"Yazmak, hayatta kalmaktır… gerisini sonra düşünürüz." — Charles Bukowski (kurgusal)"

YKS Verilerinin Analizi: Eğitim Sistemindeki Dönüşüm İhtiyacı

YKS'nin Türkiye'deki eğitim manzarası: 2018-2024 verileri, milyonlarca öğrencinin belki de mesleki hayatını belirleyen bu sınavın sadece rakamsal sonuçlarını değil, eğitim sistemimizin yapısal gerçeklerini de ortaya koyuyor. Özellikle "full çeken" öğrenci sayılarındaki şaşırtıcı istikrar ve katılım oranlarındaki dalgalanmalar, sistemin mevcut durumunu yansıtan çarpıcı göstergeler sunuyor.

yazı resim

Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS), Türkiye'de her yıl milyonlarca öğrencinin hayatını şekillendiren kritik bir değerlendirme sistemidir. 2018-2024 yılları arasındaki YKS verilerinin analizi, sadece sayısal değişiklikleri değil, aynı zamanda eğitim sistemimizin yapısal sorunlarını da gözler önüne sermektedir. Bu analiz, mükemmel başarı (full) gösteren öğrenci sayılarındaki istikrar ve katılım oranlarındaki dalgalanmalar üzerinden eğitim sistemimizin mevcut durumunu değerlendirmektedir. 2018-2024 yılları arasındaki veriler incelendiğinde, dikkat çeken en önemli bulgu mükemmel başarı gösteren öğrenci sayılarındaki şaşırtıcı istikrardır:
TYT (Temel Yeterlilik Testi) alanında her yıl yalnızca 1 öğrenci (2020 ve 2021 yılları hariç) mükemmel puan almıştır. Sayısal ve Sözel alanlarda da benzer bir istikrar görülmekte, genellikle 1-2 öğrenci arasında değişen sayılar kaydedilmektedir. Eşit Ağırlık alanında ise her yıl tutarlı bir şekilde 1 öğrenci mükemmel başarı göstermiştir. Dil kategorisinde ise durum farklıdır. Her yıl 5 öğrenci mükemmel puan almakta, bu da dil sınavlarının yapısal farklılığını ya da bu alanda başarı gösteren öğrencilerin özel durumunu yansıtmaktadır. Aynı durumun 2025 YKS sınavında oluşması yani TYT'den 1 kişi, sayısaldan 1 kişi sözelden 1 kişi, eşit ağırlıktan 1 kişi ve yabancı dilden 5 kişinin full çekmesi beklenmektedir. YKS'ye başvuru ve katılım oranları yıllar içinde önemli dalgalanmalar göstermiştir:
2018-2019: TYT başvuruları 2.381.412'den 2.515.012'ye yükselmiş, sistem henüz büyüme evresindeydi.
2020-2021: COVID-19 pandemisinin etkisiyle başvurular düşüş gösterdi, ancak 2021'de tekrar yükselişe geçti.
2022-2023: Başvuru sayıları zirve yaptı. 2023'te TYT başvuruları 3.527.443'e, AYT başvuruları 2.573.169'a ulaştı.
2024: Belirgin bir düşüş yaşandı, TYT başvuruları 3.120.870'e geriledi.
2025: Düşüş trendi devam ediyor, TYT başvuruları 2.560.649 olarak gerçekleşti.
Bireysel Başarı ve Sistem Analizi
Mükemmel Başarının Bireysel Doğası
Veriler, mükemmel başarının sınavın zorluğundan çok bireysel odaklanma ve kararlılığa bağlı olduğunu açıkça göstermektedir. Her yıl binlerce öğrenci aynı sınava girerken, mükemmel puan alan öğrenci sayısının bu kadar düşük ve istikrarlı olması, bu başarının olağanüstü bireysel çaba gerektirdiğini kanıtlamaktadır. Bu durum, öğrenciler arasında adaletsiz kıyaslamalar yapmanın ne kadar hatalı olduğunu ortaya koymaktadır. Değişen sınav değil, her yıl sınava giren öğrenci profilidir. Her öğrencinin kendine özgü hazırlık süreci, motivasyon düzeyi ve odaklanma kapasitesi bulunmaktadır.
Sistemsel Sorunlar ve Çözüm Önerileri

  1. Öğretmen Akademisi Sorunu
    Son dönemde getirilen Öğretmen Akademisi sistemi, eğitim fakültesi mezunlarına yönelik adaletsiz bir uygulama olarak değerlendirilmektedir. Bu sistem, köklü sorunlara çözüm getirmek yerine, mevcut sorunların üzerine yeni problemler eklemektedir. Sorunun gerçek kaynağına inilmesi gerekmektedir: eğitim sistemimizin dört temel bileşeni olan öğrenci, öğretmen, veli ve sistem bütüncül olarak ele alınmalıdır.
  2. Sürekli Müfredat Değişikliklerinin Zararları
    Eğitim sistemimizde yaşanan en büyük sorunlardan biri, sürekli müfredat değişiklikleridir. Bu durum hem öğrenciler hem de öğretmenler için büyük bir adaletsizliktir:
    - Öğrenciler sürekli değişen standartlara adapte olmaya çalışırken, öğrenme sürekliliği bozulmaktadır.
    - Öğretmenler sürekli yeni sistemlere uyum sağlamaya çalışırken, pedagojik derinlik kaybedilmektedir.
    - Veliler çocuklarını hangi standartlara göre yönlendireceklerini bilememektedir.
  3. Rehber Öğretmenlik Sisteminin Güçlendirilmesi
    Okullardaki rehber öğretmenler, tamamen psikolog kimliğine bürünmelidir. Bu öğrencilerin akademik başarılarının yanı sıra psikolojik sağlıklarının da desteklenmesi açısından kritik önem taşımaktadır.
    YKS verilerinin analizi, eğitim sistemimizin yapısal bir dönüşüme ihtiyaç duyduğunu göstermektedir. Mükemmel başarı oranlarındaki istikrar, bireysel çabanın önemini vurgularken, katılım oranlarındaki dalgalanmalar sistemin istikrarsızlığını yansıtmaktadır.
    Temel Öneriler:
  4. Müfredat İstikrarı: Sürekli değişiklikler yerine, uzun vadeli ve istikrarlı bir müfredat politikası benimsenmelidir.
  5. Bütüncül Yaklaşım: Öğrenci, öğretmen, veli ve sistem dörtlüsü birlikte güncellenmeli ve geliştirilmelidir.
  6. Öğretmen Niteliği: Öğretmen Akademisi sistemi yerine, mevcut eğitim fakültelerinin güçlendirilmesi ve öğretmen niteliğinin artırılması yolları aranmalıdır.
  7. Psikolojik Destek: Rehber öğretmenlik sistemi güçlendirilerek, öğrencilerin psikolojik ihtiyaçları desteklenmelidir.
  8. Bireysel Yaklaşım: Her öğrencinin kendine özgü potansiyeli olduğu kabul edilerek, kıyaslama kültürü yerine bireysel gelişim odaklı yaklaşımlar benimsenmelidir.
    Bu dönüşüm, sadece YKS başarısını artırmakla kalmayacak, aynı zamanda daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir eğitim sistemi inşa edilmesine katkı sağlayacaktır.

Yorumlar

Başa Dön