• İzEdebiyat > Eleştiri > Toplum ve Birey |
281
|
|
|
|
Onlar kader mahkumları. Onlar bir şekilde ceazevine giren ve tutuklulukları boyunca toplumdan soyutlanmış; dışarıya hasret, güne hasret, dosta, arkadaşa, yarenliğe hasret, bir merhabaya hasret, ötekileştirilmiş mahkumlar. |
|
282
|
|
|
|
Sokakta yürüyorum. Bir yere gitmem lazım fakat yolu bilmiyorum. Orada duran polise soruyorum. Cevabı ise hepsiyle aynı; "Aha şurdan!" |
|
283
|
|
|
|
Spikerler, ellerindeki haberlerin kasvetinden midir nedir yas evinden sesleniyor gibiler karşımızda. Birbiri ardına dizilmiş haberleri izlerken her defasında “Aman Allah’ım!” diyorsunuz “Dünya felç, çözümler kangren, uzlaşma yolları tıkalı, önümüzde koca koca taşlar, kanamaya devam eden ve bir türlü kapanmayan yaralar. Hey doktor! Pardon sayın spiker yoksa topluca ölüyor muyuz ne? Hiç umut yok mu? Şans faktörü falan, bilet milet alsak yok yok öbür dünya için değil burası için! |
|
284
|
|
|
|
..dünya çocuklarını diri diri toprağa gömmeye devam ediyor anne!.. Ne olur biraz daha yaşa da birlikte gölgelik olalım o çocuklara, insanlık merhameti senden öğrensin biraz daha yaşa! Ne olur annem biraz daha yaşa da anneliği öğret bana!.. Yoksa bu kıyım durmayacak anne bize yardım et bizi affet bizi bağışla.. |
|
285
|
|
|
|
David anlamıyor musun? Yeni üyeler kazandırma görevi bir çılgınlığa dönüştü. Tıpkı partilerde ve tarikatlarda olduğu gibi. Dalga Hareketine üye olmazsanız çok geç kalmış olacaksınız diye öğrencileri “tehdit ediyorlar”. Bu harekete katılmazsam ya da katılmak istemezsem neden geç kalmış olacağım? David anlamıyor musun? Herkes bu Dalga Hareketi denen çılgınlığın sarhoşluğu içinde. Dalganın ne olduğunu anlamıyorlar. Kimse neler olduğunun ya da olacağının “farkında değil”. En önemlisi herkes kendi kişiliğine ne olduğunun farkında değil? Bize ne oldu David? Herkesin dalgadan gidip gitmeme tercihi olmalı. Bütün öğrenciler dalga tarafından “yutulmuş” gibiler. Dalganın hangi yönde gelişeceğini tahmin edemezsin. Dalga kontrolden çıkar ve seni yutar. Tıpkı şimdi olduğu gibi. Bu öğrencilerin hepsi değerlendirme yeteneği gelişmemiş çocuklar. Hiç kimsenin dışlanmadığı bir hareket olarak başlayan dalga artık çığırından çıktı. Bireylere “özgürlük” ve “bağımsızlık” sloganıyla yola çıkan dalga artık bizim özgürlüklerimizi “tehdit” ediyor. Dalgaya katılmak istemeyen öğrenciler bu yüzden dayak yiyorlar. Dalga içinde korkudan herkes birbirini “ihbar ediyor”. Kimse birbiri ile konuşamaz hale geldi. |
|
286
|
|
|
|
Bir palto kaç para? Üşüyorum, değerim buz olmak... Arkadaşlarım nerede? Mangal yürekli insanlar nerede, sıcak ellerini uzatsınlar bana. Üşüyorum. Herkes neşeli şarkılar eşliğinde çayını yudumlamakta. Simit satsam, züppelerin ite kediye benzeyen çocukları dalaşmakta bana. Herkes gücünün yettiğine aslan ya da paşa. Tüm krallıkları yıkmak istiyorum şu an şu vakit. |
|
287
|
|
|
|
Uzun ve sitem dolu bir yazı olacak bu. Birazcık alkol ve müzik eşliğinde okunması tercihimdir. Böyle yaparsanız yazıdan daha çok keyif alır ve sıkılmazsınız, ben şimdiden söyleyeyim. |
|
288
|
|
|
|
Ali Bey işçi emeklisi bir vatandaş. Alsın alsın ikibin lira para geçiyordur ancak eline. Ali Bey bu iki bin Türk Lirası ile harikalar yaratmaktadır güzel yurdum Türkiye'de... Var mı onun gibi bir babayiğit, sorarım size? Üç tane çocuk okutmakta, dahası ev kirası vermekte, sonrasında da mutfak masraflarını karşılamakta, elektrik, su, telefon parası vermekte... Gerçek ekonomik mucize budur işte... |
|
289
|
|
|
|
Siz de Halk Düşmanı deyince ne zannettiniz, herhangi bir politikacı mı ya da bir diktatör mü?(Namuslu politikacıları tenzih ederek) Bildiğiniz patates işte canım. Geçmiş zamanlarda ''Bir Halk Düşmanı''diye bir oyun vardı ve Ankara'da da AST'da yani Ankara Sanat Tiyatrosunda senelerce oynadı, Norveçli Yazar Henrik İbsen'in bir eserinden Tiyatroya uyarlanmış, birden o geldi aklıma... |
|
290
|
|
|
|
Üzüntümüz kadar utancınız olsun |
|
291
|
|
|
|
Benim tanımlamam şu. Türk toplumu, Kuran Müslümanı değil. Doğruluğu belli olmayan kimi hadislerin ve hurafelerin Müslümanı.
|
|
292
|
|
|
|
Bunca iyi içinde kötü olan benim.... |
|
293
|
|
|
|
İki insan konuşmaktaydı:
"...Neden dürüst ve iyi insanlar hep kaybetmeye mahkumdurlar?..Neden hep kötüler kazanmakta?.."
"...Çünkü; kötüler yanlışlarına sıkı sıkıya sarılır ve asla vazgeçmezler. Ama; dürüst ve iyi insanlar doğrulara sarılmaktan vaz geçerler..." |
|
294
|
|
|
|
İsviçre’de –sanırım- yapılan araştırma kadının vajinal kaslarıyla 25 kg taşıyabileceği yönünde bir kas kullanımından bahsediyor.. Çalıştırırsa tabii…Peki
kapasitesi bu kadar yüksek olan bir organın , ben sadece 3 dakika erkek tatmini için olduğuna inanmıyorum.. J, G noktası gibi şeylere de inanmıyorum.. Olay aslında işte orada sapıtıyor.. Sahip olunan güç ve enerji daha yaratıcı ve önemli..Yaşamsal hatta…
|
|
295
|
|
|
|
... insanda biyolojik olarak eşcinsel eğilim yoktur ve eşcinsel kimlik, olması gereken cinsel kimlikten sapmadır. Bu sebeple eşcinsellik, toplumsal olarak onaylanmamalıdır." |
|
296
|
|
|
|
"...Aylardır iş bulamayan delikanlı artık önüne gelen her yere başvuruyordu. Hayvanat bahçesinin önünden geçerken durdu ve 'neden olmasın' deyip, oraya da başvurdu..."
|
|
297
|
|
|
|
Bakın başta söyleyeyim siyasetle aram iyi değildir.Kendimce bir görüşüm vardır ama bu da beni ilgilendirir.Hem söyler misiniz bana? Doğarken hangimize soruldu,Türk mü, Kürt mü, Çerkez mi doğmak istiyorsun diye.Hiçbir sual sorulmadan dolayısıyla seçme hakkımızı kullanmadan geldiğimiz bir dünyada kalkıp Kürtler diye ayırım yapmaya hiç mi hiç hakkınız yok.
|
|
298
|
|
|
|
Kilometrelerce uzaklardasın
Geçmişten kalan sevdalarıma dair
Yâdımın son duraklarındasın
Bir bayram daha geçip gidiyor böyle
Dem aldım sensizliği gözlerimdesin |
|
299
|
|
|
|
Burada Arapça ezan yasağının meclisce kaldırılma kararı fazlasıyla yetiyordu. Meclis kararını duyan Anadolu minarelere Arapça ezan okumaya koşmuştu. |
|
300
|
|
|
|
Gelelim Alice’e ve bir türlü içinden çıkamadığı şu ‘Harikalar Diyarına’. /
Sahi, bu kız neden oradan bir türlü çıkamaz? /
Canı mı istemiyor, kayıp mı oldu? /
Tıpkı, çıkmaz sokak gibi. /
Çıkış kapısını bulabilsin diye, Alice |
|