Sen aþk coðrafyamda önce bir buluttun, üzerime cesur yaðmurlar serpen. Çimenlerin üzerinde yürürken, parmaklarýmý ýslatan çiydin umut yolumda. Bir ovanýn ortasýnda tümülüsttün geçmiþten geleceðime. Bir tablettin antik bir þehrin kalýntýsýndan ellerime deðen. Bir yamaçtan aþaðý kayan çocuðun neþeli haykýrýþýydýn kulaklarýmda çýnlayan. Bir adaydýn okyanusun karanlýk sularýnýn tam ortasýnda. Yüreðime kazýnan bir haritaydýn duygu kalemleriyle çizilen. Ben de bir haritacýydým seni keþfeden. Ne deðerliydin benim için. Sonra söz oldun, kulaklarýma cümle cümle akan. Bu söz heyelanýnda kulaklarýmdan içeri doldun ve beni yordun. Ne bitmek bilmeyen bir sözdün. Ýçime sel sularý gibi doldun, içimi bastýn. Beni kendi elimle boðdun. Çünkü ellerim cümle sellerini durdurmak istercesine dudaðýna dokunduðunda, aðzýn bir mazgal gibi açýldý. Beni yuttun. Gözlerin karanlýða dolan bir ay ýþýðý iken, kurt kapaný gibi bakýþlarýnda sýkýþtým. Bana sýkýcý bakýþlarýndaki gözlerinden bir umut ýþýðý bile vermedin. Beni bakýþlarýnla göz çukurlarýna gömdün. Bu yüzden ben de baþka gözlerle seviþtim. Ellerin bir yýrtýcý kuþun pençeleri gibi hayatýmý kapladý. Bana kanatsýz yaþamak kaldý. Ne zaman ki ben ellerinden kurtulup kendimi bir kuþ kadar hafif hissettim, o zaman benim yanýmda hiçbir aðýrlýðýn kalmadý. Nasýl dað yaklaþtýkça küçülür, insan yaklaþtýkça küçülür ise sen de öyle karþýmda küçüldün. Bir zamanlar dað gibi seni görürken, þimdi küçük bir tepenin toprak tenindeki sivilce büyüklüðündeki taþ kadar bile deðilsin gözlerimde. Seni haritalara benzetirken, þimdi bir patika deðilsin çizdiðim her manzarada. Küçüldün sevgili sana her yaklaþtýðýmda. Uzaktayken, þairdin, yazardýn, düþünürdün, zekiydin ve hayranlarýn vardý alabildiðince. Ben de sana hayrandým olabildiðince. Sonra sana yaklaþtým. Ra sende kaldý. Sonu bavuluma koydum. Sana ne kadar büyük hayranlýk beslemiþtim ise, yine o kadar büyük bir tiksinmeyle yanýndan uzaklaþtým. Gerçi midesine düþkün bir insan deðildim; ama kimsenin de benim midemi bulandýrmaya hakký yoktu. Sýrf bu yüzden mideme kýrampler girmesin diye ve hayatýn güzel tatlarýna bakmak için senden kaçtým. Ne kaçýþtý o öyle. Geride bir çöp bile býrakmadým. Sen bir sokak ateþinin içini yaktýðý teneke gibi öylece kaldýn. Ne kadar sýcaðýn olsa da soðukla kucaklaþtýn.