Bir delinin rüyasý gibi çatlak þarkýlar var bende. Marazi bir su boþalýr testilerimden. Yürürüm yürürüm susarým. Ellerimde bir damla su, ayaklarýmda derman kalmaz. Bütün çabalarýmýn sonucunda, ellerimdeki testiler gibi kýrýlýrým. Sokaða dökülürüm. yine de bir damla su çýkmaz bedenimden. Çünkü kurutulmuþ bir gül gibiyim hayat kitabýnýn içinde. mutluluðun güneþi her sabah doðarken penceremde, bir baktým sen kýzýl bir renk olmuþsun perdelerimde. Ne kadar güzelsin derken, bir deniz dalgasý, bir martý sesi oluverdin beynimde. Seni düþünmek denizler kadar engin, mavilikler kadar serin, güneþin doðmasý kadar kýzýl bir düþünce olur bende. Ne olur beni hiç terk etme. Çünkü o vakit med cezir olur hayatým. Sen çekilip giderken, sahilimde ne ayak izin ne de endamýndan bir iz kalýr. Tüm kumsal dolar ciðerlerime. boðulurum sensizlikte. Kalbim yuvasýndan yere düþmüþ bir kuþ yavrusu. Gözlerim yuvalarýndan fýrlayacak gibi. Gözlerim uçamamakta. Bakýþlarým aðacýn altýnda, soðuktan nemlenmekte. Aðladýðýmý sanmayýn sakýn, gözyaþlarý beni hiç ilgilendirmemekte. Bir aðaç, duygusal bað kurmadýðý meyvelerini kuþlara kaptýrmakta. Ne nefret ne sevgi var içinde. Ben aðaç altýnda çýrpýnmaktayým. Aðaçta bir kýpýrtý yok. Gölgesi karanlýðý resmetmekte. Çiçeklerinde beyaz kelebekler gezmekte. Bugün ne kulaðým ne gözüm. Yüzsüzlük böyle bir þey herhalde. Yüzümde bir gram ifade yok. Tartýlsam, hafif gelir bana acýlar: Acýlar kefelerimde ölçüsüz. Býrakýn beni ne olur. Sanmayýn acýlar beni borçlu býrakýr. Öderim her kuruþuna kadar acýlarýn bedelini. Bana terazinin aklýndan söz etmeyin. Terazi duygularýmýn ve düþüncelerimin aðýrlýðýný ölçemez. Bütün adalet sistemi nesnel olarak hep yanlýþ iþler. Vardýr bir kusur, matematikte. Matematik beni hep bir alt sayýya ve üst sayýya yuvarlar. Matematik bu yüzden küsüratlarýmý görmek istemez. Bütün bilim dallarýnda çiçek açmak isterken, laboratuvarlarda hep kuru bir dal olurum. Kuru bir dal diye küçük görür beni insanlar oysa: Dalýn hiç aklý yoktur; ama bir dahi ressamdan daha güzel çiçekler çýkartýr ortaya. Bu sebepten ne dahilerle iþim olur ne de bilim insanlarýyla. Kendi aptallýklarým yeter bana. Onlarla el ele verip halay mý çekeyim? Düðün dernek kurup, bütün dutlarý önüne dökmesine raðmen, bir bülbüle sevdiðini kaçýran damat gibi yeteneksizliðimle yatýp yeteneksizliðimle mi kalkayým? Öyle olmaktansa, bir kütük olurum. Kütükten yontarým kendimi. Bir kalem olurum. Yazarým, boþluða kendimi. Yüreði boþ olanlar o zaman anlarlar beni. Bir çift oluruz, bir çift söz oluruz seni seviyorum gibi beni anlayanla. Açarýz beraber kiraz çiçekleri gibi aðaçlarda. Kuþ yuvasý olur evimiz. Yavrularýmýza ve birbirimize duygusal baðlarla baðlanýrýz. Düþmeyiz bir daha yerlere. Bizi görenler dut yemiþ bülbül gibi olur. Eski aþklar, altýmýzda dut çürükleri olur. Bizim deðil baþkalarýnýn ayaklarý altýnda ezilir. Biz de kuþ bakýþýyla bakarýz olanlara. Hakkýnda konuþmayýz kimselerin. Çünkü dut aðacýndan iyi keman çýkar. Yontarým yine kendimi. Bir keman olurum. Özgür atlarýn kuyruklarýndan yay için kýl alýrýz. Sonra ben çalarým, sen söylersin. Bir senfonik mutluluk yaþarýz. Þarkýlarda koþar, þarkýlarda coþarýz.