Sevgilim Genç Aşık
(Taner Özen) 6 Temmuz 2004 |
Başkaldırı |
| |
"Sevgilim Genç Aşık" aslında bildik tanıdık bir ruh ikliminin öyküsü. Gerçek aşkı arayan modern zaman insanının şimdiye dek olduğu herşeyden kaçıp kurtulma gayretini anlatan şirin bir metin. |
|
|
Bir ürperti kapladı içimi, tir tir titremeye başladım. Üşüyordum. Oysa bir insan neden üşür böyle apansız bilmiyordum. Neden dolar gözleri bir insanın sebepsiz yere, hele de yüzüne hoş bir gülümseme gelip sinmişken, tüm bunların hiçbirini bilmiyordum.Ve bir insan neden bu kadar yalnız kalır bilmiyordum. Sigaramı yakıp çıktım evimden, her şeyi ardımda bırakarak evimin kapısını ardımdan çekip kilitleme ihtiyacı duymaksızın.. Hırsla yürüyordum etrafıma bakmadan. Ta ki o güne kadar yaşamış olduğum bu çaresiz ve kederli kenti ardımda bırakana kadar durmadan, soluk bile almadan yürüdüm ve çıktım şehirden. Kentimin gözü yaşlı, arkamdan umutsuz el salladığını ve bana bir şans dilediğini duyuyordum. Gitmenin zamanı gelmişti galiba. Kalıp bir başına zaten kaybedilmiş bir savaşın gazisi gibi acı hatıraları yad ederek yaşamak bana göre değildi. Anlamıştım ki büyük aşklar büyük yenilgiler doğurur, büyük yenilgiler ise büyük kahramanlar… Şimdi ardımda bıraktığım şehir kahramanlık nişanımı göğsümde taşıyarak arasına karışmamı istemişti benden.Oysa bu bir çeşit sirk hayvanı olmaktan başka bir şey değildi. Aşk yenilmişti. Ben bu yenik aşkın yüce kahramanıydım. Her büyük aşk kahramanı gibi beni de ben yapan kudret zaferi elde edebilme değil sefere çıkabilme yeteneğimdi. Ben bu şehirden giderken kahraman kalmayı yeğliyor, anılarını satan bir tüccar olmak yerine sefer etmeyi tercih ediyordum. Eğer bir çöl duygusu idiyse aşk, benim yerim sıcak ve kurak çöllerde kimsesiz bir mezar olabilirdi ancak. Hoşçakal ey şehir ve hoşçakalın bu kendini kaybetmiş şehrin sefil insanları…
|
|