• ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Sinema ve Televizyon |
121
|
|
|
|
“Ne @#!* Biliyoruz ki” bize daha olumlu sorularý sormamýzý saðlayan hatta filmden çýktýktan sonra bile kendimiz “Alice Harikalar Diyarý”ndaki bir kahraman zannetmemize yarayan bir belgesel yapýmýn kendimce yorumlarý
|
|
122
|
|
|
|
Sapýklar ve seri cinayet katilleri neden kolay kolay yakalanamaz ya da hiç yakayý ele vermez? Küçük erkek ve kýz çocuklarýna canice tecavüz eden ve sonra da akýl almaz þekilde parçalayarak öldüren ve yaptýklarýndan haz ve zevk alan sapýk katillerin soðukkanlý ve zeki olmalarýný nasýl izah etmeli |
|
123
|
|
|
|
Sadýk Battal, “Asýl film þimdi baþlýyor” dedi demesine de bakalým, bizim filmimiz ne zaman baþlayacak? Türk sinemasý üzerine yetkin bir kalemin yazdýklarýný okumakbüyük bir heyecan. |
|
124
|
|
|
|
yada kaçýrýrsanýz üzülmeyin.. |
|
125
|
|
|
|
Asimile olmuþ bir kültürün ve dini, kültürle harmanlayýp; "hangi çaðda yaþýyoruz" söylemleriyle renkli ekranlarda boy gösterenler ancak adýna deðiþim denilen ve ne anlama geldiðini kendiside bilmeyen insanlarýn bayraktarlýðýný yaptýðý tek þey karakterini satmaktýr... |
|
126
|
|
|
|
Özgürlük Çýðlýðý, insanca yaþamak isteyenlerin haklarýný talep etmesiyle maruz kaldýðý adaletsizliði konu ediniyor. Ýçinde yaþadýklarý zor yaþam koþullarýndan kurtulmak isteyenlerin, hayattan fazla beklentisi olmayanlarýn, sadece okumak, çalýþýp, kimseye muhtaç duruma düþmek istemeyenlerin sýrf renklerinden dolayý baskýya, zulme reva görülmesini anlatýyor. |
|
127
|
|
|
|
Mistik Nehir filminden hareketle Clint Eastwood'a katýksýz bir övgü ve tabiyet bildiriminin sinema köþemden halka açýk bir mektupla ilan edilmesi. |
|
128
|
|
|
|
Bir de bir haber magazin ya da eðlence programlarýnda olanlar var ki o dahada beter dahada sinir edici.Bir reklam kuþaðý bitiyor az sonralarla program baþlýyor.Jenerik giriyor, heh diyorsunuz baþladý ama hayýr hemen öyle acele etmeyin, sunucu lafa giriyor |
|
129
|
|
130
|
|
|
|
The Color of Paradise - Cennetin Rengi üzerine kýsa bir eleþtiri. |
|
131
|
|
|
|
Oynayan filmin yönetmeni ‘stop, mola’ dediðinde, ‘ölü taklidi’ yapan Iraklý çocuklar ve siviller düþtükleri yerden ayaða kalkacak, köþedeki Mc Donalds’a giderek hamburgerlerini yerken bir yandan da Coca Colalarýný yudumlayac |
|
132
|
|
|
|
Sevgilinin Yitiriliþiyle Adaletsizliðe Baþkaldýrmak
Sinemanýn terk edemediði, seyircinin de en çok etkilendiði filmlerin temalarýndan biri birbirini tutkuyla seven sevgililerin etraflarýnda olup biten haklýsýzlýklara, yýkýmlara, tecavüzlere, öldürmelere, gasplara, kundaklamalara, baskýlara akla gelebilecek bütün sosyal adaletsizliklere karþý olan duyarsýzlýklarýdýr. Sevgililer, kendi dünyalarýnda yaþar, kendileri dýþýnda gözleri kimseyi görmez, olup biten her þeyden uzak dururlar. |
|
133
|
|
|
|
Yazýnýn tam ortasýnda telefon çalýyor. Þimdi sýrasý mý diye homurdanarak kalkýyorum. Telefonda genç bir erkek sesi. Yazýya konsantre olsam da Köle Ýsaura dizileriyle yetiþmiþ olmanýn yan etkisinden mi nedir hemen çýlgýn hayal gücüm çalýþmaya baþlýyor. Kendimi Brezilya dizlerinin baþ yýldýzýnýn yerine koyuyorum. Tabii karþýmda da genç, yakýþýklý, zengin, bir evin bir oðlu, beyaz atlý prens var. Brezilya dünyanýn öbür ucuymuþ filan dinlemiyor, iþini gücünü býrakmýþ, kalkmýþ taa oralardan beni arýyor. Bütün bu Hollywood senaryosunu topu topu birkaç saniye içinde yazýyorum. (Acaba, söyleþi yapmayý býrakýp senaryo mu yazsam?) Her neyse, heyecandan titreyen bir sesle soruyorum. ‘Alo, kimsiniz?’ Telefonda bir asýr süren sessizlik, doðal olarak Brezilya dünyanýn öbür ucu. Olacak o kadar diye kendimi teselli etmeye vakit kalmadan karþýdan yanýt geliyor. ‘Alo, Seval sen misin?’ Biraz þaþkýn, daldýðý rüyanýn bozulmasýndan biraz tedirgin. ‘Evet, benim’ diye yanýtlýyorum. ‘Kýzým beni tanýmadýn mý? Benim, Dinçer Aðabey’in’. Tam bir hayal kýrýklýðý. Benim, ‘Toz Pembe Brezilya’ dizisindeki son nokta. ‘Yaa, Dinçer Aðabey sen miydin? Hay Allah. Ben de baþka biri sanmýþtým. Dinçer Aðabey, sen sesine botoks mu yaptýrdýn? Sesin çok genç geliyor da.’ |
|
134
|
|
|
|
Dünyanýn her yerinde korkuyla yüzleþen ve korkuyu yerleþtiren ABD’nin gerektiðinde resmi sýfatýný da taþýyan sinemasý Hollywood, Halka’nýn ardýndan Karanlýk Sularda ile karþý karþýya kaldý. |
|
135
|
|
|
|
ayaklarý üzerinde durabilen, eylemini anlayabilen ve anlatabilen filmlere yol açýlmalý. Ama bu sevgili yönetmenlerimizden bir ricamýz olacak. Acaba dünya sinemasýnýn þu an geldiði yerden haberleri var mý? günümüz insanýna hitap eden filmleri izleyip eleþt |
|
136
|
|
|
|
Önemli olanýn film izlemenin deðil, izlenen filmin okunmasý gerektiði düþüncesi zamanla kitleler anlayacaktýr. O zaman, politika deðil, sanat kazanacaktýr. Unutmamak gerekir ki, politika zihinlere kilit vurur; sinema zihinlere vurulan kilitleri açar. |
|
137
|
|
|
|
Özetlemek gerekirse, eleþtirmen kimliðine sahip biri, sinema sektöründekilerle çok sýký iliþkiler kurmamalý, mesafe ve sýnýrlarý koruyarak çalýþmalarýný sürdürmelidir. Ancak böyle tarafsýz olunur. |
|
138
|
|
|
|
Turgul, Kürt açýlýmýndan uzak bir film yaparken devletin en önemli bir kurumu olan polis teþkilatýnca çalýþan memurlarýn sorunlarýna eðildi. Polis dizilerinin arttýðý, ejder kapaný gibi filmlerin arttýðý bir dönemde cinayet masasý dedektiflerin ruh haline eðilme konusu þaþýrtýcý ve sürpriz olmasa gerek.
|
|
139
|
|
|
|
Popüler kültür, tarihe dayanan filmlerle tarihi gerçeklere istediði yeni boyutlarý kazandýrma uðraþý içine girmektedir. Bunun içindir ki yakýn zamanda Cesur Yürek, Gladyatör, Truva, Kral Arthur, Hz. Ýsa’nýn Çilesi, Büyük Ýskender, Luther ve son olarak Cennetin Krallýðý tarihi filmlerinin içeriðini ve gerçekliðini sorgulayabilmek için bir tarihi birikime sahip olmanýn yanýn filmlerde gizlenen mesajlarý daha iyi görebilmek için günümüzdeki geliþmeleri de iyi bilmek gerekiyor. Aksi takdirde beyaz perdeye yansýyan tarih, tarihin kendisiymiþ gibi algýlanabilir. |
|
140
|
|
|
|
Konumuz televizyon....... |
|