|
Berlin Kuşatması Üzerine
(ALİ YERLİ) 6 Mart 2010 |
Yazarlar ve Yapıtlar |
| |
 Bu anlamda mesajı da evrensel… Her milli devletin bir resmi tarihi var. Zaferlerle süslenen ve şekillendirilen! Buradan bakarsak hepimizde biraz Albay Jouve’luk vardır.
|
|
|
Görünmeyen Uyuma Dair
(ALİ YERLİ) 17 Haziran 2011 |
Yazarlar ve Yapıtlar |
| |
| Leyla Karaca’nın “Görünmeyen Uyum” başlıklı yazısı çok etkileyici geldi bana. Bunun nedeni yazının konusundan çok dokusu. Belki de yazıyı böylesine etkileyici yapan yazarın felsefe üzerine çalışmış olmasıdır.
|
|
|
Merhaba.
Sizinle paylaşmak istediğim ilk konu benim sorulara olan tutkumdur. Evet, ben cevaplardan çok soruları seviyorum. İnsanı çarpan, daha önce hiç cevabını düşünmediğimiz sorular... Beni düşündüren ve yeniden aramamı sağlayacak sorular.
Cevaplar beni çok fazla etkilemiyor. Çünkü herkesin bir cevabı mutalaka var. Önemli olan cevaplardaki soruları bulmaktır. Cevap hangi sorunun karşılığıdır?
Düşünmek bence sorgulamadır. Hadi bir adım öteye gidelim; düşünmek doğru soruyu sorabilme yeteneğidir. Daha da büyük bir adım atarsak eğer soru sorabilme cesaretidir. Arayış ve sorgulama hayatın kendisidir.
Bilimin ve felsefenin varlık nedeni sorudur ve bunlar doğru soru sorabilmekle neredeyse eş anlamlıdır. Hipotez bir sorudur. Onu test edersiniz. Doğruluğunu ve yanlışlığını ölçer, sonra yeniden sorular üretirsiniz. Felsefede hayatın anlamını arar,düşünmeyi ve varlığı düşünür,tam buldum dediğinde yeni bir soru yakalarsınız.
Hayatı uzun ince bir yol yapan bu arayıştır. Çarpıcı sorularla dolu bir düşünce hayatı dileğiyle tekrar merhaba.
|
|
02.06.2011 11:11:35
|
YOL |
| |
Şu ara bütün kitapçı rafları tarihi romanlardan geçilmiyor. Galiba millet kitabı da televizyon dizilerine göre okuyor. |
|
|
31.03.2010 17:36:09
|
YOL |
| |
Bahar havası... Neydi hani, Şairin dediği, beni bu havalar mahvetti...
|
|
|
17.02.2010 15:33:21
|
YOL |
| |
Kış geçti de bahar mı geldi yoksa kış bizimle oynuyor mu belli değil. Lodos esti kaç gündür. Karları eriten sıcak ahavyı taşıyor. Aniden erirse karlar sel olur. Hem de ne sel! Toprakları taşları katar içine... Yaşamıştım ben böyle bir felaketi küçükken. Kar geç yağmış sıcak ardınan erken gelmişti. Barajlar tutamamıştı suları. |
|
|
