çünkü önünde okuyup polis olmak gibi bir hedefi vardýr. Rýfat’ýn ýsrarlarý sonuçsuz kalýnca, bir gün þebeke elemanlarýndan birkaç kiþi ile birlikte Songül’ü kaçýrýrlar. Ancak Songül kurnazca davranýr ve zorla bindirildiði arabadan kurtulmak için “tuvaletim geldi” der. Bir benzin istasyonunda duran araçtan iner ve tuvalete gider. Buradaki bir tuvaletin arka kapýsýna; “Benim adým Songül ……. plakalý araçla beni Ýstanbul’a kaçýrýyorlar, ne olur beni kurtarýn” diye not yazýp çýkar. Þebeke elemanlarý benzin istasyonundan araçla uzaklaþýrken, tuvaleti temizlemek için giren istasyon görevlisi bu notu görüp polisi arar ve plakayý bildirir. Çok geçmeden polis aracý bulur. Araç içindeki þebeke elemanlarý ile polis arasýnda çatýþma çýkar. Songül bir fýrsatýný bulup olay yerinden kaçar ve oradan geçmekte olan Ýstanbul’dan Adýyaman’a giden bir yolcu otobüsünün önüne kendini atar. Bu otobüsle Adýyaman’a gider. Adýyaman terminalinde iner inmez þebekenin baþka elemanlarý tarafýndan izlenir. Ancak þebekenin bir elemaný arada bir telefonla görüþüp, Cengo’ya bilgi vermektedir. Cengo ýsrarla elemanýna; “Paketi saðlam istiyorum” der. Songül ile þebekenin bu acýmasýz elemanlarý tarafýndan þiddetli bir kovalamaca baþlar. Adýyaman’ýn Nemrut daðý bu kovalamaca da son noktayý koyar. Maalesef ki Songül þebeke tarafýndan yakalanýr ve diðer kýzlara yapýldýðý gibi önce uyuþturucu bataðýna sürüklenir, ardýndan da özel müþterilere sunularak daha sonra pavyona oradan da genelevine satýlýr. Gaziantep’te Ali adýnda Halý fabrikasý olan, ancak karýsý Gönül’le bir türlü mutluluðu yakalayamamýþ, sürekli eþiyle kavgalý durumlarý olan bir iþ adamý vardýr. Ali güzel temiz yüzlü, bakýmlý ve içinden geldiði gibi davranan, açýk sözlü, kiþilikli bir beydir. Gönül ise; çocuðu olmayan, son derece anlayýþsýz ve kýskanç bir bayandýr. Ali bir gece barda içerken, þebeke elemanlarýndan olan Güngör adýndaki bir bey’in yanýna gelmesi ile tanýþýr. Güngör Ali ile sýký iliþkiler kurmaya, özellikle arayý iyi tutmaya çalýþýr. Birkaç görüþmeden sonra Güngör Ali’nin yaþamý ile birçok þeyi öðrenmiþtir. Yine bir gece barda içerken, Ali Güngör’e “hayatta hiç mutlu olamadýðýný, ailesinin isteði üzerine yaptýðý bu evlilikten piþman olduðunu ve zenginliðin sevgi getirmediði söyler.” Güngör’de Ali’ye, eðer isterse onu çok mutlu edecek el deðmemiþ, bakire bir kýz bulabileceðini, bunun biraz ona pahalýya mal olacaðýný, ancak ne zaman isterse onu görebileceðini söyler. Ali alkolünde etkisi ile hiç düþünmeden bu teklifi hemen kabul eder. Güngör þebeke ile bir telefon görüþmesi yapýp, Feride için özel bir müþteri olduðunu söyler. Ali ile Güngör þebekenin icraatýný yaptýðý bu lüks eve giderler. Ali burada parayý öder ve bir refakatçi ile birlikte, Feride’nin kaldýðý odaya gönderilir. Ali daha ilk görüþte Feride’yi beðenmiþ ona aþýk olmuþtur. Feride Ali’ye yalvarýr. “Beni zorla kaçýrdýlar, ne olur beni buradan kurtar. Sen merhametli birine benziyorsun, lütfen bana yardým et.” Ali Feride’nin bu yalvarýþlarýna ve gözyaþlarýna dayanamaz ve ona el sürmez. Onunla oturup sohbet eder, aþýk olduðu bu kýzý tanýmaya çalýþýr. Zaman dolup ta gitme vakti geldiðinde, þebeke elemanlarýna; “Bu kýz sadece bana çýkacak, kimseye göndermeyeceksiniz, parasý neyse öderim” der. Böylece Ali ile Feride’nin görüþmeleri sýk sýk devam eder. Feride zamanla Ali’yi sevmiþtir. Ancak zenginliðin ve ihtiþamlý bir hayatýn içinden gelen Ali, yuvasýnda bulamadýðý mutluluðu Feride de bulmuþtur. Onun yanýnda olmak bile Ali’ ye huzur ve mutluluk vermektedir. Gavur daðý’nýn eteðinde yer alan il ve ilçelerden kaçýrýlan bu kýzlarýn aileleri, Emniyet müdürlüðüne yapmýþ olduklarý kayýp müracaatý üzerine, Ýl ve Ýlçe Emniyet müdürlükleri harekete geçip operasyona baþlamýþtýr. Ulusal ve yerel basýnda kaçýrýlan kýzlar ile ilgili olarak boy boy haberler yayýmlanmakta, basýnda olayýn peþini býrakmamaktadýr. Emniyet teþkilatýnýn eþ zamanlý yapmýþ olduðu operasyonlardaki baþarýlý çalýþmalarýnýn ve girilen silahlý çatýþmalarýn ardýndan bu büyük þebeke çökertilmiþtir. Bu þebekeye baðlý olarak uyuþturucu mafyasý, kara para aklamada kullanýlan þirkette nasibini almýþtýr. Gavurdaðý’nýn bu güzel ve masum kýzý Feride ise, yaþadýðý bunca olayýn üzerinden, el deðmeden kurtarýldýðý için kendini þanslý sayýyordu. Ancak bu vesile ile tanýþtýðý Ali ile gerçek aþký yakaladýðý için de son derece mutluydu. Feride’nin babasý ile erkek kardeþi Ömer, Ýstanbul’da Feride’yi bulabilmek ve namuslarýný temizlemek adýna birçok badireler atlatmýþlardýr. Sonunda Feride’yi bulup alýnlarýndaki bu kara lekeyi temizleme günü gelmiþtir. Ömer titreyen eli ile silahýný Feride’ye çevirip seslenir. “ Abla” Feride heyecanla dönüp arkasýna baktýðýnda nefret dolu bakýþlar içindeki babasýný ve eline silah almýþ kardeþini görür. Ömer kaþlarýný çatarak; “Namusumuzu iki paralýk ettin, seni öldüreceðim.” Feride þefkat ve özlem dolu bakýþlarla kardeþi Ömer’e uzun uzun bakar; “O güzel eline silah deðil, kalem yakýþýr kardeþim. Ben namusumuzu yerlere atmadým, ama senin için rahat edecekse, mutlu olacaksan, anne yarýsý bildiðin bu ablana inanmýyorsan bas tetiðe Ömer’im.” Ömer ablasýna kýyamaz ve gökyüzüne kaldýrdýðý silahýyla bir el havaya ateþ eder. Havada yankýlanan bir kurþun sesi ile sanki yer yerinden oynamýþtýr. Çünkü ablasýna ölümü yakýþtýramamýþtýr Ömer. Gözyaþlarý içinde ablasýna koþarak; “Canýný ben vermedim ki ben alayým ablam. Yaþamak, mutlu olmak seninde hakkýn. Ýþte þimdi Gavur daðý güzel görsün. Feride ablamýn düðününü görsün. Mutlu bir gün görsün” der. 23.09.2007 / ANKARA EMÝNE SEVÝNÇ ÖKSÜZOÐLU
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Emine SEVÝNÇ ÖKSÜZOÐLU, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |