..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Sevginin ölçüsü ölçüsüz sevmektir. -Spinoza
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Yaþam > Hakan Tiryaki




16 Temmuz 2010
Sallarýn Altýnçaðý - II -  
Tautai O Le Vasa Laolao

Hakan Tiryaki


Deniz ve insanýn iliþkisinin destaný iki günce býrakýr arkasýnda Willis. Sayýsýz þiir, denize dair. Belki de en önemlisi, kendi deyimiyle “insanoðlunun sýnýrlarýný” keþfetmeye çýktýðý yolculukta ayný Heyerdahl gibi sýnýrlarýn olmadýðýný haykýrýr. Yeteri kadar istek ve inançla yapýlmayacak þey yoktur. Tautai O Le Vasa Laolao, El Viejo del Mar, The Thoreau of the Seas… Ona takýlan isimlerden bir kaçý. Ve bir de mektup býraktý ardýnda, 1965 yýlýnda düþler limaný Callao’dan yola çýkmaya hazýrlanan Carlos Caraveda Arca’ya, Sallarýn altýnçaðýnda Pasifik’e açýlan bir diðer gözüpek serüvenciye. Diðer serüvencilerden iki önemli farký vardý ilk bakýþta; yaþlýydý ve tek baþýnaydý. Ama belki de en önemlisi hangi koþul altýnda olursa olsun denize ve kendine dair sarsýlmayan inancý.


:AGJI:
Bulutlar ve rüzgarlar ve okyanuslardýr
seçtiðim yazgý.
Her kimi alýrsa deniz,
bir daha asla özgür olamaz.*


Hamburg kýyýlarýnda bir çocuk, henüz dört yaþýnda, dikmiþ gözlerini denize, düþünmekte;

“Orada, Amerika hemen oracýkta.”

Derken atýverir kendini kanalboyunda baðlý bir sandala. Çözer halatý, geçer küreklere; ver elini Amerlka! Çok geçmeden bir yandan akýntý, bir yandan diðer gemilerin dalgasý,kalýn kürekleri kavramaya çalýþan minik elleri; her þey öyle büyüktür ki Onun için… Feribotlardan birinin dalgasýyla alabora oluverir umut sandalý. Baðýrýþlar, haykýrýþlar… “Nereye gidiyorsun küçük dostum?” diye sorar bir güleç yüzlü polis memuru, sevecen bir sesle. Boyunu kat be kat aþmaktadýr çocuðun yanýtý;”Amerika’ya!” Sonrasý polis karakolu, çýlgýna dönmüþ bir anne, öðütler…
22 Aðustos 1954. Çocuk artýk 61 yaþýndadýr. Balsa salýnýn ortasýnda yer alan bambu kulübenin duvarýna asýlý takvime göre tam iki aydýr Pasifik’in koynundadýr. Galapagos adalarý ile Markiz adalarýn tam ortasýnda, en yakýn kara parçasýna binlerce mil uzaktadýr. Ýki yoldaþý Eeki ve Meeki ile birlikte sihirli halýsý, “The Seven Little Sisters”’ýn kucaðýnda ve SUSUZ!

Yanlýþ okumadýnýz, susuz. Salýn ana kütükleri ve bambu döþemesi arasýnda yerleþtirilmiþ 24 teneke (120 galon) su artýk yoktur. Geride sadece 3 teneke (15 galon) su kalmýþtýr. Çünkü deniz suyu tenekeleri çürütmüþ ve içlerindeki suyun ya tamamen boþalmasýna ya da kýsmen tuzlu suyla dolmasýna neden olmuþtur. Önünde dönüþü olmayan yaklaþýk iki aylýk bir yolculuk, salda 3 teneke su vardýr sadece.

Pasifik’e doðru, tek baþýna!

William Willis’in 4 yaþýnda kesintiye uðrayan deniz serüveni, 15 yaþýnda Henriette adlý yük gemisinde çalýþmaya baþladýðýnda Kuzey Atlantik’te son nefesini verene dek neredeyse kesintisiz olarak sürecektir. Sonraki yýllarý defalarca Horn Burnunu dolaþarak, Amerika-Avrupa arasýnda gidip gelerek geçecektir.

Bu yolculuklardan birinde, 1951 yýlýnda S. S. Charleston gemisiyle Norfolk-Newyork arasýnda çalýþýrken takýlýr aklýna; bir salla tek baþýna Pasifik yolculuðu. Bir adamýn gücünün ve dayanýklýlýðýnýn sýnýrlarýný deneyebileceði benzersiz bir yolculuk. Gerçekte doðumundan itibaren doðayla arasýndaki güçlü, sarsýlmaz baða güvenmektedir en çok. Bir o kadar da denizde geçen uzun yýllara. Fakat belki de en önemli özelliði bunlarýn ötesinde, hiçbir koþul altýnda umudunu yitirmemesidir.

Yakýn zamanda bir operasyon geçiren Teddy iyileþmeye baþlayana kadar açamaz düþüncelerini bir türlü. En sonunda karþýsýna geçip tek baþýna bir salla okyanusa açýlacaðýný söyleyecektir biricik karýsýna. Önceleri kabul etmek istemese de Onun denizle olan iliþkisini bilen Teddy yelkenleri suya indirecek ve en önemli destekçisi olacaktýr.

Thor Heyerdahl gibi Willis’te soluðu Ekvator’da alýr.

Hayallerine ulaþmak için artýk tek ihtiyacý uygun boyutlarda 7 düzgün balsa kütüktür. Kafandaki sal için 1 metre çapýnda yedi ana kütüðe ihtiyacý vardýr. Ekvator ormanlarýnda üç ayý aþkýn arayýþýn ardýndan Onu hayallerine taþýyacak kütükleri bulur.

22 Haziran 1954. The Seven Little Sisters yola çýkmak üzere. Ortada Teddy ve yanýnda altý kýzkardeþinden oluþan yedi balsa kütüðü, The Seven Little Sisters. Ya da Atlas’ýn yedi kýzkardeþi gökyüzündeki, Pleiades takýmyýldýzý. Küçük salýn üzerinde William Willis, Eeki ve Meeki.

The Seven Little Sisters

Yola çýkmadan önce Teddy bir tek konuda söz vermesini ister Willis’ten; “Yolculuðun son noktasý Samoa olsun, lütfen Avustralya’ya kadar gitmeye kalkma!” Willis söz verir ve ekler; “Altý ay ver bana, haber alamasan da endiþelenme.”

23 Haziran sabahý San Martin römorkörü düþler limaný Callao’nun 60 mil batýsýnda halatý çözdüðünde artýk küçük sal ve mürettebatý Humbolt akýntýsýndadýr. San Martin geri dönerken Willis’in insanlýða dair son imgelemi de ufukta erimektedir.

Daha yolculuðun ilk günlerinden itibaren tek baþýna olmanýn zorluklarý ve öngörülemeyen aksaklýklar bir biri ardýna gelmeye baþlar. Ocak çalýþmamaktadýr ve sýcak yemek ya da piþmiþ balýk yeme ihtimali daha ilk birkaç günde uçup gider. Okyanusun ortasýnda, tek baþýna bir salýn ortasýnda ne yapar ki insan? Ýþte bu sorunun yanýtý belki de en ilginci; sürekli tetikte, uykusuz yaþar. Günler ilerledikçe küçük þekerlemeler dýþýnda uyuyacak vakit yoktur. Heyedahl’in Kon Tikisinde olduðu gibi boþ zamanlarda eðlenmek, araþtýrma yapmak, dinlenmek gibi lüksleri yoktur Willis’in.

Küçücük bir salýn üzerinde her gün yeni bir takým sorunlar, bir ton yeni angarya ile gelmektedir. Her an gözü pusuladadýr. Pusula adeta gölgesi gibidir. Salýn üzerinde her ne yapsa, her nereye gitse sürekli yaný baþýndadýr.
Sýcak yemek yoktur ama yerlilerin incecik bedenleri ile inanýlmaz iþler yapmalarýný saðladýðýna inandýklarý Machica’sý vardýr. Su, rafine edilmemiþ þeker ve arpa unu karýþýmý zor koþullarda yaþayan yerliler gibi Ona da ihtiyacý olan tüm gücü ve enerjiyi vermektedir.

Uçsuz bucaksýz Pasifik’te belki de en kötüsü baþýna geldiðinde, yani susuz kaldýðýnda dahi bir anlýk kýzgýnlýktan sonra tazelenir inancý, baþaracaktýr. Willis ve bir çok denizci bilir ki belli bir miktar deniz suyu ile hayatta kalmak mümkündür. Salýn kenarýnda diz çöker, kupasýný suya daldýrýr ve ilk bardaðýný yudumlar; “Senin içinde sadece güç ve iyilik var. Bana hayat veriyorsun. Seni bedenime alýyorum.”

Mavi sýrtlý, býçkýn bir köpekbalýðýdýr Long Tom. Galapagos’un güneybatýsýnda ilerlerken eklenir küçük salýn mürettebatýna. Binlerce mil boyunca ne olduðuna anlam veremediði küçük salýn hemen arkasýnda, hep ayný yerdedir. Willis bir anlaþma yapar onunla; ona atacaðý dolfin kafalarý dýþýnda salýn üzerinden hiçbir þey almayacaktýr Long Tom, özellikle de kendisini…

Heyedahl’in aksine balýklardan yana çok da bereketli geçmemektedir yolculuk. Dolfin beklerken bir köpekbalýðý takýlýr oltaya. Salýn üzerinde iðneyi çýkartmaya çalýþýrken denizde buluverir kendini. Ýlk aklýna gelen Long Tom’un nerede olduðudur. Dost mudur, düþman mý? Köpekbalýðýndan ne denli dost olabilir ki? Küçük salla arasýnda, daha doðrusu varoluþla arasýnda bir misina uzanmaktadýr sadece. Yavaþ yavaþ, santim santim yaklaþýr istikrarla ilerleyen sala. Neyse ki o gün ortalýkta yoktur Long Tom.

Direkten düþer bir gün. 9 Eylül günü yaþanmamýþtýr Onun hayatýnda. The Seven Little Sisters’ýn kucaðýnda baygýn geçen bir günün ardýndan kaldýðý yerden devam eder yolculuða. Derken bir gün “tuhaf hastalýðý” belirir. Yýllar önce, 1938 yýlýnda, masum bir mahkumu kurtarmak üzere gittiði Fransýz Guyanasý’nýn Devil adasýndan dönerken ilk kez yakalandýðý tuhaf hastalýk. 24 saati aþkýn bir süre devam eden nöbet yüzünden S.O.S. iþareti bire gönderir.

Sonraki gün kendine geldiðinde halsizdir, enerjisi tükenmektedir. Ama daha önemlisi, yardým çaðrýsýný iptal etmesi gerekmektedir. “Herþey yolunda” mesajý da önceki “Ýmdat” çaðrýsý gibi hiç kimselere ulaþmayacaktýr.
Markiz adalarý civarýnda en sonunda yaðmur yaðar, tüm kaplar tatlý suyla doldurulur. Bu arada Long Tom artýk kendi yoluna gitmeye karar vermiþtir.

Eylül fýrtýnalarýn en þiddetlisiyle gelir. Yedi kýzkardeþ bu fýrtýnayý da atlatýr ama ana yelken neredeyse harap olmuþtur. Sonraki günler mizanadaki minik yelken ve jible aðýr aðýr ilerlerken güvertede yýrtýlan yelkene ilmik üzerine ilmik atmakla geçer. Yelkenin tamiri bittiðinde boralar ülkesine girer.

Bir gece fýrtýnada kadim düþmanlar Eeki ve Meeki arasýndaki hesaplaþma mürettebatýn eksilmesi ile sonuçlanýr. Meeki, yeþil papaðan Eeki’ye saldýrýr ve fena halde yaralar. Kendinden geçmiþ halde köþesine çekilen Eeki ertesi gün ortadan kaybolur.

15 Ekim 1954. Manuatele’nin güvertesinden seslenir kaptan; ”Ýnsanoðlunu tekrar görmek nasýl bir þey?” Oysaki son günleri hüzün içinde geçmektedir Willis’in. Yolculuk bitecek ve tekrar insanlarýn, trafiðin, anlamsýzlýklarýn dünyasýna dönecektir. Bugün Callao’nun düþler limanýndan çýkalý 115 gün ve 6700 mil olmuþtur. Ama Onun aklý hala okyanustadýr. Neden Avustralya’ya kadar gitmiyordur?
Ýki gün sonra Polinezya geleneklerine göre bir araya yeni bir ad verilir kendisine; “Tautai O Le Vasa Laolao”, Dalgalý Denizlerin Kaptaný.

Willis, Meeki ile evin yolunu tutarken sihirli halýsý The Seven Little Sisters gelecek kuþaklar için sergilenmek üzere Samoa’da kalýr. Oysa yýllar sonra tekrar yolu Samoa’ya düþtüðünde yerliler tarafýndan parça parça sökülüp yakýlan küçük saldan iz bile kalmayacaktýr.

Age Unlimited

San Francisco’da Deniz kenarýnda uzun yürüyüþler, yazýlar, sýradan gündelik uðraþlarla geçer sonraki yýllar. Ta ki bir gün deniz kenarýnda oturup ufka dalmýþken okyanusun kucaðýnda tek baþýna geçen günleri anana kadar. Birden eski günlerin heyecaný geri döner. Bu kez Avustralya’ya gitmek istiyorum der Teddy’e. Teddy artýk yetmiþine dayanmýþ bir adam olduðunu hatýrlatmak isterse de tek yapabildiði bir doktora görünmesini saðlayabilmek olur ancak. Neredeyse bir delikanlý performansýndadýr yetmiþlik ihtiyar. Yine Hazýrlýklar baþlar. Yýlýn bu mevsiminde balsa kütük bulmak ve taþýmak neredeyse imkansýzdýr. Oysa hemen sahilin sonunda bir tersanede aradýðý balsa kütüklerini bulur; metal borular.

Bu kez üç duba üzerinde yüzecek olan düþ salýný metal konstrüksiyon olarak tasarlar. Önceki deneyimlerle kýsa sürede inþa edilen sal gemiyle Peru’ya gelir ve suya indirilir. Ufak tefek ilavelerle Callao limanýndan bir kez daha ayrýlmak üzere hazýrdýr Willis.

4 Temmuz 1963. “El Viejo del Mar”, Deniz Ýhtiyarý 11.000 mil sürecek yolculuða çýkmak üzeredir. Bir ritüel tekrarlanmaktadýr Callao limanýnda; Age Unlimited aðýr aðýr Humbolt akýntýsýna doðru çekilir. Rios halatý çözüp de özgür býraktýðýnda Age Unlimited uzun ve destansý yolculuðuna baþlamaktadýr.

Daha onuncu gün ilk ama yolculuðu kökten sarsacak bir aksilik olur; artýk Age Unlimited dümensiz ilerlemek zorundadýr. Samoa adalarýndan Apia’da bir mercan resifini hasbel kader aþana kadar binlerce mil yolu dümensiz olarak aþacaktýr Deniz Ýhtiyarý.

Dümen kadar önemli bir diðer sorun ise iþleri çýkmaza sokan bir ölümcül fýtýk sorunudur. Öyle ki Samoa’da karaya çýktýðýnda göründüðü doktorun söylediðine göre ameliyat olmazsa ölecektir. 11 Kasým’da, yaklaþýk dört buçuk ay sonra vardýðý Samoa’dan New York’a dönmüþ olsa da ameliyatý ve sonrasýndaki zaman kaybýný göze alamayarak tekrar Samoa’ya döner, yol hazýrlýklarýna baþlar. Dümen onarýlýr, dubalar elden geçirilir… tüm hazýrlýklar tamamlandýðýnda takvimler 27 Kasým 1964’ü göstermektedir.

Age Unlimited tekrar yoldadýr. Ne fýrtýnalar, ne boralar… hiçbir þey onu yolundan alýkoyamayacaktýr.

9 Eylül 1964’te Avustralya’nýn doðusunda, Tully nehri yakýnlarý… Gri sakallý bir deniz adamý, sakalý neredeyse göðsünde, sahilde yakaladýðý bir çifte þöyle diyecektir:

“Ben New Yorklu William Willis.”

11.000 mil, 204 gün geride kalmýþtýr. Deniz Ýhtiyarý bu kez de çýktýðý ruhani yolculuðu tamamlamayý baþararak insanýn doðayla iliþkisine dair hafýzalardan silinmeyecek bir destan yaratmýþtýr.

Little One

2 Mayýs 1968’de Montauk Point, Long Island kýyýlarýndan býrakýr kendini denizlere. Teknesi Little One için tekne demek bile zordur aslýnda. Gerçekten küçük, küçücüktür. Yetmiþbirinci yaþ gününü Little One ile Kuzey Atlantiði geçerken kutlamayý planlamaktadýr Willis.

Oysa 24 Eylül 1968’de bir Litvanya teknesinin mürettebatý Little One’ý Atlantik okyanusunda tek baþýna bulacaktýr. Willis’ten geriye son kayýt tarihi 21 Temmuz 1968 olan bir seyir defteri kalacaktýr sadece…

Tautai O Le Vasa Laolao

Deniz ve insanýn iliþkisinin destaný iki günce býrakýr arkasýnda Willis. Sayýsýz þiir, denize dair. Belki de en önemlisi, kendi deyimiyle “insanoðlunun sýnýrlarýný” keþfetmeye çýktýðý yolculukta ayný Heyerdahl gibi sýnýrlarýn olmadýðýný haykýrýr. Yeteri kadar istek ve inançla yapýlmayacak þey yoktur.

Tautai O Le Vasa Laolao, El Viejo del Mar, The Thoreau of the Seas… Ona takýlan isimlerden bir kaçý. Ve bir de mektup býraktý ardýnda, 1965 yýlýnda düþler limaný Callao’dan yola çýkmaya hazýrlanan Carlos Caraveda Arca’ya, Sallarýn altýnçaðýnda Pasifik’e açýlan bir diðer gözüpek serüvenciye.

Diðer serüvencilerden iki önemli farký vardý ilk bakýþta; yaþlýydý ve tek baþýnaydý. Ama belki de en önemlisi hangi koþul altýnda olursa olsun denize ve kendine dair sarsýlmayan inancý.

SAYGIYLA!

Hakan Tiryaki
Naviga Mart 2010

Kaynakça:
     Willis, William (1966). Whom the Sea Has Taken. New York: Meredith Press.
     Willis, William (1955). The Epic Voyage of the Seven Little Sisters: A 6700 Mile Voyage Alone Across the Pacific. London: Hutchinson.


*Orijinal metin:
Clouds and winds and oceans
I chose my fate to be...
Whom the sea has taken
Never shall be free.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yaþam kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Dalan Ýnsanlar Neden Sürekli Gülümser?
Sallarýn Altýnçaðý - I -
Sallarýn Altýnçaðý - Giriþ -
Bovinae Sapiens*
Sallarýn Altýnçaðý - III -

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bize Deniz Ozaný Gerek!
Cebinize 10 Tl Koyun
"Kuþu Hicran Getirir, Dalgasý Hüsran Götürür;"

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Ýlahi Adalet [Þiir]
Çocukken Binebilmek Gerek Medar-ý Maiþet Motoru’na… [Eleþtiri]
Osmanlý Caddesi [Ýnceleme]
Tarihi Kimler Yazýyor? - I - [Ýnceleme]
Tarihi Kimler Yazýyor? - II - [Ýnceleme]


Hakan Tiryaki kimdir?

Aðýrlýklý olarak deniz ve deniz kültürü üzerine yazýyorum. uzun vadede "deniz edebiyatý" en önemli düþüm. . .

Etkilendiði Yazarlar:
hasan hüseyin, yaþar kemal, sait faik öncelikle yazmak ve sýkça da haddimi bilmek adýna her daim borçlu olduðumu hissettiðim ustalar. saygýyla!


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Hakan Tiryaki, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.