Öyle bir hüzün ki içimde… Anlatınca geçecek türden değil. Kelimeler yetmiyor, sustukça büyüyor. Yalnızlığa sürgünüm şimdi, Hasretinin gölgesinde bir ömür hikâyesi yazılıyor.
Yüreğim bir enkaz şimdi… Dehlizlerine sel inmiş, Taşıdığı her hatıra bir yangının harı. İstanbul’un kubbesinde dönen bir türkü gibi, Adını fısıldıyor her rüzgâr, her ezan.
Soluduğum her nefeste sen varsın. Gittiğini anladım… Ama nedenini hiç bilemedim. Kaç geceyi, kaç gündüzü harcadım bu bilmecede, Cevabı hâlâ bulamadım.
Giderken hatıralarını da almalıydın, Hasretini söküp, acını da götürmeliydin. Ama öyle olmadı… Ben sensizliğe düştüm, Gurbetin en kuytusunda bir yangın gibi tutuşup yandım.
Bu şehir artık başka… Renkleri solgun, düşleri dumanlı. Ne gecesi gündüzünden farklı, Ne de gündüzü geceden aydınlık. Ve bil ki dostum… Hepimiz bıraktığın gibiyiz.
Giderken yağmurları bırakmışsın bana, Bir de o hüzünle okuduğum mektupları. Alıp götürdüğün ne varsa, Bende kalan, yalnızca buruk bir sızı oldu.
Çehremde artık neşe yok, Gözlerimde yasla bakan bir sessizlik. Oysa sevgimizin mevsimi yoktu… Kışı da baharı da birdi seninle. Ama ben… Avuçlarımda kalan yüzünün sıcaklığını sana veremedim. Dudaklarımda kaldı, söyleyemediğim sözler… Boğazımda düğümlü, Kalbimde mühürlü.
Kapattım kalbimin tüm kapılarını. Salıverdim güvercinlerimi uzaklara… Ne uykular teselli ediyor artık beni, Ne de söyleyemediğim o sessiz harfler.
Bir tek Orhan Baba var yoldaşım, O anlıyor halimi… Arada beni soruyormuşsun, Arada hatırlıyormuşsun… Ne güzel…
Anlatamıyorum belki, Ama yüreğimde hâlâ harlanıyor ayrılığın ateşi. Affet… unutamadım seni. Affet… içimdeki seni susturamadım. Her gün biraz daha büyüyor özlemin, Her gün biraz daha ağırlaşıyor adın.
Bilemezdim ayrılığın kalbimde böyle derin bir vurgun olacağını. Şimdi sensizliğin toprağıyla örtülmüş baharlarım… Kış, içimin üzerine kilitlenmiş.
Böyle mi bitmeliydi her şey? Zemheri mevsimlerin içinde yutkunduğum o sızı… Sebepsizdi belki, Ama derindi.
Çehremde ne varsa, kırık dökük. Kirpiklerimde birikmiş elemler… Dizili damla damla.
Gittiğin yollar boyunca Hasret türküleri söyleniyor hâlâ… Ve hüzün, her sabah yeniden doğuyor.