Dansöz Kıvırmaları- 15.sh.
Ber’de Kent sakinleri gibi Kimyasal ve Biyolojik başlıklı FÜZE’de somutlaşan ölümü sürekli ensesinde hissediyordu.
"Yazmak, bir hayaletle satranç oynamak gibidir. Hamleleri tahmin edemezsin, çünkü o hiç var olmadı." - Terry Pratchett"
"Yazmak, bir hayaletle satranç oynamak gibidir. Hamleleri tahmin edemezsin, çünkü o hiç var olmadı." - Terry Pratchett"
Ber’de Kent sakinleri gibi Kimyasal ve Biyolojik başlıklı FÜZE’de somutlaşan ölümü sürekli ensesinde hissediyordu.
Macera, insana aşk, vatana ihaneti de içine alan, anadolu insanlarının yaşantılarından esinlenerek yazılmış, merakla okunacak bir yazı. Bağlanılan değerlere sahip olmaya çalışırken, varolanların kuralları mı, bağlanılanın büyüsü mü dengeleri altüst eder.
"DEVMALDEN-Y.DOM isimli holding, ülke tarihinde görülmemiş bir beceriyle milyarlarca sermayeyi iç etti." dedi, ağzından iştahlı sesler çıkararak. "Valla helal olsun! Tereyağından kıl çeker gibi...
kol düğmeleri mi de takarım, kadınlar hep onlara çok çekici geldiğini söyler. Beyazlamış ama yakışıklılığıma artı katan saçlarımı da geriye doğru tarayayım bari bugün. Hadi yaşlı kurt güzel siyah gözler çapkın bakmalı, traş da olmalıyım. K
Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastahanesi Başhekimi'ne hitafen..
Roman 5 bölümden oluşmaktadır ve oldukça da uzun. 1. Bölüm olayların başlangıcını (Olaylar), 2. ve 3. Bölümler (Rüyalar ve Rüyalara devam) bataklığa dönüşen deryadaki çırpınışlar ile birlikte rüyaları, 4. Bölüm (Gerçekler) ortaya çıkan gerçekleri, 5. Bölüm ise (Haberler ve Postalar) roman kahramanının konu üzerine bazı yazışmalarını ve tüm
bu benim yıllardır yazdığım fakat hiç kimselere anlatmadığım en özel ilk ve ilk masalım....devamı VAR.
Lydia adında bir kadın Pera'daki tüm dilencilere düşman, Sanki parayı bulan atalarına işve yapacak, kılıç kuşanacak denli pişman...
2007 Oğuz Atay roman ödülüne layık görülen İhsan Oktay ANAR’ın Suskunlar romanı 17.yüzyıl İstanbul’unu ve çevresini anlatmaktadır
Bu benim ilk romanım, belki de sondur belli mi olur?
Mikail yol boyunca dilsiz, onun görünmez eli erlerin üzerinden çekilince Aslan biçare kalmış. Gencecik beyin sırtında buzdan bir ürperti gezinir dururmuş. Yüksek başında ise bir tekkenin öğretisi, bir de Kudüs’ün ilahi güzelliği sırasıyla nöbette. Bir iki kez kendinden kaçabilmek için Mikail’e söz söylemeye yeltenmiş, nafile… Halep’e yaklaştıkça askerlerin