Dansöz Kıvırmaları-16.sh.
Sağkol, elinin tersiyle alnındaki birikmiş teri sildikten sonra, kızgın ve küçümser bir tavırla; "Karşı taraftan da epey adam birikti," dedi. "Ortalık alevlenebilir...
"Yazmak, bir hayaletle satranç oynamak gibidir: Hamlelerini görürsün ama asla dokunamazsın." – Virginia Woolf"
"Yazmak, bir hayaletle satranç oynamak gibidir: Hamlelerini görürsün ama asla dokunamazsın." – Virginia Woolf"
Sağkol, elinin tersiyle alnındaki birikmiş teri sildikten sonra, kızgın ve küçümser bir tavırla; "Karşı taraftan da epey adam birikti," dedi. "Ortalık alevlenebilir...
Macera, insana aşk, vatana ihaneti de içine alan, anadolu insanlarının yaşantılarından esinlenerek yazılmış, merakla okunacak bir yazı. Bağlanılan değerlere sahip olmaya çalışırken, varolanların kuralları mı, bağlanılanın büyüsü mü dengeleri altüst eder.
Normalin çok üzerinde açık olan gözlerinden ve kulaklarından akmış olan kanlar ve yeşile dönüşmüş ten rengiyle, bu iki cesedin korkunç görüntüsü yıllarca kent de konuşulmuştu.
kol düğmeleri mi de takarım, kadınlar hep onlara çok çekici geldiğini söyler. Beyazlamış ama yakışıklılığıma artı katan saçlarımı da geriye doğru tarayayım bari bugün. Hadi yaşlı kurt güzel siyah gözler çapkın bakmalı, traş da olmalıyım. K
Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastahanesi Başhekimi'ne hitafen..
Roman 5 bölümden oluşmaktadır ve oldukça da uzun. 1. Bölüm olayların başlangıcını (Olaylar), 2. ve 3. Bölümler (Rüyalar ve Rüyalara devam) bataklığa dönüşen deryadaki çırpınışlar ile birlikte rüyaları, 4. Bölüm (Gerçekler) ortaya çıkan gerçekleri, 5. Bölüm ise (Haberler ve Postalar) roman kahramanının konu üzerine bazı yazışmalarını ve tüm
bu benim yıllardır yazdığım fakat hiç kimselere anlatmadığım en özel ilk ve ilk masalım....devamı VAR.
Taksim’de otobüsten indiklerinde saat yediye geliyordu. Nazan, saatine baktığında, annesinin onu en geç iki saat sonra evde beklediğini düşününce içinden korkuyla karışık bir ürperti geçirdi
2007 Oğuz Atay roman ödülüne layık görülen İhsan Oktay ANAR’ın Suskunlar romanı 17.yüzyıl İstanbul’unu ve çevresini anlatmaktadır
Bu benim ilk romanım, belki de sondur belli mi olur?
Mikail yol boyunca dilsiz, onun görünmez eli erlerin üzerinden çekilince Aslan biçare kalmış. Gencecik beyin sırtında buzdan bir ürperti gezinir dururmuş. Yüksek başında ise bir tekkenin öğretisi, bir de Kudüs’ün ilahi güzelliği sırasıyla nöbette. Bir iki kez kendinden kaçabilmek için Mikail’e söz söylemeye yeltenmiş, nafile… Halep’e yaklaştıkça askerlerin
-Allah, Allah. Bu oğlan aklınımı kaçırdı ne... Sen gel Afyon’un ortasında uzay aracı yap, ulan burası NASA’mı? Olmaya bunun aklını Amerikalılar çalmış olsun?
-Olabilir be Yasin emmi, Hani iki sene önce bir turisti gezdiriyordu ya Kaşif Osman, ne etti yaptı, o gavurun dilini de gonuşmayı becerdi.