..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Deney, herkesin hatalarına verdiği addır. -Oscar Wilde
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
İzEdebiyat - Yazar Portresi - İbrahim Bilgin
İbrahim Bilgin - HAYAT' A DAİR
Site İçi Arama:


Son Eklenenler
  Yaş mı Yoksa Yaşanmışlıklar mı? (İbrahim Bilgin) 16 Ekim 2009 Bireysel 


  Bir Yolculuktan Geri Kalanlar (İbrahim Bilgin) 25 Eylül 2009 Yaşam 

Bu tip insanlarda kişilik problemi olduğunu düşünüyorum… İnsanlara tepeden bakabiliyor bu tip insanlar, Hor görebiliyorlar. Oysa sadece farklı bir toprağa gidip geri dönüyorlar. Ve unutuyorlar yeryüzü her yerde aynıdır; ama insanları farklıdır…

  Dünya Hergün ki Gibi Dönmeye Devam Ediyor; Hiç Durmayacakmışçasına. (İbrahim Bilgin) 25 Nisan 2009 Doğa ve Dünya 

İnsan hayatı rutindir. Dünya' ya her gelen ve her veda eden , Senden benden farksız birşey yapmamıştır. Doğmak,emeklemek,yürümeye başlamak ve sonrası...

  Dünya Hergün ki Gibi Dönmeye Devam Ediyor; Hiç Durmayacak'mışçasına. (İbrahim Bilgin) 25 Nisan 2009 Doğa ve Dünya 

İnsan hayatı rutindir. Dünya' ya her gelen ve her veda eden , Senden benden farksız birşey yapmamıştır. Doğmak,emeklemek,yürümeye başlamak ve sonrası...

 

 



Merhaba.

Yoğun bir günün, hareketli insan yığınlarının beyninizde yarattığı zonklamarı hissediyorum.

Elleriniz bilgisayarın aç düğmesine yönelir, gözleriniz ekrana ve kulaklarınız bilgisayarın çalışan motor sesine...

İnternet dünyasına girdiniz ve göz ucuyla bu dünyada neler olup neler bittiğine baktığınız sırada beni buldunuz ; bende size konuk oldum...

Gözleriniz gördüklerini, aklınız düşündüklerini, elleriniz yazdıklarını ,ayaklarınız yürüdüğünüz yolları ve kulaklarınız duyduklarını hiç bir zaman unutmaz...


  08.05.2009 21:17:52 "Ey yaşam senin bunca değerli oluşun ölüm sayesindedir."  

Aklıma ara ara Romalı Düşünür Seneca nın sözü gelir:

"Ey yaşam senin bunca değerli oluşun ölüm sayesindedir."

Gerçekten öyle midir?

İnsanın ölümsüz bir canlı olduğunu düşündüğümde, işin içinden çıkılmaz bir hal halıyor.

Hiç ölmeyecek olduğumu bilsem, belli zamandan sonra hiç birşeyin anlamı kalmayacak. Ne okuduğumuz kitapların ne nefes aldığımız havanın ne de taradığımız saçlarımızın.

Acaba insan öldürülmeye dayanıklı bir canlı olsa, öldürme teşebbüsünde bulunanlar bile öldüremese hırslar insanları hangi yöne çeker?

Her gün bu kadar acı ölüm haberleri karşısında nasıl haberler bizi bekler?
*
Bazende Livaneli 'nin halen sakladığım köşe yazısında izlediği bir belgesel üzerine yazmış oldukları gelir aklıma:

"65 milyon yıl önce ölmüş olan bir dinozorun iskeletini bulmuşlar.

Kafasında, ölümüne neden olan bir yara izi varmış.

Şimdi bilim adamları hummalı bir çalışmayla, dinozordaki bu yaranın nasıl oluştuğunu anlamaya çalışıyor.

Acaba başka bir dinozorla kavga ederken mi yaralanmış, yoksa başını bir yere mi vurmuş?

Bilim adamlarının bu merakına saygı duymamız gerekiyor.

Onlardaki bu merak olmasaydı, bugünküyle karşılaştırılamayacak kadar geri bir dünyada yaşıyor olacaktık.

İşin bu yanını hiç unutmamakla birlikte benim aklım, dinozorun son gününe takılıyor.

Belki de bir et parçası için kapıştı başka bir dinozorla, belki bir dişi yüzünden ölümcül kavgaya girdi.

Gözü bir anda karardı ve hiçbir şey düşünmeden öfkeyle saldırdı.

Şimdi kafası bir laboratuvardaki masanın üzerinde duruyor ve bir takım insanlar röntgenini çekerek onun son gününü tahmin etmeye çalışıyor.

65 milyon yıl sonradan baktığımızda dinozorun dertleri ne kadar küçük görünüyor değil mi?

65 milyon yıl sonra, bizim dertlerimiz de öyle görünecek. "
*
Bazende yolda yürürken gördüğüm eğlenceli grupları düşünür, aklıma kilometrelerce uzaklıkta başka bir mekan takılıverir. Bazende en süslü yemeklerle donatılmış masalarda yemek yerken, kıyıda köşede kalmış ve bir kuru ekmek ile karnını doyurabilecek insanlar gelir aklıma.

Kısacası bazen çok şey gelir aklıma...


  08.05.2009 21:15:56 "Jetonlu Telefon Kulübeleri" 

Eskilerde en önemli haberleşme aracı "Mektup" idi.

Postacı dört gözle beklenirdi.

Şarkılar söylerdik:

Bak postacı geliyor selam veriyor

Herkes ona bakıyor,merak ediyor. .

Çok teşekkür ederim postacı sana ,

Çok sevinçli haberler getirdin bana.

Bugün artık bu kadar darılmayınız,

Yarın yine gelirim hoşça kalınız

Haydi git,güle güle uğurlar olsun,

Ellerin dert görmesin,kısmetle dolsun

*
Şimdi ne postacının bir anlamı kaldı ne de mektupların...

Jetonlu telefon klübelerine gidip sevdiklerimizi arardık...

Bazen sinir olurduk; jeton atardık, jeton aşagıdan geri düşerdi...

Jetonun o cılınk sesini bile özledim.

Şimdi her cepte telefon,

Her evde televizyon.

*
Dün gibi hatırlıyorum annemin posta kutumuzdan çıkarıp okuduğu mektubu...

Dayın Alamanyalardan mektup yollamış.

Bak okuyayım ne yazmış...

İçinden de bir fotoğrafı...

Siyah beyaz, kar altında çekilmiş bir fotoğraf.

Arkasında biricik yeğenimizin doğum gününü kutlarız el yazısı...



 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © İbrahim Bilgin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.

 

Bu dosyanın son güncelleme tarihi: 21.11.2024 19:35:04