Bazen hissetmek yetmez…
Kalbin bütün kapılarını ardına kadar açsan da, ruhunun en derin yerlerini sunsan da, hayat sana başka bir cevabı fısıldar. Sessiz kabullenişlerin, sabırla ördüğün bekleyişlerin, kalbine gizlediğin nice hayalin vardır. Ama hepsi aynı özlemin, aynı kaçınılmaz sonun gölgesinde yürür.
Tam da “her şey değişti” dediğin anda, göğe saldığın uçurtman ipini bırakır. O yükseklerden süzülen rengârenk düşlerin, birdenbire yere çarpar. Kanatların yorulur, uçma gücünü kaybedersin. Şarkılar yarıda kalır, melodiler tamamlanmaz.
Ve işte o an anlarsın: bazı hikâyeler yarım kalmak içindir; bazı yollar, tam ortasında bitmek üzere yazılmıştır.
Düşünürsün…
Saatler boyu, günler boyu, belki aylar boyu. Önemsersin, gönlünün bütün sıcaklığıyla sahip çıkarsın. Her detayı belleğine kazırsın. Ama bütün bunlara rağmen içindeki eksiklik kapanmaz. Çünkü bazı bağlar, ne kadar büyütülürse büyütülsün, hayata dar gelir. Ve bazı bağların kaderinde, ayrılığın acı sessizliği vardır.
Cesurca adımlar atarsın.
Kendinden vazgeçer, dünyaya meydan okursun. Ama hayat, senin cesaretini değil, kendi hükmünü dinler. Ve kimi zaman seni bir kapının önünde bırakır: ardında koca bir ayrılık.
En büyük cesaret, işte o kapıyı kapatırken yüreğini ayakta tutabilmektir.
Yüreğinde bir boşluk büyür.
O boşluğun sesi, en kalabalık anlarda bile duyulur. İnsanlarla konuşurken bile bir yanın sessizdir; kalabalıklarda bile ayrılığın gölgesi gözlerinden okunur.
Tıpkı bir sonbahar yaprağı gibi…
Dalından kopar, rüzgârın insafına kalırsın. Oradan oraya savrulurken, ayrılığın kaçınılmaz olduğunu kabullenirsin.
Ama o boşluğun içinde bir kıvılcım daima yanar.
Ne kadar uzak olursa olsun, ne kadar eksik kalırsa kalsın, içindeki özlem sönmez. Çünkü ayrılıklar, unutmayı değil; daha da derinden hatırlamayı öğretir.
Ve sen bilirsin ki bazı vedalar, aslında hiç bitmeyen bir hatıranın başlangıcıdır.
Yine de, bütün bu kırıkların arasında gülümsemeyi seçersin.
Çünkü her düşüş yeni bir diriliştir. Her yarım kalmış şarkı, içinde tamamlanmayı bekleyen yeni bir melodidir. Her düşen uçurtma, yeniden göğe salınacak bir umudun habercisidir.
Ve ayrılıklar bile, kalbine sığmayan o sıcaklığı silemez.
Bazen hissetmek yetmez…
Ve evet, bazen ayrılık kaçınılmazdır.
Ama ayrılığın sessizliği içinde bile, yüreğini ayakta tutan o derin kıvılcım vardır: adı olmayan, zamana sığmayan, insana ait en sahici duygu.