• İzEdebiyat > Deneme > Doğa ve Dünya |
101
|
|
|
|
Hedefe tırmanmak... Zirveyi adım be adım hesaplayarak tırmanmak. Nefes nefese bir tırmanıştan sonra soluklanırken, geriye dönüp bakmak. Ve zirvede ; başlangıç noktası gittikçe küçülürken o nispette büyümek. Varılan noktada hissedilen gurur, ayaklar altındaki seyre eş şimdi. İşte, o en tepedeyken alınan keyif bütün yorgunluğa değiyor artık.
|
|
102
|
|
|
|
Bir ordudan bahsedeceğim size.Öyle bir ordu ki yeryüzünde milyarlarca efrâdı var bu ordunun.Tek başlarına güçsüz gözükseler de birlik olduklarında öyle büyük bir güç oluşturuyorlar ki |
|
103
|
|
|
|
Bir kadın vücudu hayal ediyorum. Çırılçıplak ama kusursuz değil. Kadının vücudunu saracak naylon bir kadın giysisi hayal ediyorum. Kendisi görünmediği halde sardığı bedenin çıplak halde sunamadığı güzelliği ortaya çıkarabilecek bir ürün tasarlıyorum. |
|
104
|
|
|
|
RTÜK, Maranki çiftinin konuk olduğu televizyona 11 bin 031 lira ceza kesmiş.
Cevabım sizleri şaşırtabilir ama az bile kesmiş.
|
|
105
|
|
|
|
“Belki” diyordu bir gölge.Bu “belki” ye katıldı diğer bir gölgenin “belki” si;onu takip etti tüm gölgelerin “belki” korosu…
|
|
106
|
|
|
|
Umut, ufkunda bir güneş gibi...Üzerine her sabah doğudan doğup, üzerinden her akşam batıdan batan. Sarı ışınların mavi dalgalarınla dansına karışmış; yüreğimdeki kıpırtılar. Her doğan günle ufka yelken açtırıp, batan günle birlikte usulca yüreğime geri bıraktığın kıpırtılar... İşte sen deniz; umutsun umutsuzluklarıma ! Med- cezir misali... |
|
107
|
|
|
|
Sen aşk coğrafyamda önce bir buluttun, üzerime cesur yağmurlar serpen. Çimenlerin üzerinde yürürken, parmaklarımı ıslatan çiydin umut yolumda. Bir ovanın ortasında tümülüsttün geçmişten geleceğime. Bir tablettin antik bir şehrin kalıntısından ellerime değen. Bir yamaçtan aşağı kayan çocuğun neşeli haykırışıydın kulaklarımda çınlayan. Bir adaydın okyanusun karanlık sularının tam ortasında. Yüreğime kazınan bir haritaydın duygu kalemleriyle çizilen. |
|
108
|
|
|
|
Bak bir yıldız sönüyor gök yüzünde,bana ne diyebilir misin?Bak bir böcek ölüyor bir köşede,başını çevirebilir misin?Bak bir çiçek daha soluyor bir vazoda,hayat verebilir misin?
|
|
109
|
|
|
|
Gün gelip de, kavrayışını engelleyen kabuğu sıyırıp atarsa zeka, o gün Tanrı olacaktır. |
|
110
|
|
|
|
*Beklediğimiz mucize gerçekleşirse ne olacak?Yaşamımız boyunca hep mucizelere umut bağlamak yanlış olsa gerek.Çünkü güneşler her gün doğuyorlar ve her gün batıyorlar.Sayısız güneşten her birisi bir mucize değil de nedir?Asıl olan güneşimizi belirleyebilmekte,seçebilmekte ve onu görebilmektedir.
|
|
111
|
|
|
|
Yine lisede yazdığım bir deneme. |
|
112
|
|
|
|
dil ve okyanus arasında bir andırım denemesi |
|
113
|
|
|
|
Tırnaklarımda toprak kalıntıları var.Eşeleyip durduğum kendi mezarımı açabilmek içine usulca kıvranıp uyuyabilmek için.Kalıntıları temizliyorum yılanlarla böceklerle, bedenim arınsın.
Bir derin uyku, esneyipte uyanmamak üzere.
Sadece bir uyku.
Arsız bedenimi derin arınmalardan geçirip sadece bir kemiğe dönüşmek üzere.
Yağmur altında ıslanıp suyu hissetmek denizin kokusunu artık alamamak üzere.
Sahilde kumlar üzerinde sırılsıklam sarhoş olmamak, bir yengeçle artık salsa yapamamak. |
|
114
|
|
|
|
Bu kentte sokaklar, yağmurun geceye söylediği şarkıları dinleyerek uyurlar. Yağmur sabahın perdesini araladığında motor sesleri Varilci Sokağında yankılanır. Tersanede palamut, kıraça ve çinakop kasaları yaldızlanır. Sinsi bir ahmak ıslatan saçlarımızdan |
|
115
|
|
|
|
bazen bir gülüş oldum dudaklarımda. bazen bardaktan boşalırcasına yağmur oldum gözlerimde. sustum, haykırdım, delirdim ve sakinleştim. ne kimseyi anlayabildim ne de kimseye kendimi anlatabildim. üşüdüm, korktum, rezil oldum. |
|
116
|
|
|
|
Bizim muhayyilemizde ata, ulaşılması güç ama bir o kadar da saygıya yakın, kutsal bir kavramı ifade eder. |
|
117
|
|
|
|
Nasıl ? Diyordun içinden.. Aldırmadım ama yine de beynimin her köşesinde kol geziyor. Benimki, duyduğum ve sevdiğim huzur ifadeleri, kalpten gelen, irkilmeye mahal vermeyen gelecek zaman sözleri olsa gerek.. İlgi çekici ama uzaklaşmayı gerektirmeden var olabilecek.
|
|
118
|
|
|
|
*Ölümü kabullendiğin an,ölümün sana en çok yaklaştığı andır.
|
|
119
|
|
|
|
Herkesin denizi kendine güzel elbet. Ama Karadeniz bir başka güzel sanki. Hele o an be an değişen yüzü daha da bir güzelleştiriyor onu. Havasından mıdır, suyundan mıdır bilmem; kararsızlığı üstündedir daima. Bir bakarsın sessiz, sakin, duru... Mavi bir çarşaf gibi uzanır gider göz alabildiğince. Bir bakarsın sebebsiz bir öfkeye bürünür. Bürünürde, öfkesinden laciverte dönüşür rengi... Sonra bütün hiddetiyle o kara dalgalarıyla döver durur kıyıyı. Bir de o nehirlerin bentleri yıka yıka, dağların bağrından taşıyıp getirdiği çoşkun sularla birleştiğinde... İşte! İşte o zaman korkmalı Karadenizin hiddetinden.
|
|
120
|
|
|
|
Hayatın anlamı umman deryada mıdır yoksa minik ellerde mi? |
|