Sen aklıma düşüp, andığım anda,
Gözümden ağlayan bulutlar geçer.
Sen içime düşüp, yandığım anda,
Çölümden ince ince yağmurlar geçer.
Sen sesinle, sesime ses olduğunda,
Dizimin bağını, bağından çözer.
Sen kışıma düşüp, ısıttığında,
Bedenim Afrika olur ve pişer.
Sen gölgeme güneş olup, açtığın anda,
Gözümden ceylan ceylan bakışlar geçer,
Sen düşüme düşüp, gördüğüm anda,
Özümden elvan elvan nakışlar geçer.
Sen sevgiye susayıp, acıktığında,
Gönlüme doyurgan sevdalar düşer.
Sen acıma tuz basıp, kapattığında,
Bana sevdalarıma “elveda” düşer.
Sen kapılarını yüzüme çarptığında,
Gönlüme kalın kalın kilitler düşer.
Sen dünyamdan yüz çevirdiğinde,
Toprağa yağız yağız, yiğitler düşer.