Bir Şiir Emekçisi: İhsan Tevfik Kırca
İhsan, Su Şehri’nden bir arkadaştı. Doğduğu şehre adeta âşıktı. Sözünün bir cümlesi mutlaka Su Şehri idi. Orayı anlatmakla bitiremezdi.
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
İhsan, Su Şehri’nden bir arkadaştı. Doğduğu şehre adeta âşıktı. Sözünün bir cümlesi mutlaka Su Şehri idi. Orayı anlatmakla bitiremezdi.
\*Montaigne bizim gibi düşünür,bizim gibi yazar.Bizim aklımızdan geçirip de bir türlü yazıya dökemediklerimizi o kaleme almıştır.O nedenle Beranger diyor ki “Montaigne,amma da fikir çalmış benden!” Sadece ondan mı?Belki de senden de benden de...
Takrîr edemem çektiğim âlâmı felekten
Zirâ ki anın zikri de bir gûne elemdir
(Müverrih Râşid) İzzet Mollanın bir beyti ile girelim söze.
Der ki,
Gerdûn sitem-i baht-ı siyâh etmeğe değmez
Atatürk ile olan anlaşmazlıkları da bazılarının abarttığı kadar önemli bir konu değil.Çünkü ikisi de askeri birer deha olan bu kahramanlarımızın birbirlerinden farklı düşüncelerinin bulunması gayet doğaldır.Her konuda aynı düşünselerdi iki ayrı insan olamazlardı.
Türkiye’nin tanınmış şairi Mehmet Nacar’ın
“Hasrete Yolcuyum” kitabının dil ve üslup özellikleri hakkında inceleme
-Bilgenin kendisini istek ve duygulardan uzak tutması gerektiğini ve ihtiyaçlarını en aza indirmesi gerektiğini,savunur.
Şarkılarını yoksul halkı için söyledi Victor Jara... Gitarının tınılarını, halkına ve ülkesine adadı. Açlığa, yoksulluğa, emperyalist sömürüye, barışa adadı kendini... Müziğin yanısıra, tiyatroyla, folklarla ilgilendi, üllesinin kültürüyle yoğruldu, sesiyle, sözüyle, gitarıyla evrenselleşti Jara.
Trabzon kenti, kuruluş tarihi itibariyle Anadolu’nun en eski ve köklü şehirlerinden biridir. Tarihçiler bu kentin kuruluş tarihini M.Ö. 4000’li yıllara kadar indiriyor. Pontus Rum İmparatorluğu’nun 257 yıllık başkenti olan Trabzon, Bessarion’un deyimiyle Doğu’nun en eski ve en şöhretli şehridir. Fakat bu kadar köklü bir medeniyete beşiklik etmiş olan
Siz hiç pislik içine düşmüş bir altının değerini yitirdiğini gördünüz, duydunuz mu ya da bir altın küpünün içine bir parça tezek düşünce, o tezeğin altın değeri kazandığını gördünüz, duydunuz mu? Ben ne gördüm ne de duydum.
O zaman kurmaca bir eserle, bir gazete haberi ya da tarih kitabı arasında ne fark vardır? Onlar da sözcüklerden oluşmaz mı? Ve onlar da, anlatının yapay zamanı içinde gerçek zamanın sınırsız sağanağını kapsamazlar mı? Neyin gerçek olduğuna yaklaşırken zıt yapılar söz konusudur: Roman yaşama baş kaldırırır ve çiğner
nazım hikmet ran , cezaevlerinde kaldı ,yılmadı mahpusluk onu yıldıramadı dünyanın en üretken yazırlarından biri oldu
Ben İbreti Babayı ilk kez rahmetli Feyzullah Çınarla tanıdım. Mahalli âşıkların içinde çok değer verdiğim, sazını, sözünü, karakterini hayranlıkla takip ettiğim Feyzullah Çınarı hâlâ severek dinlemeyi sürdürüyorum.
Kadın Şair Sappho, espri yeteneğini yer yer dizelerinin arasında okura hissettirirken evrensel özellik taşıyan aforizmalara da şiirlerinde yer vermiştir. Aşağıdaki mini dizeleri okuduktan sonra düşüncem şu olmuştu; doğunun felsefe babası Cibran ve asi Şairi Hayyam sanki kadın şairden esin almıştı.
Röportaja dönelim. Sen nereye bakıyosun öyle? :D
L-Ne hoş çanta :)
R-Sendeki bu çanta merakı nerden geliyo Levo?
L-Yav bu kızıl saçlarla bu mini eteği uyuzluk olsun diye mi kuşandın? Gözleri de yemyeşil lenslemişsin?
R-Biraz taciz ediyim dedim :D Beğendin
Konfüçyüs, Hükümdarın isteği üzerine bir süre için şehrin yönetiminde olmayı kabul etti. Yedi gün izledi. Yedinci gün yüksek memur Sao-Çengi idam ettirdi, cesedin üç gün açıkta kalmasını emretti.
Öğrencileri çok şaşırdılar, yanına gittiler, sordular:
Aile içi ilişkilerde, büyük kente göçle gelmiş, bir ucu Anadoluya uzanan, o yıllardaki sosyolojik yapıyı da gözlüyoruz bu öykülerde.
Palto’nun bir başyapıt niteliği kazanmasının nedenlerinden biri de gerçekliğinin yanında gerçeküstü, fantastik bir sonla bitmesi olduğu açıktır. Ölmüş olan memurun hayalet olarak şehrin belirli yerlerinde görülmesi ve insanların sırtlarından paltolarını almaları gayet çarpıcıdır. Bu fantastik sonun bir nedeninin de insanların zor şartlarda edindikleri nesnelerin, eşyaların onların hayatında çok
iskenderun’da hatay tarihini araştırma alanında bir ilk gerçekleşti: tarih yapanlar tarih de yazdı: hatay’ın anavatana katılış mücadelesi; kurtuluş öncesi ve sonrası kitaplaştırıldı. bunu kınalıkuzular, mehmetçikler gerçekleştirdi...
engelsizerisim.com adresinde yayınladığım bir inceleme yazısı.